2-Yeni Hayat

33 7 4
                                    

Multimedyada Rosa Daisy var.

İyi okumalar Mavi severlerim!

* * *

Sonunda uçak inişe geçmişti. Kocaman bir ülkeyi, anılarımı, arkadaşlarımı ve yaşadığım her şeyi ardımda bırakarak geldiğim bu bambaşka hayat beni çıkmaza sürükleyecek gibi hissediyordum. Hem arkadaşlarımı deli gibi özleyecektim hem de yeni hayatımın güzelliğinde kaybolacaktım. Aslına bakarsanız -eğer onu arkadaştan sayarsak- şimdiden bir arkadaşım olmuştu bile. Her ne kadar tanımıyor olsam da...
Poyraz'a şöyle bir bakış attığımda kafası öne düşmüş, kollarını bağlamış şekilde uyuduğunu gördüm. Nedense bu yeni tanıştığım çocuk hakkında olan merakımı susturamıyordum ve içim içimi yiyordu. Onun bu kadar yorgun olmasına sebebiyet veren şey neydi? Büyük zorluklarla sadece eğitimi için canını dişine takıp mı gelmişti, yoksa harika imkanlarının arasından keyif çatmak için mi... Bunların hiçbiri beni ilgilendirmiyordu, farkındaydım ama merak işte. İnsan sokaktan gördüğü bir insan hakkında bile bir şeyleri merak etmek istiyordu. Merak, insanın doğasında vardı ve sanırım bendeki en belirgin özellik buydu...

Bakışlarımı Poyraz'dan çekip camdan bulutların güzelliğini seyretmeye başladım. Aslında ciddi manada yükseklik korkum vardı fakat bulutlar ve o bulutların üstünde olabilme hissi o kadar güzeldi ki gözlerimi ve hislerimi buradan alamıyordum.

"Sen çok sevdin bulutları." Tanıdık -en azından birkaç saatliğine tanıdığım- bir ses doldu kulağıma, hafif bir tebessümle Poyraz'a döndüm.

"Galiba öyle. Uzun bir süre de sevmek zorundaymışım gibi duruyor. Ne de olsa sıklaşacaktır uçak yolculuklarım..."

"Öyle mi dersin?" Cevap vermeme fırsat vermeden meraklı gözlerle bakarak sordu. "Sen neden geldin ki buraya?"

Tam ağzımı açıyordum ki uçağın inmiş olduğunu fark ettim. Ne kadar çabuk geçmişti zaman? Gerçekten zaman su gibi akıp gidiyor denmesi çok doğruydu. Bir anda, hızlıca ve hafifçe akıp gidiyordu zaman. Hepimizin hayatında olduğu gibi...

Herkes kemerlerini çözüp çıkışa doğru doluştuğunda gözlerim anne ve babamı arıyordu. Onların da beni arayan gözleri gözlerimle buluştu ve gülümseyerek gözlerimi kapatıp açtım. Yani aslında 'geliyorum' demekti bu...

"Sanırım başka bir vakitte anlatsam daha iyi olacak..." Dedim anne ve babamı gözümden kaçırmamaya çalışarak.

"Şey, yani... Kocaman şehirde karşılaşmamız mümkün olmadığına göre..."

"Tamam, tamam. Ver telefonunu." Şifresini girerek telefonunu bana uzattığında rehbere girip numaramı ve ismimi yazıp kaydettim. Ona telefonunu geri uzattıktan sonra görüşürüz diyerek annemlerin yanına ilerledim ve yavaş adımlarla uçaktan indim.

"Anneciğim, yanındaki kimdi öyle? Geldiğin gibi birilerine mi tutuldun?"

Sinirim bozulmuş bir şekilde gülerek konuştum. "Anne! Saçmalama istersen! Sadece birkaç diyalogumuz oldu ve arkadaşım olmuş oldu. Yalnız kalmamı mı tercih edersiniz?"

Annem yanağıma bir öpücük kondurarak devam etti. "Güzel kızım, geldiğin gibi gönlünü kaptırmanı istemiyoruz sadece o kadar."

"Anne! Gönül işi falan yok işte!" Sinirle göz devirip sıraya yürümeye başladığım sırada telefonumun bildirim sesi kulaklarıma doldu. Okuldakilerden biridir diye düşünerek cebime sıkıştırdığım telefonumu elime aldım. Tanımadığım bir numaradan mesaj gelmişti.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 03, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

MaviliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin