''Buyurun Azad Bey, bu müjde haberi size de verelim. Bebeğimiz cinsiyetini gösterdi..''
Genç adam şaşkınlıkla yutkundu. Bunları duymayı beklemiyordu. Hatta saatlerce beklediği için kötü bir haber almaya kendini hazırlamıştı bile. Genç adam şaşkınlıktan kekeledi.
''Na-nasıl yani?''Doktor, karşısında ki şaşkın adama gülümsedi. Bu tarz durumları sık sık yaşadığı için artık fazla tepki vermiyordu. Sadece gülümseyip geçiyordu. Tabi ilk zamanlarda anne babanın mutluluğu mutluluğu oluyordu fakat yıllar geçtikçe yorgunluk etkisini göstermişti. Onların mutluluğu sadece hayal olmuştu. Annesinin başının etini yediği hayal...
Genç adam yavaşça karısının yanına doğru yürüdü. Karısının yüzü sararmıştı, halsizliği her halinden belliydi. Kim bilir ne çok canı acıyor diye geçirmeden edemedi içinden genç adam..
''Bebeğimiz cinsiyetini gösterdi ve size bir süprizleri var. Müjde mi isterim. Karınızın karnında çift yumurta ikizi var. Ve bir tanesi kız diğeri ise erkek.'' demesi üzerine genç adam şaşkınlıkla karısına baktı. Şuan duyduklarına inanamıyordu. Şaka falan mıydı?
''Na-nasıl yan-yani?'' diye sordu genç adam. Şaşkınlıktan ne yapacağını bilmiyordu. Doğru dürüst sevinememişti bile. Yok, yok şuan kesin rüya da falan olmalıydı...Genç adam şaşkınlıkla doktordan cevap beklerken doktor gülümseyerek başını salladı.
''Evet bebeğimiz kendisini saklamış ve ne tesadüf ki cinsiyetini de ortaya çıktığı zaman gösteriyor.'' dedi genç doktor gülerken. Genç adam şaşkınlıkla karısına baktı. Şevval yüzüne hafif ve içten bir gülümsemeye büründürürken genç adam merakla sordu.
''Peki karımın sancısı, o neden?''Doktor hanım genç adamın şaşın hallerini gülümeseyerek izlemiş ve cevaplamıştı soruyu.
''Hamilelik döneminde bu tarz şeylerle karşılaşa biliriz. Bebeğiniz de karınız da iyi.'' deyip odadan çıkmıştı genç doktor. Oda da baş başa kalan karı koca suskundu. İkisinden de çıt çıkmıyordu. Genç adam derin bir nefes aldı.
''Hayalinin bir kısmı gerçekleşti.'' dedi ve karısının ellerini kendi elleri arasına aldı. Bütün parmaklarını tek tek öptükten sonra fısıldadı genç adam.
''Çok teşekkür ederim..''
Genç kadın ise şaşkınlık, yorgunluk, sevinç bu duyguların hepsini yaşadığı için ne diyeceğini ne yapacağını bilmiyordu. Yaptığı tek şey solgun bakışlarla kocasını izlemekti. Zaten genç adamın mutlululuğu mutluluğu olmuştu resmen.
''Şuan çok mutluyum. Ya sana çok çok teşekkür ederim. Sen benim en büyük isteğimi gerçekleştirdin.'' dedi genç adam. Şevval ise güldü.
''Hayalim gerçek oluyor..'' dedi mutlulukla ardından da fısıldadı.
''Sadece bir kısmı da olsa, dünyanın en güzeli.'' dedi. Ardından da ellerini karnına getirdi ve fısıldadı.
''Miniklerim...''Genç adam ellerini karısının karnının üstüne getirdi ve karısı gibi fısıldadı.
''İnşallah olacak. Her şey çok güzel olacak.''
******Genç kadın ellerini yüzüne pervane gibi salladı. Daralmıştı artık. İki saattir Azad'ları bekliyordu fakat onlardan ne ses vardı ne de seda. Genç kadın merakla bekliyordu. Azad gelince ne yapıp edip kendisini affetirmeliydi. Evet yaptıklarından pişman olmuştu fakat Azad'ın da yaptığı az değildi. Genç kadın başını elleri arasına aldı. Migreni yine tutmuştu. Ne zaman stres içine girse tutmak zorunda mıydı bu lanet ağrı!
''Off hadi Azad, nerede kaldınız?'' diye söylendi genç kadın. Bu yaşadıklarını kendisine yediremiyordu. Yorulmuştu artık. Azad'ın peşinde koşmak ciddi anlamda yormuştu. Eskiden yakınırdı Azad'a karşı fakat şimdi genç adamın o hallerini özlediğinin farkındaydı. Burununda özlem kokusu vardı ve bu özlem genç kadını yeyip bitiriyordu. Tükeniyordu artık. Yaşadıkları her kadının kaldıracağı bir şey değildi. Hangi kadın kocasını paylaşırdı ki hem?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUMA
General FictionBir kitap gibidir hayat. Her sayfasında, her cümlesinde bir gizilik vardır. Bizim geleceğimizi değiştirecek kadar güçlüdür bu cümleler. Tabi herkesin hayatı farklıdır. Bazıları bu yalancı hayatta mutlu mesut yaşarken, bazıları kaderlerine razı olup...