Nöbetin verdiği uykusuzluk ve yorgunlukla eve doğru gidiyordu İz. Ailesiyle o müthiş(!) görüşmesinin üzerinden bir hafta geçmişti. Hala atlatamamış, babasının sözlerini unutamamıştı. Sevgili babası onu kovmaktan beter etmişti ve İz kendi kendine bir yemin etti. Asla bir daha o eve ayak basmayacaktı. Ne olursa olsun gitmeycekti. Hem istenmediği yere neden gidecekti ki? Çok gururlu biriydi İz. Asla kimseye ikinci şansı vermezdi. İkinci kez affetmez ya da ilk adım atmazdı. Babası ve ailesiyle ise barışmak için bir adım atmıştı. Gururunu ailesi için yok saymıştı. Ama babası onu pişman etti, hayatta ki en büyük pişmanlığı o eve gitmek oldu İz'in. Gururu pahasına attığı o adım oldu.
Eve gelir gelmez duşa girdi ve uyudu. Bugünlerde fazlasıyla yaptığı şeydi uyumak. Ancak uyuyunca unutabiliyordu yaşadıklarını.
İkiye kurduğu alarmın sesiyle uyandı. Çok sıkılmıştı ve bir yerlere gitmek istiyordu hemen Kardelen'i aradı.
- Kardelen bugün akşam bir şeyler yapalım.
- Ben de sana onu diyecektim. Biz plan yaptık bende zaten sana geliyorum şimdi. Akşam Mustafa, Sefa falan mekan ayarlamış oraya gidiyoruz.- Benim neden şimdi haberim oluyor?
- Ya İz ben sana söylemeye geliyordum işte sürpriz yapmak istedim.
- Tamam gel hadi.
Bu iyi olmuştu aslında. Akşam eski günlerde ki gibi eğleneceklerdi. Ve böylce İz'in kafası birazda olsa dağılacaktı. Kapının çalınmasıyla İz ayağa kalktı ve kapıya doğru ilerledi. Açtıgında ise neşeli ses tonuyla şarkı söyleyen bir adet Kardelen vardı. İz'e gülümsedi ve yanağına öpücük kondurdu. Bu kızda enerji hiç bitmiyormuydu? İz kapıyı kapatıp, atıştırmalık birşeyler hazırlamak üzere mutfağa gitti. O sırada Kardelen konuşmaya başladı.
- İz, bak sana ne diyeceğim. Biz akşama ne giyeceğiz? Ha birde, bunlar bizi nereye götürecek, nasıl bir mekan ayarladılar acaba? Biz de ona göre birşeyler giyinirdik değil mi ama?
- Kardi sana birşey söyleyebilirmiyim?
- Tabi ki.
- Sussan ve tek tek konuşsan olur mu ? Ayrıca ben bu soruların cevaplarını sana veremem çünkü bu konuda hiç bir bilgim yok. Onlarla konuşan sensin sorsaydın ya.- Ya ben o sırada işlerimden dolayı konsantre olamadım ki. Neyse ben arayayım mı Yağız'ı ?
- Yağız ne alaka? Mustafa ve Sefa değil miydi ayarlayan ?
- Yani onlar olmayabilir, Yağız planı kuran.
- Ne işler dönüyor?
- Ya biz o baloda Yağız ile biraz daha samimi olduk da.
- Nasıl bir samimiyet bu ?
- İz, biz biraz yakınlaştık. Yani geçen gece benim evime geldi. Benden hoşlandığını itiraf etti ve...
- Ve ne? Düşündüğüm şey olmadı öyle değil mi?
- Yok o kadar büyük birşey olmadı. Ama o beni, öptü.
- Bu Yağız tam olarak kimdi?- Eylül ile Barlas'ın amcasının oğlu, yani kuzeni. O gün baloda sohbet ettiğim kişi işte.
İz, Barlas ismini duyunca vücuduna bir kramp girdiğini hissetmişti. Resmen kalbi sızlamıştı, için için ismi yankılanmıştı. Ve Yağız'ın, Barlas'ın kuzeni olduğunu duyuncada kanı ısınmıştı hemen. "Sevdim ben bu çocuğu" dedi içinden. İçinden demişti çünkü Kardelen'in diline düşmek istemezdi.
- Kardi ara bakim sen şu çocuğu öğren ayrıntıları.
- Tamam hemen arıyorum canım.Kardelen aramak için başka Odaya gittiğinde, İz şaşırdı. İz, Kardelenin en yakın arkadaşıydı ondan gizlisi olamazdı. Bu harekete önce kızsada sonradan belki özel birşey konuşacaktır düşüncesiyle geri çekildi. "Acaba Barlas gelecek mi?" diye düşündü. Ardından ise iç sesine lanet okudu. Neden her Barlas ismini duyduğunda etkisinde kalıyordu ki? Mutfağının pencerisinden dışarıyı izlerken bunları düşünüyordu. Ve kendini çok kötü hissetmişti. Onun hayatında tek erkek olmuştu o da Emre idi. Başka kimse olmamış ve olmayacaktı. Emre, İz'in ailesiydi. Ve bir insanın iki ailesi olmazdı. Tek bir ailesi olurdu. İkinci ailesi olsa bile birinci ailenin yerini tutamazdı. Emre'de, İz'in biricik ve koca ailesiydi. Tek kişiydi ama kocaman kalbiyle aileyi tamamlamıştı. İkisi birlikte büyük bir aile olmuşlardı. Hem anne hem baba olmuştu. Ve bu böyle devam edecekti. Onun herşeyi Emre idi. Ölmüş olsa bile bu değişmeyecekti. İkinci aileye de gerek yoktu. Bir tanesi İz'e yeterdi. Bu düşüncelerini bir köşeye attı ve kapıdan giren Kardelen'e odaklandı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON
SonstigesAşk ve nefret arasında yanıp tutuşmuş iki insandı onlar. Hissettiklerine nefret diyemiyorlardı ama aşkta... Onlar kapana kısıkmış iki ayrı hikayeydiler ve bu hikayenin sonunu kimse bilmiyordu. Bunu,sadece yaşayarak öğreneceklerdi.