GÜÇ

53 18 2
                                    

Gondola bindigimde içime bir korku sardı. Gözlerimi kapattım ve ağzımı hafifçe oynatarak dua etmeye başladım. Tam çalışmaya başlıyordu yanıma biri oturdu.Kutay olduğunu anladım.
-Hani sen gürültüyü sevmezdin?
-Hala sevmiyorum. Korkudan ölme diye geldim.
-Hala korkuyorum farkındamısın.
-Ama ölmene izin vermek bebegim.
Şaşırmış bir şekilde tekrar ettim.
- Bebeğim...
-Alışkanlık yoksa bir bebekten ziyade cadıya benziyorsun.
Bunu söyledikten sonra sırıtmıştı.Sıkıca önümdeki korumalıgı tuttum ve kendimi geriye doğru verdim.
-Senin sevgilin filan yok mu git
onunla uğraş.
-sevgilim olup olmadığını mı öğrenmek istiyorsun?
Sırıtması yanaklarına yayılmıştı. Öyle birşey kastetmemistim ama sonu ona varıyordu.
Gondol durasıya kendimi yiyip bitirmiştim. İndiğinde büyük bir oh çektikten sonra eve gitmem gerektiği hatırladım.Kutay'a baktım.Ellerini pantolonunun ön cebine sokmuş büyük bir hiddetle beni izliyordu.Sinirle eve gitmek için yanından geçiyordum.
-o kadar merak ettiğini belli etme. Sevgilim yok.

Neden şimdi bunu söylemişti. Merak etmiyordum. Sinir bozucuydu.Bütün vücudumu geriyor, içimde çözemedigim bir hissi var ediyordu.
Hızlı adımlarla eve geldim .Mutfakta birşeyler atıstırıp ,yatmak için üstümü denistirdim. Yatağa uzandıgımda
benim yatağa çöküşüm gibi zihnime bir ağırlık düştü.Düşüncelerimi bir duman sarmıştı sanki.Gözlerimide bu dumana teslim edip uykuya dalmaya çalıştım.

   Uyandığımda dışarıya kar yağmış, her yer beyazın saflığına karışmıştı.Üstüme ne kadar ince bir kazak giysemde, kalın bir montu eksik etmemiştim. Birşeyler atıştırıp, evden çıktım.Sıkıntıyla okula doğru yürümeye başladım.Bir an siyah bir araba önüme durdu.Korkudan olduğum yerde kalmıştım. Sürücü koltuğunun kapısı açıldı. Arabadan inen Kutay'dı. Arkamı döndüm ve hızlı adımlarla ilerlemeye başladım.Nedensiz bir his ondan uzak durmam gerektiğini yine söylüyordu.
Arkamdan gelen ayak seslerini duydum. Gittikçe yaklaşıyordu. Bir anda önüme geçti.
-Gitmemiz gereken bir yer var.

Okula gitmek istemiyordum ama onunlada gideceğime gelmezdi bu.
-Seninle gelmeyecegim. Kendin git yada bir sevgili bul. Benimde şu an okula gitmem gerekiyor.

Gözleri bir siyahlıga,yüzü ise sinir bozucu bir tebessüme büründü.
-İşte bebeğim sevgilim olarak seni seçiyorum. Elimizde bu var napıcaz.
Bileğimi tuttu ve zorla arabaya bindirdi.
Araba hızla yolda ilerlerken
-bana bebeğim demekten vazgeç. Aliskanlıksa alıskanlındanda.
Dikkatini yoldan bana çevirdi.
-neden bebeğim...
Sinirden boynundaki bütün damarların çıktığına emindim.
-Beni nereye götürdüğünü söyleyecek misin?
Kafasını yola çevirdiğinden beri hiç istifini bozmamıştı.
-bebeğim yerini fıstık. Bunu da beyenmezsen her hangi birşey şöyle onu alışkanlık haline getireyim hemen ne dersin?
Bunu gerçekten söylemediğine emindim. Beni daha çok sinir etmek içindi.
Araba kapalı bir oyun salonunun önünde durdu. Kutay el firenini çektikten sonra,
-sen burada bekle ,dedi.
Arabanın kapısını kapatmadan önce bağırmaya başladım
-burada beklemem için mi getirdin beni!!
Kapıyı örtüp gitti. Arkada Kutay'dan biraz kısa sarı saçlı bir çocukla bir müdded konuştuktan sonra arbay doğru yürümeye başladı. Arabanın kapısını açıp, beni görmek için eğildi .
-in ve çabuk yanıma gel.
Tam bana emir verme diyecektim ama bunların boş olduğunu düşünüp sessizce arabadan inip yanına gittim.
Beni bir yumruk atma makinesinin önüne getirdi. Dışarıda duruyordu ve karın karışmış olduğu rüzgarla saklanıyordu. Ben hiç gücümü kolumda toplayamazdım. Bu yüzden doğduğumdan beri nefret ederim bu makineden. Şaka yapmasını diler gibi Kutay'a baktım.
-ne yani beni buraya ne kadar güçlü olduğunu göstermeye mi getirdin.
Yüzünde hiç eskimeyen bir öfke vardı.
-Eğer ben kazanırsam benimle zorluk olmadan bir yere geleceksin
Buna istemsızce gülmüstüm.
-asla yenemem. Seni değil bir çocuğu bile.

Elimi tuttu ,elimi geri çektim.
Ama çekmeme izin vermedi tam birşey söylemek için ağzımı açmıştım, diğer elinin baş barmağını dudaklarına bastı.
-gürültü yapma bebeğim.
Elini elimin üstüne koydu ve elimi avcunun içine alarak tomruk yaptı. Geri doğru çekilmemi sağladı ve topun çıkması için önceden bozuk para attığı yerin üstüne bastı.Yumruğu topun önüne doğru getirdi.
-bütün gücünü kullan yoksa benimle hiç unmadıgın bir yere gelmek zorunda kalacaksın.
Büyük bir nefes aldım ve top avurmak için hazırlandım.Kutay,
-Ben üç dediğimde. Bir, iki üççç
Topa sert bir yumruk vurduktan sonra küçük bir pencerenin bugulanmış camından hızla sayılar ilerlemeye başladı.
Sayı sınıra çok yakındı.Ben Kutay'ın atması için kenara çekildim ve onu dikkatle izlemeye başladım.
Hiç beklemeden yeni çıkardığı topa sert bir yumruk geçirdi. Ne kadar sırıtsada yüzündeki öfke hala aynıydı. Sayılar sınıra dayandığında.o koru şeyler düşünmeye başlamadan
-emin ol senin kötü düşüncelerine alet olmuycam. Bence en bastan düşünme.
Gülümsemesini sinsi düşündelerine katarak
-Sende emin olmalısın ki beni gürültüyle sinadıgına pişman olacaksın.

Oy ve desteklerinizi bekliyorum

GürültüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin