1.BÖLÜM

107 8 1
                                    

Bu yıl liseye geçtim.Benim masum hayallerim hiç bu kadar gerçekçi ve dobra değildi.lisenin ilk günü tam bir FİYASKOYDU.Daha ilk günden saçlarında boya,yüzünde badanayı andıran makyaj,giydiği etek ve gömleklerde dekolte eksik olmayan kızlar...Esmer veya kumral,ayakkabıları cilalı,gömleği ekoseli,kravatı gevşek,alçak dağları ben yarartım edasıyla ortalıkta gezinen egoist erkeklerden ibaretmiş herşey.Herneyse şimdi uçuk kaçık sınıfıma gelince;bizim sınıfta herkesin yeri bellidir.Uyumak isteyen en arkaya,tek umudu son sınavlar olanlar 1 ve 2.sıralara,sadece makara yapmak isteyenler ise 3 ve 4.sıralara yerleşir.Irmak ve ben 4.sıraya geçer konuşa konuşa 1 okul yılını deviririz.Burçin ve Pınar ön sıramızda,Kumsal ve Tolga arka sıramızda otururlar.Bugün sınıftan içeri ilk ders aniden biri girdi. Sarıya kaçan kumral saçları ve ustalıkla bağlanmış kravatıyla girdi içeri. İsmi ne ki bunun ... İlk ders biyolojiydi.Öğretmenimiz göz ucuyla süzdü geç çabuk dedi.Klasik öğretmen işte.Bir anda dersi bırakop bana dönen öğretmen;

-Nehirciğim, sanırım konu hakkında çok fikrin var hiç dinlemediğine göre. Bu durumda yeni gelen arkadaşımızla ilgilenme görevi sana düşüyor.Kolay gelsin

dedi ve tan o sırada zil çaldı.Kaderimle baş başa kalmıştım yine. Bizi yeni gören bütün insanların yaptığı gibi tenefüste yanımıza geldi.Sanki bizim hikayemizi anlatmamı ister gibi yüzüme baktı. Bilirsiniz güya bütün ikizlerin hikayeleri vardır.Aman ne hikaye.Kime bakmıştın? Dedim.Evet biraz fazla kabayım.Siz ikizmisiniz? Diye saçma sapan sorular sormaya devam etti.Hayır biz ikiz değiliz klonladılar bizi,tarzında cevaplar vermek isterdim ama içimdeki o hanımefendi kişiliğimi de göz önünde bulundurmak zorundaydım.Evet ikizim o benim dedi. Birde birbirinize çok benziyosunuz demezmi?. Sonra kendini tanıttı.Hiç arkadaşı yokmuş onun için ona okulu tanıtmamızı istedi. Klasik okul işte ben hiçde tanıycak bişey göremiyorum.İkizim kurtar beni. Sahi bu arada Irmak neredeydi?.A doğru ya o notları alıcaktı.Kordidorda yürümeye başladık. Kendimi okul gezisine gelen gruba başkanlık eden rehber gibi hissettim. Halbuki 8 metrelik koridor nesini gezemiyosa. Yürürken ona tuvaletlerin ve kantinin nerede olduğunu gösterdim. Sonra öğretmenlerden bahsettim. Daha okulun 2.haftasındayız bende o kadar bilgili değilim ama olsun. Bilmemek ayıp değil yeter ki çaktırma diyerek devam ediyorum. Bana "çok cana yakınsın"dedi. Bu özgüven nerden geliyordu?. Dua etsin ki misafirlere karşı kibar davranıyorum. Teşekkür ettim. 2.kattaki büyük camın önüne gittik. O camdan dışarı bakıyordu. Kendime geldiğimde fark ettim ki bende onu izliyordum. O sırada kordidorun başından bir çığlık sesi geldi.Döndüm baktım,karşımda Irmak vardı.Bütün gün benimle dalga geçti.Prenses aşık oldu,işte benim ikizim gibi saçmalıklarla sinirlerimi alt üst etmeyi başardı.Bu konuda rekoru 2 saniye. Eve gidince yemek masasına oturduğumuzda asıl kıyamet koptu. Kulağıma usulca eğildi ve
-"Eğer tatlını bana vermezsen okulda yeni gelen arkadaşa aşık oldugun gerçeğini bütün okula yayarım ve o herzaman takıldığın o yakışıklı erkek takımı  seni bidaha yanlarına alırlarmı bilemiyorum"dedi. Olmayan birşeyle beni tehdit ediyordu.İkizim olması yetmezmiş gibi birde ergenlik problemlerini bana yaşatıyordu.Küçükken yaptığım gibi gece uyanıp saçlarını kesmek vardı da o zaman küçüktüm şimdi alacağım cezaların sayısını bilmediğimden hemen vazgeçtim.Bu iş burda bitmedi sevgili ikizim.
♥♡♥♡♥♡♥
Ertesi gün Irmak ile birlikte okula gitmek üzre uyandık.9 da başlayan ders için ben 7.30 da Irmak ise 7.00 da kalkıyor.Saçı makyajı ve kıyafeti için gün boyu uykudan gözleri morarmış halde geziyor.Ben asla uykumdan taviz vermem.Doğal güzellikten yanaydım sonuçta.Ama işin tuhaf yanı makyajsızkende Irmak'dan güzeldim. Yani o da güzel,ikizdik aman neyse ne.Herneyse okula gittik nihayetinde.Olamaz !! ilk ders sözlü vardı ve ben hiç çalışmadım.Sonra o dün okulu gezdirdiğim çocuk ismini hala bilmiyorum herneyse yine yanımıza geldi.Bizim arkadaş grubuna katılmak istiyormuş.Neticede herkes kabul etti ben biraz mırın kırın ettiysemde kimse beni dinlemedi.Sanki o an orda çığlık atıyordumda kimse beni duymuyordu. hemen bizim ortama alışmıştı hatta konulara bile uzak olmasına karşın yorum yapmaktaydı.Tenefüste camın kenarına oturup dışarıyı izliyordum.İlkbaharın o sakin sessiz halini.Sonra bizim çakma prens yanıma geldi.Bu takma adı Irmak ile birlikte takmıştık.Dalıp gitmişim güya sanki ben ne yaptığımı bilmiyodum ya söylediği iyi oldu.Ne düşündüğümü sordu.Ne diycektim şimdi Irmak'ın söyledikleri yüzünden ondan hoşlanma ihtimalimin olduğunu ve bunun hakkında kafamdaki soru işaretlerinin ahenkle dans eden melodisini dinlediğimi mi? Ama dediğim şey şu oldu "sadece derslerim ve geleceğim hakkında kendimce yorum katıyordum."pek inanmışa benzemesede tatmin olmuştu en azından.Sonra aniden elimi tuttu bir an duraksadım sonra bana dediki "herzaman baş parmağının altına küçük harflerle adını yazardın bugün unutmuşsun" dedi.Şok geçiridim yine ,nasıl böyle dikkatliydi?.kekeleyerek cevap verdim bi süre konuştuk.Samimi ve akıcı bir dille konuşmayı tercih ediyordu.Ben ise onun aksine hızlı konuşuyordum.Ama yinede birbirimize ayak uyduruyorduk.Bi an duraksadım.Ben kimle ne konuşuyordum ya? Hemen kalktım ve lavaboya gittim.İyi ki ayna kullanan bir insan değilim çünkü bütün kızlar makyaj yapmak için aynaları esir almış birbirleriyle kavga ediyorlardı.Onlara sizden tiksiniyorum bakışı atarak oradan ayrıldım.Eminim erkekler tuvaletinde ayna bile yoktur.Akşam çıkışta Kumsal yanımıza geldi Toprak 'tan hoşlanıyormuş.Aman ne güzel de bundan BANANE.Kumsal genelde hep artistik hareketler yapardı.İlgi çekmeyi ve ilgi odağı olmayı fazlasıyla seven bir tip.Eve geldik akşam yemeğinde Irmak yine bir isyan koparmıştı."Anneeee bak Nehir'de benimle gelir lüüütfen arkadaşlarımızla o geziye gidelim" diyordu.Annem bu yalvarışa daha fazla dayanamadan pes etti.Ama kötü olan birşey daha vardı,benim fikrim sorulmamıştı. Ve böylece bir maceranın içine sürüklendim. Okul gezisi bir tür alışveriş merkezineydi.Çatalımı fırlatıp koşar adımlarla merdivenleri çıkıp odama vardım.Kafamı her zaman yaptığım gibi siyah doreli yastığıma gömdüm. Bazen diyorum keşke ikiz olmasaydık. Irmak 2 dakika içinde yanımda bitti.Bana zafer kazanmış gibi bakıyordu. Halbuki bilmiyorduki evet ortada bir savaş vardı fakat kazananı daha belli olmamıştı.Kafamı kaldırdığımda telefonu ile oynuyordu. Kesin yine en iyi arkadaşlar listesinde beraber ölümü göze aldığı Pınar ile konuşuyordu.Ama yinede hala tek güvendiğimiz insan birbirimizdik çok da iyi arkadaşdık hatta bazen şakasına kardeşim diyordu. Akşamları tam saat 20:00'da. Bu saat hiç şaşmıyor. Telefonumu elime aldığımda EMRE 'den mesaj gelmişti."merhaba nasılsın?heyo ,ordamısın? Canım sıkıldı sana mesaj atıyim dedim ve sende belliki telefonuna bakmıyorsun" yazıyordu. Sevgili dostum seninle uğraşıcak ne halim ne de dermanım var. Şimdilik sadece başımı yastığıma koyup kendi hayal dünyamda asla gerçekleşmeyecek hayalleri hayak edip ümitsizliğe kapılmayı yeğliyorum. Bakalım acaba yarın başımıza ne olaylar gelicekti?
Devamı hemen gelecek arkadaslar desteginiz icin tesekkur ederim ...Birkaç değişiklik yapiyim dedim emin olun böyle daha iyi olucak voteleri unutmayın

İKİZİMLE ERGENLİKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin