Gözüme gelen güneş ışığı gözlerimi kamaştırıyordu. Kim açtı bu perdeyi? Hızlıca yataktan kalkıp perdeyi kapattım.
"Kaç aydır bu yurttayım hâlâ şu perdeyi odada ben varken açmamanız gerektiğini öğrenemediniz mi ? " diye sesli bir şekilde konuştum.
"Boşver kanka." dedi Buket.
"Neyi boşver be. Elli kez söyledim açmayın diye. Bide gelip yatağımın yanındakini açmış kim açtıysa."
"Ben açtım canım problem mi var?" Ses arkamdan geldi. Hızla arkamı döndüm. Melis. Tabiki başka kim yaparki ? Ulan şurda 1 ay kaldı şu yurttan defolup gitmeme kimseye bulaşmamaya çalışıyorum ama gel beni parçala diyor.
"Kızım senin derdin ne? Şurda 1 ay sonra gidicem başımı derde sokma!"
"Burda sadece sen varmışsın gibi davranma! "
"Melis sınırlarımı zorlama !"
"Zorlarsam nolur ?" Sinirlerime hakim olamıyormıyordum. Üstüne yürümeye başladım.
"Şimdi görürsün ne olacağını" üstüne atlayıp ensesinin üstündeki saçı tuttuğum anla 'bırak beni' diye cırlaması bir oldu.
"Derdin ne kızım senin?"
"Bırak beni yoksa kötü olcak."
"Noluyor burda!!" Bir müdür eksikti şimdi kadro tamamlandı.
"Ayırın şunları hemen."
- 30 dakika sonra -
"Bosversne onu. Gıcıklığına yapıyor."
"Bir cumartesim vardı içine etti salak kız. Hadi yürü dışarı çıkalım"
"Tamam. Nereye? "
"Sahile."
-
Karşımda mavi bir deniz mavi bir gökyüzü. Saçlarım havadaki rüzgârla geriye doğru savruldu. Tam o sırada Buket dürtükledi.
"Kan.. kanka. Şu-şuraya bak. "
"Dur bi şuanın tadını çıkarıcam. "
"Önemli."
Sinirle onun baktığı yere baktım. Gözlerim dondu kaldı. Kahkaha atmaya başladık aynı anda. Mal mı ne bunlar kışın bu soğukta denize atlıcak kadar mı içmişlerdi hemde bu saatte. Çok erken , genç çocuklara benziyorlardı 19-20 belki. Uzaktan gördüğüm kadar yakışıklılardı. Geri dönerken yanlarından geçtik. Çocuğun biri yeşil gözlü kumral çok uzun olmasada benden uzun beyaz tenli babyface denilecek kadar yakışıklıydı. Diğeri de esmer uzun boylu ela gözlü.
Geri dönerken yanlarından geçiyorduk ki Yeşil olanla göz göze geldik çok uzak olmadığımızdan gözlerinin tam rengini görüyordum yeşil ve ela arasındaki o tatlı renk. Nedense gözlerine bakamadım. Bakışları fazla güzeldi. İçimde bişeyler kıpırdamadı. Ama bakışları içime krallık kurdu resmen. Içimi fethetti. Ne diyorum ben ya bir daha göremiceğim sarhoş bir çocuk bir çift yeşil göze tav olmam ben. Gözlerimi beş saniye sonra çekebilmiştim.
"Hadi gidelim artık şurdan" dedim
--
"Ama esmer olan çok tatlıydı. "
"Buket keser misin artık onlar iki tane gerizekalı sarhoş maldı bir daha nerde görcez kim bilir ? Hem yakışıklı göz alıcı etkileyici ve fazla iyi badboy gibi gözükseler de mal onlar mal."
"Bak sende diyorsun yakışıklı diye "
"Buket biliyorsun en son yaşadığım şeylerden sonra 3 yıldır erkeklerle olan mesafemi korkuyorum. Korumaya da devam edeceğim. Unutma ben bir kere yaptığım hatayı tekrar yapmam."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UMURSAMAZ (DÜZENLENİYOR)
Teen FictionBen griyim , bay siyah. Ne iyi, ne kötü. Kimine göre beyaz sonsuz , siyah ölüm. Kimine göre ise siyah sonsuz , beyaz ölüm. Sen benim siyahımsın , özelsin. Sen ölüm değilsin. Sen sonsuzsun sonsuzum , siyah'ım.