Değişince Mi Kazanıyoruz? -Ara Verildi-

Değiştim!

Sevmek bir acının yara bandıdır ama gerçekten sevmek yar deyip, yardan yara almaktır.

Ben o ' Hemen şimdi' lafını söyledikten sonra annem, gözlüklerimi lens yaptırmak için ve manikür pedikür yaptırmak için randevu almaya mutfağa gitti. Abim diş tellerimi saydam buzluk yaptırmak için randevu almak için odasına gitti. Babam da kilolarım için Türkiye'nin en iyi diyetisyeninden randevu aldı. Ardından yurtdışındaki lisedeki arkadaşından aynı zamanda yurtdışındaki en çok kullanılan kremlerin patronundan en çok ve en hızlı etki gösteren kremlerden göndermesini istedi. Bunların hepsi bittiğinde salona toplandık. Karşı çıkmadıkları, tam tersine değişmem için ellerinden gelenleri yaptıkları için mutluluktan ağlamaya başladım bu seferde.

Ab- Sen de çok sulu göz oldun ama yaa. Gel buraya.

Diyip bana sarıldı. Abimden sonra annem abim ve beni kollarına aldı. Ona da sarıldığımız da babam benim arkamdan gelip anneme bana ve abime sarıldı. Kısaca ailecek sarıldık.

Be- Hepinize çok teşekkür ederim. İyi ki varsınız.

Dedim ve bana önden sarılmış olan annemi ve abimi daha sıkı sardım.

An- Biz sana ne olursa olsun arkandayız demedik mi kuzum?

Bak ne olursa olsun arkandayız.
Dedi ve gülümsedi. Bende ona gülümsedim.

Ertesi gün erkenden kalktım. Değişeceğim için annem ile birlikte gidecektik. Sessiz olmaya özen göstererek aşağıya, mutfağa indim. Kahvaltı hazırlamayı umarken hazırlanmış bir kahvaltı. Oturmuş annem, abim ve babam. Ve onlara çay dolduran bir Fatma Teyze beklemiyordum.

An- Günaydın kızım. Otursana.
Be- Günaydın.
Dedim aynı şaşkınlığımla ve masaya oturdum.
Ab- Günaydın.
Ba- Günaydın.
F.Te- Günaydın
Dediler ve ben de o sırada şaşkınlığımı atlatmıştım. Kahvaltımızı yaptık ve annemle ben göz doktoruna, babam şirkete, abim ise 'gezicem' diyerek -ama bence geçen gün bana bahsettiği kızın yanına gidecek- çıktık.

3 buçuk ay sonra
Sonunda!!!!
Sonunda istediğim kız modeline gelebildim! Hatta istediğim kız modelinden bir tık üstte bir modeldeyim. Okullar başlayalı iki hafta falan olmuştu. Ama o iki haftayı babam sayedinde okulda diye yazıldım. Neyse ben değişmeden önce olan kaydımı sildirdim. Ve iki hafta önce, eski sınıfıma kayıt yaptırdım. Sırf zayıflamak için yemediğim yemekler bana hastane odaları olarak geri döndüler. Ve tekrar neyse siz bu üç buçuk ayımın nasıl geçtiğini tahmin edebiliyorsunuzdur. Babam sayesinde dövüş, araba, voleybol, bastekbol kurslarına da gittim. Ama bu aylarım hep böyle geçmedi. Eğlenceli yanlarıda vardı. Mesela odama her girdiğimde eskileri hatırlatmaması için yeniden dekore ettim. Bu sefer odam çoğunluğu siyah, geri kalan yerleride beyazdı. Kıyafet dolabımı tamamen atıp yerine tam bir oda dolusu giyecek aldım. Normal tişört. Yarım tişört. Kot pantolon. Kot şort. Omzu açık kazak. Hırka, güneş gözlükleri, eşofman, ispanyol paça kotlar, makyaj malzemeleri, bikeklikler, kolyeler, küpeler, iç çamaşırları gibi son moda aklınıza gelebilecek her şeyi... Ve babamla birlikte çıkıp siyah lomborghini Bu aldıklarımın çoğu siyah. Annem ne kadar 'Biraz daha renkli al' desede her zaman sevdiğim siyahtan aldım. Ve bide şu var. Bu üç buçuk ayda hiç Berk'i göremedim.

Sabah yine alarmımla uyandım. Kalktım ve tuvalete girip günlük rutinlerimi yaptım. Odama tekrar döndüm. Hava bu gün hafif esiyordu. Üstüme siyah tek omzu açık kazak. Onun üstüne siyah deri ceket. Altıma siyah şort giydim. Onun altına değişsem bile hala en sevdiğim olan converse'lerimi giydim.

Saçlarımı düzleştirdim ve altlarına maşa ile hafif dalgalar yaptım. Makyaj olarak ise sadece eyeliner ve rimel sürdüm. Bi de dudak parlatıcımı. İşte benim makyajım. İşlerim bittiğinde içinde sadece bir defter ve bir kalemlik olan sırt çantamı tek koluma aldım ve aşağıya indim.