Bi an olduğum yerde durmuştum tüylerim diken diken olmuştu.Arkamı dönüp birşeyler söylemek istemiştim ama cesaret edemedim o aldığı ödül onun için çok değerli olmalıydı hiçbirşey diyemeden sadece yürüyüp uzaklaştım ordan.Aslında birazda alışmıştım artık çünkü kendimi bildim bileli her zaman birşeyleri mahvediyordum kırıyodum, bozuyodum insanların sürekli en değerli şeylerini mahvediyordum.Onun için her insanda kötü bir anı bırakmıştım.İşin en kötü tarafı ise pişmanlığımı dile getirememem olmuştu iyi bir konuşmacı olamadım zaten hiç bir zaman.Ne zaman kendimi izah etmeye çalışsam bir de bakmışım ki fenerbahçe maçını maçından giriyorum osmanlının çöküş devriminden çıkmışım.Saçmalayıp duruyorum işte.
Eve gidince direk üstümü bile değiştirmeden kendimi yatağa attım "of salak ben salak ben salak ben" diye söylenmeye başladım.Çantamı kapıya doğru sinirle attım kapı tam o anda açıldı ve çanta Derya'nın kafasına geldi.Hiç gülmediği suratını daha çok ekşiterek bana ölücü bakışlarını yolladı.Hemen yatakta doğrulup pişman bir yüz ifadesine büründüm "yüce matematik aşkına kıyma bana Derya"
"70 milyon yürek ve akıllarda tek bir soru iyimisin" biraz düşündüm gerçekten iyimiydim."Hayır değilim" dedim net bir ses tonuyla "tamam" diyip kapıdan çıktı."Aa kibarlık olsun diye noldu der insan dimi" bir süre bekledim gelmedi.Sonra dayanamayıp odasına gittim.Gördüğüm manzara karşısında tabiki şaşırmadım tek başına satranç oynuyordu.İlk başta gördüğümde bende çok şaşırmıştım 'napıyosun' diyip tımarhaneyi aramıştım.Sonra 'IQ seviyesi iki basamaklı olan insanlarla oynamak çok sıkıcı' cevabını alınca çokta üstelemedim.Karşısına geçip bağdaş kurdum "tamam ısrar etme nolduğunu anlatıyorum" kafasını kaldırdı umursamaz bakışlarını bana gönderdikten sonra geri tekrar satranca odaklandı "..................ondan sonra bir de bana bağırdı o kadar çemkirdi yani bunda nolmuş büyütecek birşey deil bence alttrafı bir ödül kırılmışsa nolmuş benim en sevdiğim bebeğimin kafasını sen koparıp deney için kullanınca ben sana birşey demişmiydim"
"Ayaklarımından tutup 1.kattan baş aşağı sarkıtmıştın"
"Ha aman neyse şuan haksız olabilirim ama dur kendimi haklı çıkarcam şimdi (30 dakika sonra) tamam çıkaramadım"
"O kadar diyorum 1 yaşına kadar anne sütü şart"
Diyip kapıdan çıktı.Off beynime oksijen gitmiyor.Mitokondirelerim enerji üretemiyor iflas ettiler diye kendi kendime söylenirken."Anneeee yetiş anne ölüyomm annee" elleri köpüklü bir halde koşarak yanıma geldi "gızz noldu" somut bir yüz ifadesiyle "bana 2 atp borç versene enerjim kalmadı".O dakkadan sonra sonra en son annemin 'hay senin atp ne' diyip elindeki terliği almaya yeltenmesini hatırlıyom sonrasında bayılmışım.Şaka lan şaka tuvalete kaçıp kapısını kitledim.Annemin hala kendi kendine söylenmesini aldırış etmeyip face girdim gizli hayranımdan mesaj yok oha o kadar gelinlik modeli baktım boşamı gitti şimdi sonrasında tam sıkılıp çıkacaktımki bir mesaj geldi.Kalbim bi anda hızlı attı mesaja tıkladım annemin komşusu hayriye teyze 'kızım annene bir soruversene Derya baykalın 38.bölümündeki örneğin adı neymiş' diye sormuş.Cevap vermeye üşenip çıktım.Allahtan görüldünün falan ne olduğunu bilmiyo yoksa 3.dünya savaşını başlatan kişi o olurdu.
Ortalık sakinleşince tuvaletten çıktım ayak parmaklarımın üzerinde odama giderken annemin "sakın odana kaçma ekmek almaya gitceksin" beyaz bayrağı çekip annemin yanına mutfağa gittim.Uzanıp boynuna falan baktım "napıyorsun sen" dedi doğradığı biberden başını kaldırmadan."Taktığın navigasyon cihazı nerde onu arıyorum" kafasını bana doğru çevirip ağzını açtı "ağzımın içinde" ellerimle bir kaç kere alkışlayıp "güzel cevap bravo bizden 12 li kaşık çatal bıçak seti kazandınız artık ben gidiyim"
Evin yakınındaki markete değilde bir uzağındakine yürümeye karar vermiştim.Azcık hava alırım , yürüyüş olur diye sonrasında taktım kulaklığı kuğul kuğul yürümeye başladım.Bi ara dayanamayıp kendimi amerikan filmlerine kaptırdım 'oo jack lanet olsun adamım senin en büyük sorunun ne biliyomusun o koca kıçının koca kafandan büyük olması' meğerse ben bunu söylediğimde yürüdüğüm kaldırımın yanında bank varmış.Banktada anne ve küçük bir erkek çoçuğu oturuyomuş tabi lafı söyledikten sonra farkettim.Çocuk annesine dönüp "anne koca kıç ne demek"
Diye sordu.Annesi bana 4.dereceden ters bakışlarını yollayınca yürümeye devam ettim.Markete gidene kadar 2 kere oturup dinlensemde sonunda vardım.'Of lan öldüm kimin aklından çıktı bu uzağa gitme fikri ? aa benim aklımdan çıktı tabi ya' eğer biraz daha kendi kendime konuşmaya devam edicek olursam tımarhaneyi derya'yı değilde kendimi yollucaktım.Markete girince hemen bi alışveriş sepeti alıp sürmeye başladım aslında birşey almıcaktım ama sürmesi çok zevkli.Ekmeği arabaya koyunca reyonları gezmeye başladım abur cubur reyonuna görünce en üst reyondaki doritos risk gözüme takıldı reklamlarda çok görüyodumda hiç deneme fırsatım olmamıştı.Yukarı doğru uzanmaya çalıştım alamadım.Sonra arkamdan birisi uzanıp cipsi bana verdi."Aa teşekkür ede..(sağ tarafıma döndüğümde cipsi verenin murat olduğunu anlamam uzun sürmedi) ana Murat naber lan ?"
"İyi la senden" cipsi sepete koyduktan sonra "iyi bendende nolsun" kasalara ilerleyip aldıklarımın parasını ödedim ve 10dk boyunca dışarda Murat'ı bekledim.Gelince söylenmeye başladım "hadi ama marketi alıp götürseydin utanma utanma" diyip 32 dişimle sırıttım "tamam komik değildi sustum" elindeki poşetlere göz ucuyla süzüp "al birazınıda sen taşı lan hepsini ben mi taşıcam çok ağır" kafamı sağa sola salladım "ayıp ayıp kızlara poşet taşıtılırmı ayı"
"Ya taşı be nolucak hem benden daha fazla kas var zaten (eliyle kolumu sıkıp) baksana" sinirlenip koluna doğru yumruk attım "off işte bundan bahsediyodum"
Elime bir kaç tane poşet alıp taşımaya başladım."Senin evin ters tarafta değilmi bu tarafa nereye gidiyon""Aa tabi ben sana söylemeyi unuttum biz taşındık hemde sizin üst katınıza"
"Ne sen ciddimisin demek o bahsızlar sizlersiniz " diyip bir kahkaha attım.Ne diyosun sen der gibi baktı."Ay başı gelince anlarsınız bu arada çok yoruldum şu banka oturalım" banka geçip oturduk."Deniz insana huzur veriyo dimi " dedim ona doğru bakıp.
"Yani insan bakınca bile mutlu oluyor" bunu söylediği sırada yanımızdan simitçi geçiyordu "simit yermisin " dedi.Poşetin içinden aldığım cipsi çıkardım "yok saol şunu yicem çok merak ettim.Hadi yarışma yapalım mı acıyı kim yiyecek " ağzının kenarıyla gülümseyip "bu teklifi bana mı yapıyorsun ? Okul zamanı performans ödevlerin yapılacağı gün tek ödevini yapmayan bendim ve hoca o gün okula gelmemişti.Kazı kazanı her sefer aldığımda para çıkmıştı.Dondurmadan bedavaları saymıyorum bile "
"Lan annen seni cuma günümü doğurdu , fetvamı verdiler sana , dünyada okunan bütün hatimler otomatikman sana mı gidiyor ,oksijen yerine karbondioksitmi alıyosun ne yapıyon ?" Ağzına bir tane cips attı " yok be "
Bende bir tane attım ve evet düşündüğünüz gibi acı geldi.Ayağa kalktım zıplamaya başladım "acı, lan acı, vallahide acı çok acı yaa " elimi ağzıma doğru pervane gibi havalandırdım.Sonra Murat'ta kalktı "tamam dur sakin ol" çevremde koşmaya başladım "bu cipsi kim alalım dedi ya niye bana uzatıyon sanki kim dedi bunu yiyelim diye " Murat eliyle dur işareti yapıp "Fatoş dikkat et düşceksin"
"Ne diyosun ne düşmesi" gözüm sürekli kapalıydı.Sonra bastığım yerde zemin olmadığını farkettim dengemi kaybedip suya düştüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EVDE KALMIŞ (BİTTİ)
HumorHayatımda yolunda gitmeyen en kötü şeyin matematik olduğunu düşünüyodum ; ta ki yıllar geçip evde kalana kadar...