Bölüm 1: GECE KUŞU.

968 24 9
                                    

Multi'de Devrim'i sürükleyen, bizimkinlerin söykediği şarkı var. İyi okumlar dileriz!

+++++

Yelkovan on ikiye vurduğunda dudaklarım keyifle yukarı doğru kıvrıldı. Ölmek için güzel bir zaman dilimiydi.

Sigaramdan hafifçe bir soluk çekip ciğerlerime hapsettim. Şu hayatımda üç şeye değer veriyordum; sigara, arabalar ve abim...

"Gece kuşu, artık uyusan diyorum." Abimin uykulu sesi kulaklarıma dolunca, oturduğum tahta sandalyenin kulak sağır edcek gıcırdamasıyla arkama doğru döndüm.

Pencere pervazına yaslanmış, kızarmış gözler, mor göz altlarıyla bana bakıyordu. Onun bu hâli, gerçekten benim abim olduğunu kanıtlıyordu. Fakat; kızarık gözleri uykusuzluktan değil çok içmektendi.

"Benim uyumam, senin içki içmemenle ölümüne kapışır abi." sersem sersem sırıtıp yaslandığı duvardan hafifçe çekildi.

"Çok konuşma da çabuk hazırlan, seninle işim var." Cümlesini bitirip içeri doğru giderken bağırdım.

"Bu saatte nereye?" Odanın kapısının kapanma sesini duyunca beni her zamanki gibi takmadığını anladım.

Bitmiş sigaramın izmaritini balkon demirlerinde söndürüp aşağı attım. Odama girmek için hızlı adımlarla balkondan çıktım.

Odanın sol tarafında kalan, beyaz dolabın kapaklarını açtım. Karmakarışık kıyafetlerimi görünce nefesimi seslice verdim.

Kendi kendime burayı bir zaman sonra toplama kararı alıp, siyah yüksek bel şortla beyaz yarım büstiyerimi zar zor bulup yatağın üstüne fırlattım.

Saçlarımı yapma gereği duymadan koşar adımlarla aşağı indim.

Beni görünce kristal içki bardağını masaya bıraktı. Bardağın mermere vuran tok sesi boş salonu yankılarken abim deri ceketini, mayhoş hareketlerle giymeye çalışıyordu.

"Bir saat boyunca hazırlanmanızı neye borçluyuz Devrim Hanım?" askılıktaki koyu gri kot ceketimi üstümü geçirirken cevap verdim.

"Sarhoş hâlinle hiç çekilmediğini biliyor musun?"

"Kapa çeneni." Siyah butileri ayağıma geçirirken kıkırdamamı saklayamamıştım.

Ahşap dış kapıyı açarak dışarı çıknca, bende beklemeyip arkasından çıktım.

Abim hızlı bir şekilde, arabanın anahtarını bana fırlatınca çevik bir hareketle havada yakaladım.

Vakit kaynetmeden ön koltuğa oturup, anahtarı kontağa sokarak arabayı çalıştırdım.

Hızla gaza yüklenip ani bir hareketle direksiyonu sağa kırdım. Yan koltukta oturan abimin gülme seslerini işitince kafamı ona doğru çevirdim.

"Ne var, neden gülüyorsun?"

"İşte benim kardeşim!" dediğinde dudaklarımın arasından bir kahkaha kaçtı.

Evden tam olarak uzaklaştığımızda, "Hâlâ nereye gideceğimizi söylemedin," diyerek sessizliği bozdum.

"Dark Hell" Kafamı olumlu anlamda sallayıp abimin siyah spor arabasını istediği yere sürdüm.

Eski sokaklardan geçtikten sonra, abim yavaşlamam için söylendi.

Ayağımı gazdan hafifçe çekip arabayı durdurdum.

DEVRİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin