° Artık buradasın buna alış°

1K 51 34
                                    

   Gözlerimi açmamla yataktan fırladım. Neredeydim ben ?  Kiminleydim? Aklım karışıktı. O adamda kimdi böyle ? Yavaşça kapıyı açmayı denediğimde ufak bir gıcırtıyla açıldı, merdivenleri ağır adımlarla ve ses çıkarmamaya özen göstererek indim ama viski şişeleriyle ve bir adet koltukta yatan siyah saçlı bir adamla karşılaştım. Buradan kaçmalıydım.                                                                                                                 

Yavaşça dış kapı olduğunu umduğum kapıya ilerledim ve kulu bunu açmayı denedim tabii ki açılmadı. 

seni salak  cidden bu iç ses olur olmadık yerlerde çıkmak zorunda mıydı. Boynumda sıcak bir  nefes hissettiğimde arkamı dönmemle iki adet kaslı kolun çıkış yerlerimi tıkaması bir oldu. Kafamı yavaşça yukarı kaldırdım ve  alaycı bir surat ifadesiyle bana bakan bir adet siyah saçlı adamla karşılaştım.

" Bak sen küçük yılan uyanmışta , kurnazlık peşine düşmüş " dedi ve kafasını yüzüme doğru yaklaştırdı.

Korkmuştum ondan ama yine de belli etmemeye çalışarak  "kimsin sen ! beni çabuk bırak yoksa seni  derken parmağımı gözüne sokarcasına salladım ve polise şikayet ederim."

yüzü tuhaf ve komik bir hal aldı ve  gülmeye başladı. Komik bir şey falan mı demiştim kesin deliydi bu adam.  Bir anda ciddileştiğinde 

"artık buradasın buna alış ! ve git bana kahvaltı hazırla." Şok olmuştum buda kimdi böyle?

"sen kimsin be hayvan herif hem beni kaçır sonrada emir-"  daha cümlemi bitiremeden çenemi sertçe kavradı ve cebinden çakı çıkarıp , bastırmadan, içimi ürpertecek derecede boğazımda gezdirdi.

"Bu metali görüyorsun dimi küçük yılan laflarına dikkat etmesen sana merhaba der. ŞİMDİ git ve ne diyorsam onu yap. "    Kaderime boyun eğdim ve gösterdiği siyah kapıdan içeri girdim. Mutfak küçük ve sadeydi. Buz dolabını açtığımda içki, içki, içki ve yine içki vardı. Bu adam içkiyle yaşıyordu galiba, aklıma gelen fikirle dondurucuyu açtım ve biraz bakındığımda gözüme orta boy bir pizza çarptı. Dolaplara biraz bakınca en alt dolapta ki tepsiyi elime aldım ve içine pizzayı koyup fırına verdim.

        Masaya bir tabak, bir çatal, birde bıçak koyup beklemeye başladım. Sonunda fırından olduğuna dair alarmlar gelince masadaki tabağı elime aldım ve zar zor pizzayı çıkarttım. Kapadığım fırının fişini çektim ve tabağı elime aldım masaya döndüğümde O adamı görmemle tabak yere düştü.
 

Hemen yere eğildim ve kırılan parçaları tezgahın üstündeki küçük çöpe atıp pizzayı da attım.

      Ona doğru döndüğümde ifadesizce suratıma bakıyordu. Cebinden telefonunu çıkardı ve iki orta boy pizza söyledi. Onu umursamadan yanından geçip salondaki siyah deri koltuklardan birine oturdum.

              Oda elindeki içki şişesiyle geldiğinde  televizyonu açtı ve bana bakmadan yerine kuruldu. "Adın ne " ne ben onun adını merak edemez miyim? Yavaşça kafasını bana doğru çevirdi ve umursamaz bir tavırla "barkın" dedi.  Ve ben yine sıkılarak önüme döndüm. "beni neden kaçırdın? benden ne istiyorsun?" "çok konuşma" dedi ve salondan çıktı. Annemler ,polisler beni arıyordur bulurlar bulacaklar.

          Geri geldiğinde elinde iki tane pizza vardı. Birini kucağıma bıraktığında masaya geri bıraktım ve ellerimi göğsümde birleştirip arkama yaslandım.

      "ye şunu" deyip tekrar kucağıma koyduğunda tepkisiz kaldım. "ye şu pizzadan yoksa sana başka bir şey yediririm ve bundan büyük zevk alırım." dediğinde  pizzayı açtım ve zar zor bir dilim yediğimde kutuyu geri bıraktım. O ise pizzasının hepsini bitirmişti. Ben yatmaya gidiyorum dediğimde kolumu tuttuğu gibi arkasından sürüklemeye başladı.  Siyah bir odanın önünde durduğumuzda ışığı açtı ve beni içeri doğru fırlattı. Resmen fırlatmıştı. Burası da neresiydi böyle tek kişilik eski bir yatak yanda tuvalet ve küvet var.  Duvara monte lenmiş zincirleri gördüğümde şok olmuştum .

Bu manyak ne yapacaktı burada bana. Başkalarına neler  yapmıştı. Ne istiyordu benden. Yatağın üstüne oturdum ve bacaklarımı kendime çektim. korkuyordum acıdan , bana yapacağı şeylerden ,o adamdan . 

  Boş boş duvarları tavanı her yeri izliyordum. Canım sıkılmıştı kendi kendime duvardaki çizikleri saymaya başladım. Kilit sesi duyduğumda toparlandım ve ayağa kalktım. Barkın içeri girdi ve yanıma doğru yürürken yüzüne anlamaz ve soru işareti ile bakmaya başladım. ellerimi koparacakmış gibi sıkı tuttu ve zincirlerin oraya sürükledi. "Ne yapıyorsun bırak" deyip tepinsem de ellerimi zincirlemişti.

   " Ne olur bırak,lütfen yapma " Cebindeki çakıyı çıkardı ve çenemi sıkıca kavrayıp soğuk metali yüzümde gezdirirken dolan gözlerle lütfen diye fısıldamaktan başka bir şey yapamadım. Sırıtarak metali suratımdan çekti ve ben daha ne yaptığını anlamadan t-şörtüm ortadan ikiye ayrılmıştı. 

      Soğuk metali göbeğimde gezdirmeye başladığında hıçkırmaya ve titremeye başladım. Korkuyordum,acı çekmekten, ölmekten. "kıvanç bırak, lütfen" sırıtarak gözlerime baktı ve bıçağı kullanarak göbeğimde bir şey çizmeye başladığında ağlıyordum. Ağlama ece ağlama ne olur sen güçsüz değilsin. Sürekli bu kelimeyi söyleyerek ağlıyordum. Sonunda bana yaptığı eziyet bittiğinde çakısını kapattı ve kapıyı çarpıp çıktı. Göbeğimden yere akan kanları gördükçe başım dönüyordu hala ağlıyordum.  

    Gözlerim kararmaya başladığında son duyduğum şey kapı sesiydi. 



Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 25, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

mr. AcımasızHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin