5.Bölüm

56 2 0
                                    

Voteleri unutmayalimm tesekkurler okurkuslar!!!!
O gün akşam yemeğinde bir şok ile karşı karşıyaydım. Annem Doruk  e Demirin okul için bizimle kalacağını söyleyince elimdeki çatalı halıya düşürmüştü. Aslında üzerinde çorba olmasaydı pek de sorun olmıycakdı. O gece herşeyi Doruk'a anlatmaya kararlıydı. Dinlerken morali bozuk gibiydi. Bana;
-"kalbinin sesini dinle gerçekten mutlu hissediyorsan eğer istediğini yap fıstık." dedi. Böyle demesine alışkındım

⌛⌛⌛
Okul yine sade geçmişti.Emre'yi derste bana kaçamak bakışlar atarken yakalamanın verdiği zevkle yanaklarımın kızardığını hissettim.Zil çaldı. Kahretsin ki en önemli zamanlarda çalardı. Her ders çalmasını dört gözle beklediğim zil çalmasın diye zamanı durdurmak istedim. O zamanın sonsuzluğunda kaybolmak akıp gitmek... Neyse ne işte...

❤❤❤❤❤❤❤❤
Ertesi sabah biri var gücüyle zile abanıyordu. Yataktan kalktığım gibi kapıya yöneldim. Hayret evde kimse yoktu. Birde not vardı. Annem arkadaşına gitmiş Irmak'da okula. Kapıyı açmakta tereddüt ettim evde tekim sonuçta. Kapıyı açınca karşıma çıkan kişinin ev adresimş nerden bilmesine mi şaşırıyim o kişinin Emre olmasına mı? Tabi ki ufak çaplı bi şok geçirdim.

-Beni davet etmiycek misin? Diye sordu. Yürek yemiş mübarek. Bune özgüven? Ergenlik iç gidüsü diyip geçelim.kekeleyerek;

- ha e-vet geç-geçebilirisin. Dedim daha afyon patlamamış sabahın körümde hem evimi bulmuş hemde formasını giymiş gayet hazırdı.

- prenses galiba güzellik uykusundasın saat 7.30 hazırlanmadın mı hala? Diye sordu. 8 de kalkarım ben ne işim var ki bu saatte?

-yok hayır 8 de kalkarım ben ama bazı isnisnalar olunca bu saati buluyor. Dedim bi ters baktı. Sonra;

-hadi sen giyin hazırlan ve aşağı in. Beraber kahvaltı yapıcaz. Dedi. İçimden söylenen ergen ve dışımda gülümseyen yabancı ile yukarı çıktım. Hazırlandım aşağı indim. Merdivenin trabzanına yaslanmıştım uyukluyorsum resmen. O sırada belimde bir el hissettim. Anlaşılan o ki düşmek üzereydim.

-aa çok saol Emre ben farkında değildim. Dedim o da önemli değil gibisinden bir kaç kahramanmış edasıyla kurulan cümlelerden söyledi.
Kahvaltı yapmayı düşünüyordum. Klasik Nehir kahvaltı rutinimi gerçekleştirmek üzereydim ki çakma prens arkadan seslendi:

- Aa sana söylemeyi unuttum kahvaltımızı dışarıda yapıcaz

-iyide sen nasıl geldin buraya? Kimsenin evde olmadığını nerden biliyordun?dedim.

- ırmak'a sordum evini. Sağ olsun ikiletmeden cevap verdi. Senden intikam mı alıcakmış neymiş. Sonra bugünde annen biyere gidicekmiş bana gelmemi söyledi. Hatta niye şaşırdın? sen çağırmışsın beni. Deyince kulaklarımdan ateş çıktı beynim döndü o an.

-Ne ne ne? Nasıl? Ben mi çağırmışım? Ben öyle birşey söylemedim. Aklı sıra o çocuğun intikamını alıyor.

-Ne çocuğu? Dedi emre.

- Irmak'a aşık bi çocuk vardı. İkiz olduğumuzu bilmediği için bizi karıştırmıştı işte uzum hikaye. Salla. Dedim.

Saate baktığımızda geç kalıyorduk. Apar topar evden çıktık. Emre yol sırasında hiç susmadı. En son kahvaltımızıda yapıp çıktık. Okul için son 10 dakika kalmıştı. Sevgili okul müdürümüz sabah 9 da girdiğimiz sıramızı daha cazip kılacak pazartesi anansuna başlamıştı. Müdür yardımcıları çaktırmadan okul formamıza bakıyorlardı. Serbest mi ? Forma mı ?ikileminden çıkamayan öğrenciler için yapılan kıyafet kontrolleri...
Sıla yanıma gelmişti.

-Ooo anlayalım. Deyince gözlerimle ona"kafanı asfalt gibi ezmek istiyorum" bakışı attım. Sallamıyordu.

- neyi anlıycakmışsın? Sadece arkadaşız ve okula beraber geldik. Bunda bir anormallik göremiyorum.dedim.

-Hee. Siz sabah sabah evcilik oynamak için buluştunuz yani.dedi.

-Ya başımın belası ne istiyosun?
-Geometrinin notlarını versen yeter dedi. Kabul ettim. Neyse yukarı çıktık.
O gün biraz sıkıcı birazda şaşırtıcı geçti...

İKİZİMLE ERGENLİKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin