10.Bölüm

36 4 0
                                    


Multimedya: Sıla

Duru Sıla'nın adînı söyleyerek acı bir çığlık kopardı.Ben ise hiç birşey diyememiştim. Arda çok geçmeden içeri daldı.Ablam da öyle.Sonra beni de çağırdılar.Koşarak içeri girdim.Ablam Sıla'nın bir elini bende diğer elini tutmuştum.Arda ikimizin de elini tuttu.Odada ses yankılanırken biz konsantre olmaya çalışıyorduk.Doktorlar ise bizi izliyorlardı.

Etrafımızda beyaz toz lar dönüyordu.Arda Sağlık Maddesi'ni kullanıyor olmalıydı..Bağırmaya başladım.Benim gibi Arda ve ablam da bağırıyordu.Canım çok yanıyordu.En sonunda Sıla hayata dönmüş gözleri bile açılmıştı.

....

Sıla yatakta etrafı süzerken Duru bir koltuğa ben bir koltuğa oturmuştuk.Gün ağarıyordu ve ikimiz de bir gram uyku uyumamıştık.Sila'yı odaya almışlardı.En sonunda dayanamayıp sordu.
-Damla ben neredeyim?

-Hastanedesin canım.Birşey hatırlamıyor musun?

-Hayır hiç birşey hatırlamıyorum.Bir tek..Gözümün önünde araba farı vardı onu hatırlıyorum.

-Tamam kafanı yorma...Uyu Tamam mı?

-Tamam.

-Çocuklar ben biraz hava almaya gidiyorum.

Dedim.Olumlu anlamında kafalarını salladılar.Bende odadan çıktım.Hastane çok yüksekti.Tam on iki katlı.Ve biz onuncu katındaydık.Asansöre bindim.Aynada kendime bakmaya başladım.Gözlerim şişmiş ve morarmıştı.Kafamı aşağı eğdim .Tekrar kafamı kaldırıp aynaya baktıģımda arkamda uzun kahverengi saçlı benim gibi mavi gözleri olan bir kadın duruyordu.Gözleri benim gözlerime dikilmişti.Arkamı dönersem kaybolur diye arkamı dönmedim.Kadının sesi çok rahatlatıcıydı.Konuşmaya başladı.
-Damla....Güzel kızım..Anneciğim.

-Anne!

-Evet yavrum.Annenim ben...Bu kötü günlerinde hep yanındaydım aslında.Içindeydim ben senin.

-Anne...

-Ağlama yavrum...Üzme beni..Ben senin hep yanındaydım yavrum..Ama Şimdi gitmeliyim.

Dedikten sonra kadın şeffaflaşmaya , yok olmaya başladı.Arkamı döndüğümde ise tamamen yok oldu.Yere çöktüm.Böyle şeyler niye hep benim başıma geliyor. Asansör zemin kata indiği anda koşmaya başladım.Hastaneden koşarak çıktım.Tenha bir yere gittikten sonra süper hızda tekrar koştum.Gece geldiğim tepeye tekrar çıktım.Bağırmaya başladım.Tekrardan..Avazımın çıktığı kadar.

- Neden!?Neden bunlar hep benim başıma gelir.En yakın arkadaşlarımdan birine araba çarpar.Ruh Avcıları peşimde..Sıkıldım bundan.Ben niye ruhum!?Acı çekmek için mi? Ağlamak için mi? Insan olmadığım gerçeğiyle yaşamak için mi? BIKTIM...

Kendimi çimlerin üzerine bıraktım.Ağlamaya başladım.Benim çektiğim şeyler acı değil de neydi..Ben daha 19 yaşındayım.Bu acılar için çok küçüğüm.Neden bunlar benim başıma gelir ki?

O kadar çok ağladım ki artık ağlamaktan gözlerim acıyordu.Beni teselli edebilecek biri ise yoktu.

Arkamdan gelen hışırtıları anında duydum.Arkamı hızla döndüm.Ayağa fırladım.Gözyaşlarımı silip cesaretimi topladım.
"Kim var orada?" Diye bağırdım.Ses gelmeyince yaklaştım.Korkuyordum.Ağacın yanına gelince üzerime biri atladı.Boğazımı sıkıyordu.Canım yanmıyordu ama nefes alamıyordum.Bu adam her kimse bir ruhla nasıl baş edileceğini biliyordu.En sonunda karnına bir tekme indirip onu üzerimden düşürdüm."Seni aptal ruh!" Diye bağırdı.Hemen ayağa kalkıp onu ağaca doğru ittim.Sıkıştırdım.Gözlerimi gözlerine dikmiştim.Beni her ne kadar ittirmeye çalışsa bile ittiremiyordu."Kimsin sen?!' Diye bağırdım."Senden daha güçlü biri" deyince yüzüne bir yumruk geçirdim.Sersemledi.Tutup yere fırlattım..Tekrar sordum."Kimsin sen dedim..! Duydun mu beni?" Benden korkmus olacak ki cevap verdi."Ruh Avcısı" duyar duymaz adamı tuttum."Bizden uzak durun" diye bir ses duydum.Ses delirmiş birinin sesi gibi çıkmıştı.Bu içimdeki ruh olabilirdi.Adamı ağaca fırlattım.Koşmaya başladı.Elimden kaçırdığım için kendime kızıyordum.Ama bir Ruh Avcısı'nı korkutmayı başarmıştım.

YağmurHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin