LUNAPARK

81 17 2
                                    

Evden çıkar çıkmaz yüzüme çarpan soğuk beni kendime getirmişti. Okula doğru yürümeye başladım. Montumun önü açık olduğu için soğuk içime işliyor,zihninin ve kalbimin karanlığına sakladığım anılara dokunuyordu. Gözlerim rüzgardan mı yoksa bu dokunustan mı hoşlanmamıştı anlayamadım.Sadece yanlızlık hissim bir anda kabarmıstı.Annem intahar ettiğinden beri babam bütün gününü şirkette geçirmeye başladı.Paranın onun yerini dolduracağını zannediyor.Kocaman evde benden başka sadece haftada bir kere gelen hizmetçi ve kapının önündeki güvenlik yaşıyordu. Yanlızlık ruhuma işlemişti.
Okula geldiğimde dışarıda kimse yoktu.Geç kalmadığımı umut ederek hızlı adımlarla sınıfa doğru yürüdüm.Sınıfa girdigimde sessiz duran sınıftan geç kaldığımı anlamistım.Özür dileyip yerime geçtim. Kitaplarımı açıp dikkatimi tahtaya verdim.
Ne kadar inkar etsemde zihnim hala o çocuğu tanımaya çalışıyordu. Gözleri zihnimi ele geçirmişti. Gözleri siyahın en koyu ve en güzel tonuydu.Tebessümü tehlikeli olduğunu söylüyor gibiydi. Zihnimi kucalayan şey ,adını sorduğumda düşünmüştü.
-Kutay
Bunu kulaklarının duyması için biraz sesli söylemiştim.Bu isim içinde birşey saklıyordu. Bu adam sırlarla doluydu. Bir his beni bunları düşünmeye sürüklüyordu.
Zilin sesini duymak için can arıyordum.En yakın arkadaşım hemde sıra arkadaşım Melis'e doğru egildim ve kaç dakika kaldığını sordum. Tam o sırada zil çaldı. Kafamı masaya yasladım ve nefesimi dışarı doğru üfledim. Camın dışarısına bakmaya başladım. Tam dalmıstım ki kuvvetli bir el bilegime yapıştı ve beni okulun dışına doğru sürüklemeye başladı. Kendime gelmem biraz zaman alsada önümde beni sürükleyen adamın kocaman kasları vardı ve çok güçlüydü.Okulun dışına çıktıktan biraz sonra kolumu bıraktı ve arkasını döndü. Tam bağırarak konuşmaya başlıycak ve onu hiç konuşturmuycakken o delici siyah gözlerle karşılaştım. Gözlerini benimkilere kenetleyip
-Bir yere gidiyoruz. dedi ve ileride duran arabayı işaret etti.Bana cevap verme anı bırakmadan kolumu tutup arabaya sürüklemeye devam etti.Beni sürücü koltuğunun yanındaki koltuğa bindirip, kendi de bindikten sonra arabayı çalıştırdı.Yol boyunca hiç konuşmadık. Araba lunaparkın önüne durunca gözleeim büyüdü. Kafamı Kutay'a doğru çevirdigimde dişleri gözükünceye kadar sırıtıyordu.Sinirle kafamı çevirdim. O aşağı indi ve gelmem için işaret verdi. Arabadan inip hızlı adımlarla önüne geçip lunaparka girdim. Tam çarpışan arabalara doğru kosacakken yine o güçlü el bileğini tutup geriye doğru sürüklemeye başladı.Tuttuğu bileğinden bütün vücuduma yayılan his,kalbimide elime geçirmeye başlamıştı.
Bu his hiç yaşamadıgım kadar güzeldi.Vücudumu yakacak kadar sıcak bir kan damarlarımda akmaya,zihnim unmadık şeyler düşünmeye, kalbimse bir hayli hızlı atmaya başladı.
Beni parkın girişindeki bank oturttu.Ben ne kadar birşeyler söylemesini beklesemde o sadece kolunu dizlerininin üstüne koyup yere doğru bakmakla yetindi. Bende inatla hiçbirşey demedim. Biraz zaman sonra,
-Bana kendini anlat, dedi.
Hiç düşünmeden
-Neden bunu yapayım.
Bunu bir rica değil emir olduğunu söyleyen bir bakış attı.Hemen birşeyler mırıldanıp gitmek istiyordum.Konuşmaya başladı ve dikkati ban çevrildi.
-Adım Esin, lise 3'e gidiyorum.Babamın holdingi var belki duymusşsundur Kara Holding.
Beni susturdu.
-Bunları biliyorum.
Bunları biliyorsa ne öğrenmek istiyordu.Bunları nerden biliyordu yada.Karşılaştığımız gün tesadüf değil miydi?Üsüdügümü fark ettim ama montum okulda kalmıştı ve cebinde paralarımda .Kaç yıldan beri gelmemistim. Birşeylere binmeden gitmek istemiyordum.Sistemle gondola doğru baktım.Kafamı Kutay'a çevirdigimde cebinden cüzdanını çıkarıp bir miktar parayı bana uzatmıştı. Parayı alıp bir şeylere binsem birşey olmazdı .Sonra öderdim nasıl olsa. Parayı alıp,
-Geri ödeyeceğim, dedim
gondola doğru yürümeye başladım. Arkamı döndüm bir an. O hala yerinde oturuyordu. Tek basıma binemezdim.
-Sen gelmeyecek misin?
Gözlerini bir düşünce sardı. Sonra keskin bir şekilde
-Ben gürültüyü sevmem, dedi.

GürültüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin