1-Veda

111 13 28
                                    

Okuluma ve arkadaşlarıma baktım. İçimi yakan bir burukluk vardı kalbimde. Gözlerim dolu dolu son bir kez en yakın arkadaşım olan Hazal'a sarıldım ve gözyaşlarımı daha fazla tutamadım.

"Birisiyle benden daha yakın olursan kafanı keserim Daisy!"

Hoş geldiniz benim hareketli ve taşınmaları bitmek bilmeyen hayatıma, ben Rosa Daisy. Hareketli hayatımın içinde kaybolmuş bir ben ve ruhumun içindeki benliğim ayakta kalmaya çalışıyordu. Biliyorum, sizlerden de hayatının akışına kapılıp sürüklenenler, duygularını ve düşüncelerini hiçe saymak zorunda kalıp olduğu yeri terk etmesi gerekenler var... Fakat biz bu hayata mahkumuz ve kendi ayaklarımız üstünde durana kadar da mahkum olmaya devam edeceğiz...

"Senden daha iyisi mi var Hazal'ım!" dedim ve gülümseyip daha da sıkı sarıldım.

"Okulumuza renk kattın. Kapımız sana her zaman açık. Umarım tekrar buraya gelme şansın olur. Seni çok özleyeceğiz."

Bunu Uğur hocam söylemişti. En sevdiğim hocamdı benim. Her konuda muhabbet edebileceğiniz harika bir insandı. Gerçekten çok ayrı yeri vardı bende. Ne sıkıntılarımı, ne sorunlarımı dinlemedi ki... Adeta bir abi olmuştu benim için.

Gidip Uğur hocaya sarılırken içimde daha da büyük bir kırgınlık oluştu. Uğur hoca hissetmiş gibi benden ayrılıp kollarımı sarsarak gülümsedi.

"Benim Rosa'm bu olamaz ya! Hadi gülümse biraz. Hem biz de seni ziyarete geleceğiz, sen de bize... Üzülme lütfen."

İçimde varlığını sürdüren fırtına daha da büyürken okulumdan, ülkemden ayrıldığım son günün üzücü geçmesini istemedim. Hafifçe gülümseyerek Uğur hocaya baktım. Bana yumruğunu uzattığında ona ayak uydurdum ve yumruklarımızı tokuşturduktan sonra patlama efekti yapı kahkaha attık. Cidden çok seviyordum bu hocayı. İnsanın kanka diyesi geliyordu.

"Benden başka hocalarla böyle iyi anlaşma." Trip atar gibi yapıp bana arkasını dönmeyi de eksik etmedi.

"Merak etmeyin Uğur hocam. Kimse sizin yerinizi tutamaz. Ayrıca derslerde arayıp sizden yardım alırım ha!" diyip sırıttım. Bana kötü kötü baktı. Cidden böyle bakmadığını biliyordum. Daha sonrasında dayanamayıp gülümsedi. "Ben sana kıyar mıyım hiç?" Söylediğine karşı ben de gülümseyerek kıyamazsınız diyerek fısıldadım. Sevdiğim insanlardan kilometrelerce uzakta olmak beni gerçekten çok yoracak ve zorlayacaktı. Yeni bir ülke, farklı bir dil, farklı bir kültür ve insanlar... Nasıl alışacağımı inanın hiç bilmiyordum.

"Seni özleyeceğiz okulun Mavişi." dedi Uğur hoca ve tekrar sarıldık. Sarılmalara doyamıyorduk bugün...

Abim gibiydi bu adam. Belli bir saygı çerçevesinde konuşuyor olsam da ona karşı, bazen dayanamayıp abi diyesim geliyordu. Eminim abi desem de yadırgamazdı samimiyetimi. Sanırım artık Uğur abi diyecektim...

Birkaç arkadaşım da beni uğurlamak üzere bekliyorlardı. Okulumdan, bana ufak da olsa bir şey katan insanlardan birkaç hatıram olsun istedim. Bu yüzden Uğur hocayı da yanıma alıp hepsiyle fotoğraf çekildim. Birkaç fotoğraf çekildiğimiz sırada uzakta kapüşonlusunu kafasına geçirmiş, buraya doğru manalı bakışlar atan bir erkek dikkatimi çekmişti. Kapüşonunun kapatamadığı beyaza çalan kabarık, sarı saçları uzaktan uzaktan parlıyordu bana. Onu ne kadar incelesem de yüzünü seçemiyordum, sanırım ilk defa görmüş olmalıydım. Birden beklemediğim bir şekilde telefonunu çıkarıp beni çekti. Hayır, hayır... Yanlış falan görmemiştim, beni çekmişti. Yüzünü seçemediğim, göremediğim bu gizemli çocuğun ne yaptığını kavrayamamıştım.
Ona dik dik baktığımda telefonunu cebine sıkıştırıp hızlıca okulun kapısını itip, içeri girdi. Amacı ne bilmiyordum fakat ilgimi okulumun son gününde birisinin fotoğrafımı çekmesine odaklayamazdım.

MaviliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin