1:Benliğin İntiharı

4.6K 254 51
                                    




Önyargıyla yaklaşmadan önce okuyun. Bu, kadınların ezildiği değil kadınların güçlü olduğu bir hikâyedir. Bizi biz yapan cinsiyetimiz değil yaşadıklarımızdır.

Bu, hikayenin son düzenlenişidir. Hepinize iyi okumalar, final yapmadan gitmeyeceğim buralardan korkmayın.

|25.04|

-

Gecenin karanlığı, kötülüğe boyanmış bu dünyanın günahlarını örtmeye yetecek kadar siyah değildi.

Görev benim gibilere belki de sadece bana kalıyordu. Ben kötülüğün üzerini örtmüyordum fakat onu elimden geldiği kadarıyla temizleyip ölüme yardım ediyordum. 

Zira parmaklarımın arasından yerdeki beyaz ve soğuk zemine akan kırmızı damlalar da bunun bir kanıtıydı. Soğuktan donmuş kanlı ellerimi tereddüt etmeden kara doğru temizlemek istercesine bastırdım. O adamın kanı, tenimde gezinmesine izin veremeyeceğim kadar çirkindi.

Tıpkı zihni ve yaptıkları gibi.

Bu dünya üzerinden sildiğim her bir kirli zihin, benim ruhumu temizliyordu. Beni doyuruyor ve o gün ölmüş ruhumun toprağına birer çiçek dikiyordu.                                          Bunu bedenimi ölümden kurtarmak için yapmak zorundaydım, ruhumun gidişinin ardından bomboş bir kabuktan daha fazlası olmayan bedenimin doymasını sağlayan ve onu intihardan uzaklaştıran nadir şeylerden biriydi bu intikam.

Çok değil, beş yıl öncesinde kaybetmiştim benliğimi, ruhumu. Yara izleri eşliğinde terk etmişti bedenimi, bir yardım çığlığının gölgesinde süzülerek göğe ulaşmıştı.

İnsanlar, Tanrı'nın bizi sınadığını iddia ediyorlardı. Eğer öyleyse ben sınavımı başarısızlıkla sonuçlandırmıştım. Büyük ihtimalle Tanrı, ölmemi istiyordu yoksa bana böylesine bir acı bahşetmezdi. 

Ben kendimi öldürmemiştim fakat bu hâle gelmeme sebep olacak herkesin son nefesini vermelerini sağlamıştım, tek bir kişi dışında.

Annem.

Bana hayat yerine ölüm bahşeden kadın.
Sevgisizliğini bir ip gibi boğazıma sarmış ve her gün o ipi biraz daha sıkarak boğulmamı izlemiş kadın.

Annem bir hayat kadınıydı. Bana yanlışlıkla hamile kalmıştı, öğrendiğinde ise çok geç olduğunu anlamıştı. En azından bana anlattığı buydu. Bu geç kalınış, onun hayatının en büyük pişmanlığıydı. Babamın kim olduğunu bilmiyordum, annem kim olduğunu hatırlayamayacak kadar çok kişiyle seviştiğini söylemişti.                                                        Babamı tanımamak sorun değildi, annemin bu denli kötü biri olduğunu fark edene kadar. O zaman bir baba dilemiştim Tanrı'dan, beni sevebilme kapasitesine sahip bir baba. 

Altı yaşına kadar annemin arkadaşı  Beliz Abla'da kalmıştım. Annem beni kullanabileceğini anladığında beni geri almıştı, en azından benim tahminlerime göre bu şekilde olmuştu. Beliz Abla anneme göre mükemmel bir kadındı. Yaramazlık yaptığımda beni dövdüğü olsa da o tokat darbeleri canımı annemin yaptıkları kadar acıtmamıştı.

Annem alkolikti. Bazen o kadar çok içiyordu ki adını bile unutuyordu. Yıkık dökük bir evde yaşıyordu, her akşam farklı adamlar ile birlikte oluyordu. Günlerce aç kaldığım, soğuktan defalarca hasta olduğum olmuştu. O, beni fark etmemişti bile. Beliz Abla ziyaretime geldiğinde hâlimi fark etmiş ve beni hastaneye kaldırmıştı. O olmasaydı soğuktan donarak veya açlıktan ölecektim.

Ruhuma Dokun|düzenleniyorHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin