...kıskançlık...

41 2 2
                                    

Hani insan bir an şaşırır ve ne yapacağını bilemez. İşte bende tam o durumdaydım. Dün gece olanlardan sonra bu gün nasıl yüzüne bakacaktım. Kendime itiraf etmiştim hoşlandığımı fakat artık nasıl davranacaktım. Tek isteğim okula gelmemesiydi. Belkide gelmezdi dün o kadar adam vardı peşlerinde. Peki ya bana soğuk davranırsa. Ahh beni sevmiyor hatta nefret ediyor ama ben onu dün.. ahhh kahretsin. Okula gitmek için hazırlandık ve yola koyuldum. Hhhızla sınıfa girdiğimde hoca yoktu neyse ki. Sıraya oturdum v telefonumla ilgilenmeye başladım. Hoca içeri girdikten sonra hızla Eymen 'de girdi. Yanıma oturdu ama suratıma bakmıyordu. Ne olmuştu şimdi. Tabi ya dün gece. Derste hocayı hiç dinlememiş ve sadece dün geceyi düşünmüştüm. İlkimdi Eymen ve ben bundan rahatsız olmamıştım ama onun için aynı şey geçerli değildi sagnırıım."defne"Eymen 'in sesiyle irkildim ona  döndüğümde "dün gece için özür dilerim" dedi. Niye özür diliyordu ki tüm suç benimdi. "Asıl ben özür dilerim dün gece seni-" birden lafımı kesti. "Hayır sen beni korudun ama ben seni oraya götürmemeliydim"  ahh kendini kötü hissediyordu. "Bak sen yanlış bişe yapmadın ki" birden bana döndü. "Babam seni kız arkadaşım olarak biliyor. Hatta dünki adamlarda öyle sanıyor ve sana zarar verebilirler." Tamam bu korkunçtu. Bana zarar gelmesini istemezdim hele ki okumaya gelmiştim ben. "Tamam ama yani bana niye zarar versinler ki" düz bir bakışı vardı ve bu bile hoştu aslında ondaki herşey hoştu. " seni sevgilim olarak biliyorlar ve zayıf noktamsın"  Zayıf nokta. Ben. Eymen'in. Zayıf noktasıyım. Hayır sadece öyle sanıyorlar dedi. Demi? "Peki bunlar sizden ne istiyor?" O an çok acımasız bakması içimi ürpertti. İnsanın bakışı bu kadar can yakıcı olabilir miydi? "Kadir oğlunun ölümünden beni sorumlu tutuyor. Tabi ki beni kolayca öldüremez. İşin ucunda hapishaneye girme riski var yada babamın onu öldürme olasılığı da var. Kendisi ortalıkta görünmüyordu ne zamandır. Belli ki takip ettiriyor." Böyle şeyler filmlerde olmaz mıydı? Hani çocuğun başı dertte di. Kız onu bırakmaz ve çocuk uğruna ölür. Ama Eymen'in ne sevdiği bir kız nede eymeni canından çok seven kız vardı. Belkide sonunda ölen kız değilde çocuk olacaktı. İşte bu çocuk tamda Eymen oluyordu. Bu düşünce göğüsümün sıkışmasına neden oldu. "Ama bu çok saçma yani.. sen her an ölüm korkusuyla" diyecektim ki sözümü kesti. "Ölüm korkum olsaydı emin ol şu an burda yada türkiyede olmazdım. Ben korkmam. O benden korksun. "Çok emindi. Bu cesaret vericiydi ama onun cansız kanlı bedeni gözümün önüne gelince istemsiz gözümden bir damla yaş düştü. Kahrolasıca duygusallığım nie olur olmadık yerde ağlıyorsun ki. "Ben özür dilerim. Sadece senin ruhsuz yerde yatan bedeninin görüntüsü etkiledi sanırım" Suratıma ilk defa bu kadar şefkatli bakıyordu. Neden şu an ona sarılma isteği vardı. Ama beni şaşırtan şey düşündüğüm şey değil , benim düşündüğüm şeyi onun uygulamış olmasıydı. Birden beni kendine çekti ve başımın üstüne çenesini yasladı. "Beni bu kadar çok düşünme güzelim. Hem bana bağlanma. Hoşlan ama bağlanma." Bağlanmak sahiden öylemiydim? Bağlanıyomuydum? Hayır tabiki!! "Ben bağlanmıyorum yani sadece anlattıkların etkiledi." Birden afallamam karşısında kahkaha attı. O. Kahkaha. Attı. Ve bu çok hoş. Dünyanın sekizinci harikası gibi birşey. "Tamam birşey demedim sadece uyardım." Kahkahası geçmişti ama hala gğlüyordu. "Uyarma. Zaten senin gibi soğuk nevaleyi kim sever ki?" Bir anda dondu kaldı. Ve kaşları havaya kalktı. "Sen bana soğuk nevale mi dedin? Peh benim kadar sıcak kanlı insan varmıdır acaba?" Evet haklıydı. "Ukala!" Derste hoca kimseyi tqkmıyordu ve zaten öğrencilerde onu. Ders bitimi Eymen hızla ayağa kalktı. "Nereye?" Geri bana döndü ve alaycıl bir bakış atarak  "eve de hem sana ne " Ah bananeydi gerçekten. "Eve gitmem lazım ve akşamki davete hazırlanmam lazım" ne daveti acaba? Hızlı bir şekilde dışarı çıktı. Bende arkasından gittim. "Eymen bir dakika bu davete benimde gelmem gerekmez mi? Hani sevgilin olarak tanıştırdın ya" hafifçe dudağı yukarı kıvrıldı. "Hadi aile yemeğiyse. Tamam deil ama tekin bir yer deil. Yani bildiğin gibi davetler deil. Seni oraya götüremem" ahh ama ben meraktan çatlardım ki. Ama bana neydi ki canım. "Tamam o zaman " birşey söylemeden arkasını döndü ve hızlı bir şekilde arabaya bindi. Nasıl davetti acaba. Bildiğin gibi değil derken ne demek istemişti? Boş versene defne. En iyisi eve gidip uzanmaktı. Okulun kapısından çıktığımda Eymen'in yanında bir kız görmemle donup kaldım. Oysa zayıf noktamsın demişti. Zaaf. Ama hayır belkide ben öyle anlamıştım. Ben sanırım eymene bağlanmıştım. Ama aşık değildim. Sevgi ve aşk ama bağlanmak bunlar gibi değildi. Hiç birşey söylemeden eve gittim. Acaba o kız kimdi? Düşüncelerim telefonun çalması ile son buldu. "Alo kızım nasılsın iyi misin?"  "İyiyim annem sen nasılsın?" "Sen anneni arayıp sorma hiç! Niye aramıyorsun? Bizi merak içinde bırakıyorsun" ahh bir bilse. "Annem ya dersler felan anca kafamızı kaldıramıyoruz." Yalann. Diye bağırdı içimd ki ses. "Defne okuman gerekmezdi biliyorsun demi?" "Anne tamam kapatıyorum."  İşte bu yüzden okuyordum. İşim hazırdı. Babamın şirketi vardı ama üniversite bambaşkaydı. Kafama yine o kızın kim olduğu takılırken Eymen'e mesaj attım.

'Kız güzeldi' mesaj saçma sapandı şu ama zaten benim ruh halimde düzgün sayılmazdı. Mesaj gelmeyince kafamı yastığa koydum. Ama yaklaşık onbeş dakika sonra mesaj sesi geldi.

'Neyden bahsediyorsun?'
Anlamamışmıydı gerçekten. Hızlı bir şekilde mesaj yazdım.

'Yanındaki kız. Bu gün ki sevgilin'

Mesajı gönderdim ve cevap bekledim. Fakat hiçbir yanıt gelmedi. Tabi gelmezdi birde açıklama mı  yapacaktı. İçerden eda ve mete'nin konuşma sesleri geliyordu. İçeri girdiğimde yemek yediklerini fark ettim.  İlk gören eda olmuştu. "A defne uyuyor sanmıştım. Gel sende yemek ye" metede döndü "ah defne gel hadi." "Hayır iştahım yok"  deyip yandaki koltuğa oturdum "defne defne daldın gittin." "Hı efendim şey evet dalmışım ya ben uyusam iyi olacak. Neyse iyi geceler"hızla odama gidip kendimi yatağa attım. Neyse soruma cevap vermemişti ama yarın tekrar sorardım. Bir dakika!!  Ben ne ilgilendiriyor ki. Düşünceleri kafamdan attıktan sonra  kendimi  derin bir uykuya bıraktım.

Sabah uyandığımda eda uyuyordu ve mete hazırlanıyordu. Kimse görmeden evden çıktım. Mete görseydi beraber gitmek için ısrar ederdi fakat bunu istemiyordum. Dış kapıyı açıp dışarıya adımımı attığında mete'nin sesiyle durdum. "Defne bekle beraber gidelim." Tamam meteyi seviyordum. Arkadaşımdı sonuçta daha doğrusu aylardır tanıyordum ve abim gibiydi. Pek istemesemde kafamı salladım ve bekledim. Yanıma geldi ve kapımı açtı." Binmiyor musun?" Omuz silkip bindim. O da arabanın önünden geçip sürücü koltuğuna oturdu ve arabayı çalıştırdı. "Ee okul nasıl" omuzumu silktim "aynı işte sıkıcı " bana bakım gülümsediğinde bende ona gülümsedim. Okula geldiğimizde arabadan indim ve kafeye ilerledim. Mert'te arkamdan geldi ve elini omzuma attı. Normalde bundan rahatsız olurdum ama mete farklıydı. Kafeye girdiğimde Eymen yanında bir kızla sohbet ediyordu. Bu dünki kızdı. Neden rahatsız oluyordum ki. Eymen kıza birşey.dediğinde kız sesli bir şekilde güldü. "Defne sen otur ben tost alıp geliyım." Mete'ye kafamı salladım. Eymen'in. Arkası dönük olduğundan hala beni fark etmemişti. Tabi fark etmezdi. Tüm kızların gözü ondaydı onun sa yanımdakinde. Mete masaya iki çay ve iki tost koydu. "Teşekkürler" diyip tostumu ağzıma aldım ve çayı elime aldım. Saate baktığımda dersimin yaklaştığını gördüm. "Mete dersim başlamak üzere  ben gider" diyip ayağa kalktım.
Aynı zamanda Mete'de kalkınca göğsüne çarptım ve arkaya doğru düşerken tuttu. Kantindekiler bize dönerken liseli gibi bir 'ooo' çektiler. Allahım lan kardeşim sayılır lan benim demek istedim. O değilde beni niye hala kaldırmıyordu acaba. "Kızı kaldırmayı düşünüyor musun?" Duyduğum sesle sesin sahibine döndüm. Eymen kaşlarını çatmış mete ve bana bakıyordu. Sanırım o da yanlış anlamıştı. Şahsen dışardan baksam bende yanlış anlardım. Ben mete'nin beline sarılmıştım ve o da düşmemem için boynum ve belinden tutmuştu. Aramızda az bir mesafe kalmıştı. Olayın şokuyla mete, Eymen,e döndü ve sonra bana baktı ve kaldırdı. "Şey ben özür dilerim mete kusura bakma birden çarpınca" mete hafifçe gülümsedi. "Defne tamam panik yapma ya bilerek olmadı işte" Eymen hızlı bir şekilde kolundan tuttu. "Dün mesaj atmıştın" dedi.Hızla bahçeye çekti. "Sen ne yaptığını sanıyorsun sen" dedi. Derdi neydi bu çocuğun.

Merhabalar!! Yeni bölüm geç geldi.  Kusura bakmayın ama internet bulamadım.. neyse bay bay...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 08, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Benim Hikayem...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin