Bölüm-16/ Af-Et

336 51 38
                                    

Tekrardan acı çektirmene izin mi vereyim?

Karmakarışığım..

&

İçimde patlayan volkanlar var. İçimin içini acıtan acılar... Kendime dönüp uzaktan baktığımda 'uzak' görüyorum. Benliğime 'uzak' gerçeklikten 'uzak', korkmanın, korkunun, mahcubiyetin getirdiği bir sürü uzaklıklar...

Hangisi gerçek?

Şuan elinden tutup, Dünya'nın diğer ucuna gitmek istediğim Aras mı?

Yüzüne tükürüp, Dünya'nın öbür ucuna gitmesini istediğim Aras mı?

Hangisi en uzak bana?

Aşkın azılı katili mi?
Aşka aç misafir mi?

Peki ben hangisiyim?

8 yılına bir ömür mutluluk sığdıran, deli dolu prenses mi?

Bir ömür mutluluğunu bir günde kaybeden, kanlı kontes mi?

Nefret ve sevgi terazimin kefeleri kırıldı. Artık ne ölçüp tarttığımı bilmiyorum. Sadece her kırık kefeye gelen hisler batıyor, kanatıyor, acıyor, acıyorum. Hem kendime, hem kendime yakın herkese...

Ve işte o andayım. Kendime yakın herkese acıdığım, belki de en çok acıttığımın yanındayım.

Acıyor iki yürekte. Besbelli her hallerinden.

Bir kere benim kirpiklerim elmacık kemiklerime değiyor şuan. Islak olmadıklarında değmezler...

Aras ellerini kıpraştırıyor. Baş parmağının tırnağını işaret parmağına geçirip duruyor.

Besbelli işte..

Acının biz tonu.
Acının hayat tonu.

Kirpiklerimi elmacıklarımdan alıp, kaşlarıma değdirdim. Derin nefes aldım. Birbirine deymeye meyilli şekilde duran parmaklarımı, krem koltuklara koydum. Sağ bacağımın yanında sağ elim. Sağ elimin yanında Aras'ın sol bacağı vardı. Gözlerimi sağa doğru manevra yaptırdım, Aras'a gelince gözlerimin frenine bastım.

Yan gözle bana baktı. Ona baktığımı farkedince gözlerini yere eğdi. Çenesinin kasılmasından, dişlerine baskı yaptığını anladım. Aldığım kocaman nefesi vermeden:

"Canını yakanın karşısında, 'Canım yanmıyor!' demen mantıklı aslında."

Acı tebessümüyle bakış atarak mırıldandı:

"Canımı acıtmana rağmen kızmamam, kızamamam hiç mantıklı değil aslında."

"Hahhah" dedim gülümseyerek. Bedenimi Aras'a doğru döndürdüm. Yumruk yaptığı sol elini sağ eliyle okşuyordu.

"Canını yaktığımı söyledin! Valla söyledin! Anlat, burdayım bak. Dök içini. 1000 parçalık puzzle sayalım kalbini, her parçasını beraber birleştirelim. Halledelim tek tek, ne dersin? "

~ BÜYÜ ~#Wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin