ÖNEMLİ NOT: Bir arkadaşımın yaşadığı bir olaydan esinlenilmiştir.
Sabah erkenden kalktım. Annem yine telefonla konuşuyordu. Okula yetişmek için o kadar uykulu olmama rağmen olabildiğince çabuk hazırlandım. Ama hâlâ uykum vardı ve gözlerim kapalı ezbere dolaşıyordum. Zayıf bir vücudum olduğu için almam gereken vitaminlerimin hepsini birden ağzıma atıp koca bir bardak suyu kafama diktim. Mutfaktan çıkmak için yarı uykulu ve yalpalayarak kapıya yöneldiğimde annemin şaşkın yüz ifadesiyle karşılaştım. Sanki bir suç işlemişim gibi bana bakıyordu.
"Kızım sen ne yaptın?! İçmeden önce ne olduğuna bakmıyor musun?!!"
Bir an duraksadım. Masaya dönüp baktığımda ilaçlarım orada duruyordu. Peki ben ne içmiştim?... Babamın şeker ilaçları!... Annem çoktan söylenmeye başlamıştı ama ben onu dinlemiyordum. Kafamda garip sorular dönüp duruyordu. Acaba bana bir şey olur muydu?
Servis çoktan gelmiş kapının önünde beni bekliyordu. Bunu korna sesinden anlamıştım. Annemin bana seslenmesine aldırmadan çantamı alıp hızla kapıdan çıktım. Serviste yerime geçtiğim gibi telefonumu çıkarıp internetimi açtım. Ve karşılaştığım sonuçlar pek iç açıcı değildi... Sadece bir kaç saatlik ömrüm kalmış olabilir...
Aslında başta pek inanmamıştım çünkü internete göre sivilcen çıktıysa kanser olma ihtimalin var. Ama çeşitli forum sitelerinde de bununla ilgili yazı yazan başka insanlar olduğunu ve bunların pek iyi sonuçlanmadıklarını gördüğümde içimi bir korku kapladı. Merdivenlerin başında bir anda şekerim düşebilir ve yuvarlanıp beyin kanaması geçirebilirdim. Ya da dersin ortasında sessizce ölsem kimse farketmezdi bile...
Sınıfa girdiğimde herkes kendi halinde eğlenmekle meşguldü. Sıkıcı kitaplar okumaya çalışan sessiz inek insanlar, birbirine laf atan erkekler ve milleti çekiştiren aptal kızlar...
En yakın arkadaşımın yanına gittim ve sabah olanları anlattım. O kahkahalarla gülmeye başladı. Benim korkumu anlamamıştı ve sadece dalga geçtiğimi düşünüyordu. Ben de bir şey söylemedim. Belki de son saatlerim olan bu zamanları güzel geçirmek istiyordum...
Teneffüste "Bahçeye çıkalım." dedim ama kimse beni dinlemedi. "Her an ölebilirim ve bu konuda ciddiyim." Şimdi bu ne alaka der gibi baktıktan sonra "Abartma o kadar ya. Bişey olmaz." dedikten sonra kendi sohbetlerine geri döndüler. En yakın arkadaşım dahil... Ben de telefonumu alıp tek başıma bahçeye çıktım. Telefonuma baktığımda doktor olan amcamdan mesaj gelmişti. "Merak etmene gerek yok. O ilaçlar senin yaş aralığına etki etmiyor."
Kız bu mesajı okuduğunda o kadar sevinmişti ki okulun giriş kapısına doğru koşmaya başladı. O sırada liselilerden biri arabasıyla ona çarptı. İnsanları o günün son günü olabileceği hakkında çoktan uyarmıştı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hikayelerim
RandomBu kitapta farklı kısa hikâyeleri toplayacağım. Her konudan hikâye olacak. Umarım beğenirsiniz ^^