Beyaz Karınca

22 1 0
                                    

(Multi= Gizem & )

~Geçmiş~
Çocuk elindeki boylarına bakarak düşledi . Acaba karalayabilir miydi soluk hayatını bu renkli boyalarla, yapabilir miydi ? Çizebilir miydi ?

Babasının öksürük sesleriyle elindekileri bırakıp bekledi. Babası salona oturduğu zaman sordu çocuk merakla "Baba Tufan ne demek ?"
Babası çocuğunun merakına gülümsedi gururla ." Bir efsane vardır oğlum , yukardaki . " Diyip işaret parmağını havaya kaldırdı. "İnsanları cezalandırmak istedi çünkü insanlar o kadar kötü şeyler yapmışlardı. Bu yüzden de tufan felaketini yollamıştır. Tufan esmiş ,gürlemiş vurmuş bütün nefretiyle, dalgalarını ve sakinleştiginde etrafında hiçbir kötü insan kalmamış. Yani oğlum es, gürle, yık ama sadece kötü insanlara ." Çocuk duydukları ile gururlanmıştı, her isim özeldi onun için ama böyle güçlü bir isme sahip olmak ayrıydı onun için. Heyecanla yine döndü babasına . "Peki ya Erda ? " Babası yine oğluna sevgiyle dönerek cevap verdi . " Erda karınca demek , beyaz karınca ." Çocuk hüzünlendi . "Yani soyismimizin anlamı basit bir karınca mı ?" Çocuğun asılan dudakları ile güldü adam . " Basit mi ? Bak Tufan, karıncalar küçüktür ama taşıdıkları kendilerinden katlarca ağır yüklere rağmen pes etmezler. Sence bu basit mi ?" Çocuk yüzünde mutlulukla döndü babasına ve sadece güldü . Bir gün oda çok güçlü olacaktı. Bunu milyonlarca kez tekrarlayıp gözünün altındaki morlukların üstünden bir umut gözyaşı damlasının özgürlüğe kavuşmasına izin verdi .

           -*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*

"Bu kaçıncı kez !" Diye diklendi adam .
"Elimizden bir şey gelmiyor beyfendi anlayın , üzgünüm ama Tufan da suçlu. Mert' i okuldan atmamı istiyorsanız adil olmak zorundayım ve adil olursam Tufana da aynısını uygulamak zorunda kalırım. " Siktiğimin adili diye içinden geçirdi adam . Sırf ailesi okula bağış yaptığı için   olayın üstünü örtbas etmeye çalışıyor. Diye geçirdi içinden ve sinirle elini cebine sokup kağıt para destesini müdürün yüzüne fırlatı sinirle. "Alın biraz da burada adalet kalmış!" diyerek odayı terk etti .

Tufan bahçede oynayan çocukları imrenerek izliyordu. Neden hep mutlulardı ? Dünya sandıkları gibi peri masalı ile dolu değil ki. Neden kimse başkasını görmeyip sadece kendi egomanyak duygularını tatmin ettme peşinde .
"Sen bir zavallısın Erda ." Çocuk yanına oturan kendisinden de küçük kıza kafasını çevirdi . " Biliyorum . " demekle yetindi .

"Sürekli dayak yediğin için değil ama ." bu çocuğun ilgisini çekmiş olucak ki merakla kıza döndü .
"Neden peki ? "

"İçinde yatan güce ve hırsa inanmıyorsun . "

Çocuk " Çünkü kalbimde öyle bir şey yok. Ben güçsüz eziğin tekiyim sadece." Kız sinirle çocuğa dönerek
"Bize överek anlatığın o hikayede gördüm ! Gözlerindeki gücü Tufan , güç burda değil !" Diyerek çocuğun kolarını tuttu . " Burada da değil!" Diyip elini çocuğun kalbine koydu . "Güç burada !" diyerek hırsla işaret parmağını çocuğun kafasına yapıştırdı.
Çocuk şok olmuş gözlerle kızın gözlerinin içine bakıyordu. Evet, babasının anlattığı ümit verici şeyleri sınıftakilere gururla anlatmıştı ama sadece alay konusu olmuştu . Ya bu kız ? Gözlerinin içine baktığında saf nefret vardı kızın . Tufan'dan da küçük olmasına rağmen gözlerinin olgunluğu etkilemişti Tufanı. Sınıftaki herkes dalga geçerken bir tek kızın durup izlediğini hatırladı. sınıftan çıkarken de, "Demek sende böceksin Erda." diyip kendi sınıfına gittmişti.
Çocuk aklına gelen bu anıyla kızın ne demek istediğini sormaya yeltenmişken işittiği kadın sesi buna engel olmuştu. "Selin gidiyoruz ." Demek adı buydu. Selin. Kızın kalkıp beyaz arabaya yürümesini izlerken Selin aniden durdu ve arabanın yanında duran yaşıtı olan kızın kulağına bir şey fısıldadı. Kız ani bir hareketle gözlerini çocuğa kenetledi. Ta ki kadın kızın kolundan tutup  arabaya bindirene kadar. Araba hareket etmeden önce içinde oturan Selin buharlı cama kelebek çizip Tufan 'a doğru gülümsedi ve araba hızla görüş alanından uzaklaştı. Tufan bir daha kızın okula geldiğini hiç görmemişti. Zaten bir sene sonra o da gitmişti okuldan, yeni hayatına başlamak için .

-Günümüz-

Gizem rüzgara ve yağmura meydan okurmuşçasına sahilde koşuyordu. Önceden acıyı dindirmek için değil Selin' le eğlenmek için koşardı ama artık o yoktu. Sadece ondan kalan anılar , gezdikleri yerler . Karadelik gibi içine çekiyordu kötülükler Gizemi. Daha da hızlandı. Ne kadar hızlansa rüzgar daha da acı bir tokat vuruyordu yüzüne , kız kalbindeki kırık aynayı birleştirememişti.  Denese de daha çok ayrıldı cam kırıkları. Ve her biri ruhunun daha derinliklerine saplanarak gömüldü karanlığa .
Tufan ise evde, Gizemin ağzından çıkan son kelimeleri aklından çıkaramıyordu. Nasıl ilk başta anlayamamıştı genç adam evinde bulunan ufak atölyesine bütün duygularıyla adım atarak üzeri örtülü tuvalin yanına geldi. Eliyle değilde sanki ruhuyla çekmişti o beyaz örtüyü . " Demek artık yoksun ." diyerek burukça gülümsedi ve resimdeki kelebek kanatları olan kumral kıza baktı. Simsiyah kanatlarının içindeki mavi yuvarlaklar kısıtlanmış özgürlüğü temsil edercesine boğuşuyordu siyahlarla , boğuyordu siyah renk onu, mavi ise ben buradayım diye haykırıyordu. Resimdeki kız ise içindeki özgürlüğünden bihaber umutla bakıyordu karışısına. " Özgürlük burda değil !" diye bağırdı, Tufan elini kızın kalbine koyarak .  "Burada da değil !" dedi, kafası çizili olan yere dokunarak. " Tam burda ! " diyerek var gücüyle yandaki masada duran mavi boyayı resime fırlattı. Boya ortadan daha rahat kulanılmak için kesilmişti ve artık resmin üzerindeki yere işlemişti kendisini. "Hep senin içindeydi aslında aptal kız, ama sen göremedin, reddettin! Neden ? " eliyle resmin her yerini özgürlüğün rengine bulamaya başladı . Sinirliydi ,öfkeliydi ,yediremiyordu.

O sırada Gizem de boğuşuyordu özgürlükle üvey kardeşini geri getirmek için. İmkânsızdı ama içinde umut tutamları, dikenli bir sarmaşık gibi canını yakarak bırakmıyordu onu. Karşısında, karaya çıkmak için çırpınan dalgalara bakarak bir damlanın gözlerinden firar etmesine izin verdi . " İnanıyor musun bir gün kuvvetli dalgalarının karaya çıkacağına? Çünkü bu asla olmayacak.  " Diyerek gülümsedi .
" Ben neden varım ki?  " diye saçma bir şekilde soruverdi kendisine. Bir anda nerden girmişti bu aklına . " Bu Dünyadaki amacım sadece bir dublör olmak mı ?!" bağırdı denize doğru . Yanından geçen insanlar tuhaf gözlerle deli kızı süzdüler. Ama hayır Gizem deli değildi herkes delidir. Sadece o bunu gösterecek cesareti bulmuştu .
                             🌾🌾🌾
"Şuan sahilde ve tuhaf davranıyor. " Dedi adam telefondan gelen sese .
"Takibe devam edeceğim merak ettme ,sence bu kadar yetmez mi, kızın delirdiği?  " dedi yeniden ümit ederek . Aldığı cevap karşısında . " Tamam karışmıyorum sakin ol!" diyip telefonu kapatarak cebine koydu ve arabaya bindi . Baktı araba camından, inatla yansıyan kolunda ki o siyah yılana. 

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 29, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Paralel Böcekler Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin