-12-

2.1K 143 12
                                    

Resepsiyonda görevliler valizleri taşıyolardı.Ne kadar da başka bi otele gitmek istesemde elimden birşey gelmezdi gece yarısı 1 de hiç bilmediğim bir ilde sokak sokak otel aramak sanırım saçmalık olurdu.Odaya girince Levent kendisi için yere yatak kurmaya başlamıştı.Ne kadar bana sürekli hakaret etsede en azından centilmendi."İşte hazır yatabilirsin"

"ne ben mi yatıcam" başını evet anlamında yukarı aşağıya salladı "bu hiç centilmence değil ama"
"Centilmen olduğumu iddia etmedim zaten.Yatağını hazırladığıma dua et" yatarken giyeceğim kıyafetlerimi valizden aldım.Alaycı bir biçimde "Teşekkürler Levent bey bu iyiliğinizi nasıl öderim bilmiyorum" banyoya üzerimi değiştirip odaya tekrar girdim.Levent bey geceliklerini giymiş elindeki kitabı okuyordu.Olamaz sütyenlerim hd ekran gözüküyordu.Valizin kapağını açık unutmuş olmalıyım.

Hüseyin bot edasıyla koşup kıyafetlerimi sütyenlerimin üstüne koydum.Ve görmemesi için hatim indirmeye başladım.Başını kaldırmadan "kapatmana gerek yoktu ilgimi çekmeyecek kadar küçükler" Ellerimle göğüslerimi kapattım "Levent bey ayıp olmuyor mu"

"Allah aşkına odanın ortasında açıp gittin görmemem için kör olmam lazımdı" valizin fermuarını çektim.Bari hello kitty'li olanını koymasaydım tam bir rezillik.Neyse her rezilliğim gibi bunuda unutmaya çalışıp gözlerimi kapattım.Tam o sırada ışıklar kapandı."Levent bey" uyku bandını gözünden çıkardı"Yine ne var"

"Ben ışıklar kapalı uyuyamam küçüklükten gelen alışkanlık"
"Sen tam bir baş belasısın.Ama asıl suç bendeki seninle seminere geldim" dedikten sonra gidip ışıkları açtı.Allahım ya sanki ben yalvardım benle seminere gel diye.Ama napıyım ışıklar kapanınca aklıma öyle senaryolar geliyoki the walking dead'e 2 sezonluk daha konu çıkar.

Sabah uyanınca Levent elinde kitabını okuyordu.Bu adamda ne kadar çok kitap okuyordu böyle."Levent bey siz daha uyamadınız mı"

"Uyamadım değil uyuyamadım çünkü gece boyunca uykunda konuştun"

"Yanlışınız var ben uykumda konuşmam"

"Evet konuşuyorsun Fatoş, hatta 'dondurma istiyorum,esmerim biçim biçim ölürüm esmer için,profiterol,film daha vizyona girmedi mi ya' gibi şeyler söyledin.Neyse ben bi duşa giricem telefonumu kimsenin arıyacağını sanmıyorum ama ararsa müsait olmadığımı ona geri döneceğimi söylersin"

Tamam anlamında başımı salladım.O banyoya girince bende üstümü değiştirdim.Saçlarımı tararken Leventi birisi aradı.Açıp kulağımı dayadım."Alo Levent nasılsın canım" Bi dakka bu ses yanılmıyorsam Hande'nindi olamaz tam da açıcak insanı buldum "Aa şey Levent bey şuan müsait değil.İşi bitince size geri dönücek ama"

"Fatoş sen misin ? senin ne işin var orda arkadaki o su seside ne siz napıyorsunuz orda Allah aşkına" ya kesin yanlış anlamıştı.Ne yapacağımı bilemeyip telefonu yüzüne kapattım.Şimdi uzun uzun herşeyi anlatsam inanacağınıda pek sanmıyordum.Allahım herşey beni mi bulur.Levent'in işi bitince kavaltımızıda yapıp seminerin olduğu binaya geldik. Allahtan telefon hakkında birşey sormamıştı.Sorsaydı ne cevap vereceğimi inanın bende bilmiyordum.Seminer baya büyük ve lüks bir salonda yapılıyordu.Ama benim en çok hoşuma giden şey bedavaya verdikleri kalem ve defterdi.Yaşlı olmasına rağmen hala çökmemiş ve yakışıklılığını koruyan bir adam konuşmaya başladı

"Evet bu yıl 16.sı yapılan ulusal Tıp kongresine hoşgeldiniz" salonda o ara büyük bir alkış tufanı koptu.

"Bildiğiniz gibi doktorların yanında hemşirelerimizide davet ettik bu sene çünkü onlar olmadan biz doktorların bir kolu eksik bunu biliyorsunuz.Neyse lafı uzatmıcam sizi sıkmak istemiyorum.Sizi ülkemizi yurtdışında temsil etmiş ve kanser hastalığına bulduğu yeni yöntemle binlerce hastaya umut ışığı olmuş birini çağırıcam salona 'Levent sonmaz' "

Yanımda oturan Levent kalkıp kürsüye çıktı.Salonda yeniden bir alkış tufanı koptu.Bende alkışlamaya başladım.Yurt dışında başarılı işler gerçekleştirdiğini biliyordum ama bu kadarını beklemiyordum.Yeni bulduğu çözümle ilgili bir slayt hazırlamış onu anlatmaya başlamıştı.Ama inanın gram birşey anlamamıştım.Zaten sağlık mesleğide 5 senede bitirmiştim ben nasıl anlamayı bekliyosam gece az uyuduğum için esnemeye başladım.Yanıma birisi oturdu "sıkılmışa benziyosun"

"Ben mi yok canım şimdi aort damarındaki difüzyonu anlatıyor işte en sevdiğim"

"Şey o 2 sayfa önceki konuydu" diyip hafifce gülümsedi."Tanışalım mı ben Efe" biraz şaşırmıştım.Hatta biraz değil baya bi şaşırmıştım.'Anne seminerden koca buldumm ben' iç sesimi susturup cevap verdim.Yavşak iç sesim
"Fatoş bende yani aslında Fatma'da Fatoş derler"

"Fatoş mu çok şirin bir ismin varmış" Fatma ismi mi şirindi.Adım Huriye desem onada şirin dicekti heralde bu adam.Seminer bittiğini tekrarda kopan alkış tufanından anlamıştım.Binanın önünde Levent'i beklemeye başladım.Yeni tanıştığım Efe isimli kişiyle birlikte gülerek geliyolardı.Yanıma gelince Levent "şey tanıştırıyım asistan hemşirem Fatoş"

Elimi nazikçe alıp öptü "şey biz zaten onunla daha önce tanışmıştık" kardeş oha oha dur benim bünyem bu kadar nezaketi  aynı anda kaldırmaz.Levent "Efe geçelim arabaya hadi geç kalıcaz nöbetim var bugün"

Leven'te bu dediği söz yüzünden milyon kere içimden teşekkür ediyodum şuan.Bu sefer arabanın arkasına geçip oturmuştum.Efe ile Leven'tin konuşmalarından anladığım kadarıyla baya yakın arkadaşlardı.Ve de garip bir şekilde Levent hiç gülmediği kadar gülmüştü şu yarım saat içinde.Efe bir süre sonra arkasını döndü "Fatoş sen bu konuda ne düşünüyorsun"

"Ne bir dakika evet bende katılıyorum çok kötü birşey bunu yapanlar kesinlikle cezalandırılmalı"

Efe"Öğrenci değişim programları yaptıkları için cezalandırılmalılar mı "

"Aa yok tabikide niye cezalandırılsınlar kusura bakmayın ben biraz konunun gerisinde kalmışım" Levent ordan laf yetiştirdi "her zamanki Fatoş işte olayı 1 sezon önceden takip ediyor" inanın bu adam bir gün elimde kalıcaktı.Efe cevap verdi Levente "öyle deme Levent dalgınlığına gelmiş olmalı hepimize olmuyor mu arada" diyip bana göz kırptı.

Bu çocuk kimdi tam bilmiyorum ama içim ısınmıştı ona.Telefonumdan şarkı dinledim bir ara uyudum.İndirdiğim selena bölümlerini izledim.Ve sonunda eve varmıştım.Eve gelir gelmez annem nasıldı sorularına başlamıştı.Babam her zamanki sakinliğiyle "bırak ta kız nefes alsın hanım sık boğaz etme"

"Aynen selma sultan sananda seminerden değil üniversite sınavından çıktım zanneder" Derya meraklı bakışlarıyla yanıma geldi.Kolumu tutup "anlat herşeyi dinliyorum orda anlatılan bilimsel çalışmardan bahset bana" kolumu Derya'dan çektim "ya ne bilimsel çalışması ne şeyi ana kız delirmişsiniz siz evcil ejderham paytağıda alıp odama gidiyorum ben"

Saat gece 11 olmuştu.Yatağa yatınca ne kadar yorulduğumu farketmiştim.Her ne kadar saatlerce oturup hiçbir şey yapmasamda yolculuk yoruyordu insanı.Aslında yolculuk yapmasamda ben yoruluyordum orası ayrı mesele tabi.Olanları bizimkilere yarın anlatırım diyerek uyudum.

Hastaneye her zamanki gibi yine geç kalmıştım.Zehra ile Sertap çoktan formalarını giyinip çalışmaya başlamışlardı bile.Giyinme odasına girince Hande'ninde orda olduğunu gördüm."Oo hayırlı olsun Fatoş" anlamadığımı belli eden bi bakış attım "senle Leven'ti diyorum sonunda tavlamışsın çocuğu ve nasıl tavladığında malum"

"Ne neden bahsediyorsun sen"

"Neden bahsettiğimi gayet iyi biliyorsun.Ve tüm hastanede biliyor tabi mutlu birlikteliğinizi saklamak ayıp olmazmıydı ?"





EVDE KALMIŞ (BİTTİ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin