5-Tablo

93 26 15
                                    


İyi okumalar!

Multimedia: Poyraz

Boş ver dünde sevilmemiştin.

------------------------------------------

"Oha, ayağıma tekme attı. Faul var!" diyen Ali'ye ters bir bakış attım.

"Bencede Deniz çocuğun ayağına bildiğin tekme attın."

"Yağız sen çok konuşuyosun. Kes sesini istersen. Hıh oynamıyorum işte." deyip sahadan çıktım. Bugün canım sıkıldığı için Yağız'a mesaj atmıştım. Oda maç yaptığını söylemiş ve benide çağırmıştı. Bende kabul etmiştim. Beni oyuna çağırdıklarında ise bacağım ağrımadığı için kabul etmiştim. Ama olanlara bak!

Peşimden gelen Yağız'a yan bir bakış atıp önümde döndüm. Hemen soyunma odasından çantamı aldım ve dışarı çıktım. Yağız kapıya dayanmış bekliyordu.

"Ya abi bi' git. Daha doğru dürüst trip atamıyorum. Sen şimdi git, akşama bir kutu dolusu çikolatayla gel. "

Bu dediğim Yağız'ı güldürmüştü. Ellerini iki yana kaldırıp geri çekildi. Bende omuzları dikip ilerlemeye başladım. Geçerken omuz atmayı unutmamıştım. Hızlıca sahil kenarına indim ve yavaş yavaş yürümeye başladım.

Bazen kendimi tanıyamıyordum. Başımda onca bela varken hala gülebiliyordum. Bu huyumu çok seviyordum. Mesela bazı insanlar en ufak bir şeyde dünyanın sonuymuş gibi davranıyorlardı. Benim ise umrumda değildi. Birisine çarptığımı fark edince kafamı kaldırdım. Karşımda Yiğit'i görmeyi beklemiyordum. Korkuyla iki adım geriledim. Sonradan ifadesiz bir şekilde ona baktım. Tam yanından geçecekken kolumu tutup sıkmaya başladı. Gözlerime doğru tırmanan yaşları engelledim ve Yiğit'in suratına baktım.

"Ne var Yiğit?" diye sordum soğukluk akan sesimde.

"Demek bizim kız hala akıllanamamış. Sana kaç kere diyeceğim benimle düzgün konuş diye?"

"Bırakır mısın? Canım acıyor."

"Bende zaten onu istiyorum. Canının yanmasını. Sen benim canımı nasıl yaktıysan bende öyle yakacağım canını."

Beni sürükleyerek arabasına götürdü. Kiliti açıp beni ön koltuğa fırlattı. Kapıyı kapatıp kilitledi. Hemen kendi tarafına geçip kilitlediği kapıyı açıp içeri girdi. Arabayı çalıştırır çalıştırmaz gaza basarken aklıma yaşananlar gelmişti. Bir türlü anlamıyordu. Ben söylememiştim.

"Yiğit sana ilk ve son olarak söylüyorum. Duru'ya ben söylemedim. Tamam seninle birlikte olmasını istemiyordum. Ama biz o gün çok kötü bir şekilde kavga ettik ve ben artık ona bir şey yapmayacağımı açık bir şekilde söyledim. Duru' yu evden kovduktan sonra kafa dinlemek için dağ evine gittim. Döndüğüm de ise Duru kapının önünde beni bekliyordu. Benden kaç kere özür dilese bile kabul etmedim. tam bir ay sonra barışmıştık. Olanları anlatınca çok şaşırmıştım. Peki sen niye o mesajı gönderene bakmıyorsun?"

Araba ani bir frenle dururken ellerimle cama çarpmamak için siper etmiştim. Bende bu durmadan yararlanarak kapıyı açıp koşmaya başladım. Arkama bakmadan koşarken bir tane araba önümde durmuştu. İçine baktığımda Rüzgar vardı. Arabadan inip yanıma geldi.

"Ne arıyorsun burada?"

Diyen Rüzgar'a gözlerimi devirdim. Sanki isteyerek buraya gelmiştim. Olanları anlatamayacaktım.

"Beni eve bırakır mısın? "

Kafasını olumlu şekilde salladı ve kapıyı gösterdi. Hemen kapıyı açıp koltuğa oturdum. Hırkamın cebinden telefonumu çıkardım ve annemi arayacaktım ki annemden bir mesaj olduğunu gördüm ve okumaya başladım.

ZÜPPE!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin