Hastane- Emre'den

3K 159 54
                                    

Eveeet. Bu bölümü hızlı atacağımı söyledim o yüzden aklıma gelen fikri yapamıyorum. Yani amacım normalde bu bölümü yani Hastane bölümünün bir kısmını Emre'nin, bir kısmı ise Berk'in ağzından yazmak istiyordum. Ama bunu Emre'nin ağzından yazdım. Diğer bölümü de Berk'in ağzından yazacağım. Kısa oldu ama yine de iyi okumalar umarım beğenirsiniz :D Ha bir de bi kaç bölüm önce -Şşt, Pardon bölümünde- #istediğimdmkbölümü diye bir şey başlatmıştım. Aklıma pek bir şey gelmiyor ama siz oraya istediğiniz şeyleri eklerseniz büyük ihtimal -hoşuma giderse- kullanacağım. Bazılarınız bir kısmını yazıyor ama açıklığa kavuşturmak için sorduğum sorulara cevap vermiyor. Eğer cevap vermezseniz kullanmayacağım. Tekrardan iyi okumalar :D

Emre'den

Kızlar yine yapacağını yapıp bizi ikna etmiş ve o şortlarla - şort demeye bin şahit ister - yarışa gidiyoruz. Bunu nasıl yaptığımızı anlamasam da bir kereliğine mahsus izin vermiştik Furkan ile. Sinirli bir şekilde motora bindim ve yarış pistine ilerlemeye başladık. Yolda görenler kızlara dönüp tekrar bakıyordu ve bu benim çıldırmama sebep olmak üzereydi. Furkan da aynı durumda diye düşünüyorum. Piste geldiğimizde seyircilerin arasından kızlarıdikizlediğini düşündüğüm kişilere kötü kötü baktım. Ve eğer yarışa başlamak için yerimize geçmeseydik bununla yetinmezdim. Neyse. Bir yarıştan sonra eve gideceğiz ve o şortları bir daha göremeyecekler. Yarış için gereken yere geldik ve geri sayımın bitmesini bekledik. 

''Üç!''

''İki!''

''Bir!''

''Başla!''

Hepimiz hızlı bir şekilde çıktık yerlerimizden. Yolu takip edip bir sağa bir sola döndük. Bir süre sonra biraz yavaşlayıp en arkaya geçtim. Ve yolumuza devam ettik. Uzun bir süre sonra tekrar dönerek sonunda zigzagların olduğu yere geldik. En sevdiğim kısım burasıydı. Hızla ilerlemeye devam ettik. Daha uzun bir yer olduğu için tekrar en arkaya geçtim. Ne? En arkada sürmelerini izlemek zevkli. Zigzagların bitimine doğru gözüm Gece'nin motoruna takıldı. Neden doğru düzgün sürmüyor şu lanet motoru!?!?! Sancısı tuttuysa? Yok ulan. Sanmam. İyiyim demişti. İyi olmasa buraya gelmek istemezdi zaten? Öyledir dimi? Eğer aniden acıdıysa? Gidelim bakalım yanına. Biraz daha hızlandım Ve Gece'ye yaklaşmaya başladım. Ama ben hızlandıkça o da hızlanıp daha çok saçma sapan sürmeye başlıyor. Ani bir sinirle bağırdım.

''GECE!''

Fakat hızdan ve kasktan olsa gerek duymadı. Tekrar bağırmaya başladım.

''GECE DİKKAT ET!''

''GECE!''

''DÜZGÜN SÜR ŞU MOTORU!''

Fakat hiçbirini ya umursamadı ya da duymadı. Tam tekrar bağıracağım sırada iyice gidişi yamuklaştı ve yoldan çıktı. Her şey o kadar ani olmuştu ki bi an nerede olduğumu bile şaşırdım. Dur, dur, dur, DUR, DUR. Hayır. Aslında Gece duvara falan çarpmadı değil mi? Ben hayal görüyorum? Değil mi? Hadi birileri hayal falan desin? Ne bekliyorsunuz?

Bizimkiler ani fren ile dururken hayal olmadığını kavramış oldum. Ben de hemen ardından fren yapıp aniden durdum. Ve hemen ardından aynı bizimkiler gibi motoru umursamadan yere fırlatarak Gece'nin yanına koştum. Gece'yi ne zaman nasıl hastaneye getirdik hatırlamıyorum. Oralar sanki aklımdan silinmiş gibi. En son Gece'nin yanına koşmuştum. Sadece o. Ve şu an ameliyathaneden çıkmasını bekliyoruz birilerinin. Hayır yani koskoca hastanede bize birşeyler diyecek kimse mi yok!?!?! Tamı tamına 3 saat 42 dakikadır birilerinin bir şey söylemesini bekliyoruz. Koridorda üçümüz yan yana yere çökmüş bekliyorduk. 

Buse ortamıza oturmuştu. Kafasını omzuma koymuş ve ağlamaktan şişmiş ve morarmaya yüz tutmuş gözleriyle duvara bakıyordu. Furkan da ondan pek farkı olmasa da sadece sakinleşsin diye Buse'nin saçlarıyla oynuyordu. Ben de elim ile Buse'nin elini tutmuştum ve başımı başının üzerine hafifçe yaslamıştım. Furkan her ne kadar sakin gibi dursada ağladığı ve korktuğu çok belliydi. Bende ağlıyordum. Ben onlara göre biraz daha sabırsız olarak 1 dakikada en az 5 kere kafamı kapıya çeviriyordum. Hala gelen giden yok. Fakat aniden açılan kapı ile bir yandan çok sevinirken diğer yandan kötü haber de olabilir korkusu her bir hücremi sarmıştı. İçimden bildiğim duaları etmeye başladım ve o  anki olabildiğim kadar hızlı bir şekilde doktorun karşısına geçtim. Benim hemen ardımdan Furkan ve Buse gelmişti.

''Gece Demir'in yakınları mısınız?''

''Evet evet. O iyi mi? Nasıl durumu?''

''Evet beyefendi. Hastamız gayet iyi. Birazdan normal odaya alınacak. Fakat ailesinden biriyle görüşmem gerekiyor?''

''Ailesi endişelenmesin diye daha haber vermedik. O yüzden bana söyleyebilirsiniz''

Diye öne atladım. Doktor kafasıyla onaylayıp

''Lütfen odama geçelim''

Dedi. Bende peşinden ilerledim. Adam ise önlüğünü falan çıkarıp sandalyesine oturdu. 

''Bakın beyefe-''

''Adım Emre''

Dikkat!

Arkadaşlar alt kısımdaki çatlağı ve sonuçlarını ben salladım çünkü hiç bir bilgim yok dhsfjhds haberiniz olsun.

''Bakın Emre Bey. Sizinle açık konuşacağım. Gece Hanım'da ezikler ve çizikler haricinde en önemli olanı kaburga çatlaması. Çatlak en önemlisinden iyileşememe gibi bir durum olursa yani ağır kaldırarak ve ya ani hareket ederek vb. hareketler yaparsa iyileşmesi çok uzun sürebilir ve ya iyileşmeyebilir. Bu konuda olabildiğince dikkat edilmeli. Çünkü eğer bunlardan herhangi birisini yapıp kaburgalarını zorlarsa göğüs kafesinin içindeki hayati organlara baskı yaparak büyük zararlar vermesi büyük olasılık. Bunun dışında ağrısı çok fazlalaşırsa diye ilaç yazdıracağım fakat durumu ağırlaşmadan kullanmayacak. Bunlar haricinde kolunda, yüzünde, bacaklarında derinli hafifli çizikler oluşmuş. Sol kolunda, ayağında ve bacağında ise ezilmeler. Bunlar pek önemsenecek şeyler değil. Onlar kendiliğinden geçecektir. Sizin için önemli olan bu tür hareket etmesinden önü sakınmak. Bunları ailesine anlatsam daha iyi olurdu fakat-''

''Merak etmeyin. Dediklerinizi ailesine tek tek ileteceğim. Önemli başka herhangi bir şey varsa bilmek isterim?''

''Hayır başka önemli bir şey yok. Sadece düzenli aralıklarla kontrole gelmesini istiyorum.'' 

''Kaç günden kaç güne ve ya kaç aydan kaç aya?''

''En fazla iki ayda bir.''

''Tamam. Anladım. Teşekkür ederim. İyi günler.''

Diyerek odadan çıktım. Ve Furkan'ı arayarak odaya alınıp alınmadığını sordum. Alındı diyince hangi odada olduklarını öğrenip oraya doğru ilerledim.Fakat içeri alınmıyorduk. Ve o sırada gözüm koridorun en köşesindeki Berk ve çetesine takıldı. Onlara kötü kötü bakmaya başladım. Bu kıza bu kadar şey yapmışken nasıl hala gelebiliyorlardı? En sonunda kafamı çevirdim. 

4-5 saat sonra

En sonunda içeri girmek için izin alabilmiştik. Ama hepimiz aynı anda değil ve en fazla 5 dakika sürecek. Bu süre boyunca Berk'lerin grubundaki bi kaç çocuk gitmişti ve kalanlar yanımıza gelmişlerdi. Ve evet! Kavga çıkarmadık. Neyse bu önemli bir şey değil. Hemşire yanımıza gelerek bıkkınca

''Evet. İlk kim içeri girecek? Hazırlayalım.''

Dedi. Bunu düşünmemiştik. Fakat ilk önce Buse ister diye Furkan ile Buse'ye baktık. Fakat daha o ağzını açamadan arkamdaki ve sinir olduğum ses

''Ben gireceğim''

dedi.

Değişince Mi Kazanıyoruz? -Ara Verildi-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin