Büyük bir iştahla yemeğimi yedim.Salonun kapısında gözlerini ovuşturan Gray'i gördüm.Tişörtü yoktu !!!
Gray:İlk defa bu kadar sesli yemek yiyen bir insan görüyorum.Uykumu kaçırdın.
Juvia:Bence senin kulakların fazla hassas.
Gözlerim ile siyah kurdu andıran kulaklarına bakıyordum.Bir sandalye çekti ve yanıma oturdu.
Gray:Bir parça alabilir miyim?İştahımı kabarttın.
Juvia:Benim için bir sorun yok.Zaten doydum sayılır.
Kocaman bir et parçasını aldığı gibi ağzına attı.Dudağının üstünde küçük bir parça et vardı.Mendilimi çıkardım.Mendil ile Gray'in dudağını siliyordum.Şaşkın gözlerle bana bakıyordu.
Gray:Ne yapıyorsun.
Juvia:Şey kirlenmişti ben de sileyim dedim.
Gray: Yaptığın şeylere dikkat etmezsen sonun kötü olabilir.
Yutkundum.
Juvia: Bunu nasıl anlamam gerekiyor?
Sırıttı.
Gray: Orası sana kalmış.
Midemde kelebekler uçuşuyor gibi hissediyordum.Tabağı aldım ve mutfağa götürdüm.Odama gittim ve rahatsız koltuğuma uzanıp uyumaya çalıştım.
***
Kafama yediğim minik darbe ile uyandım.Güneş daha doğmamıştı.Gray banyo malzemeleri ile birlikte karşımda duruyordu.
Gray:Hadi banyo vakti.
Gözlerimi ovuşturdum ve dediği şeyleri kestirmeye çalıştım.Yarı uykulu olduğum için jetonumun düşmesi yaklaşık beş dakikamı almıştı.
Juvia:Ne asla !!
Bana anlamayan gözlerle baktı ve derin bir iç çekti.
Gray:Bak bunu söylemek bana düşmez ama şu anda gerçekten berbat durumdasın.
Aslında haklıydı.Güzel bir banyoya ihtiyacım vardı ama böyle bir şekilde sorması garip kaçmıştı.
Juvia:Neden banyo malzemelerini elinde tutuyorsun ?
Gray: Ah , banyo yapabilmek için nehre gitmemiz gerekiyor.
Juvia:Bu saatte hava soğuk olmaz mı?
Gray:Oranın suyu sıcak.Soruların bittiyse kalk da gidelim Gajeel , Erza ,Jellal ve Levy'yi bekletmeyelim.
***
Nehir olan yere vardık.Burada bir kaplıca havası vardı.Nehrin ortasında taştan bir duvar vardı.Rahatlamıştım.Tuttuğum nefesimi verdim.Kızlar sağ taraf erkekler ise sol tarafa geçmişti.
***
Havlum ile saçımı kurutuyordum . Banyo iyi gelmişti. Herkes hazırlanmıştı.Erza yarı kuru yarı ıslak saçlarını savurdu.
Erza:Güneş yakında doğar.
Gajeel:Bir sürü ceylan yakalayıp ziyafet çekelim.
Gray:O avcı gelmediyse zaten öyle yapacağız.
Juvia:Bende geleceğim.
Gray eliyle çenemi tuttu ve tek kaşını kaldırarak bana baktı.
Gray:Kaçıp kaçmayacağını nereden bileceğim.
Gajeel:Kaçmaya çalışırsa ona güzel bir ders verirsin gee he.
Gray sırıttı.
Gray:Haklısın.
Gray elimi tuttu.
Gray:Kaçmaacağına emin olmalıyım.
Ormanın bilmediğim kısımlarına doğru yürümeye başladık. Avlanacakları yere geldiğimizde ise durduk. Güneş doğdu.Gray hala elimi tutuyordu.Gray dışında herkes kurda dönüşmüştü.
Gray:Onlara ne oldu ?
Gray:Zamanı gelince öğrenirsin.
Neden hep bilmece gibi konuşuyordu ki? Gözlerimle bulunduğumuz bölgeyi inceliyordum.Çalılıkların arasında küçük ve şirin bir tavşan gördüm.Koşarak yanına gittim.Gray avlanmakla meşkul olduğu için gittiğimi görmemişti.Tavşanı kucağıma aldım.Çok sevimliydi.Gray yanıma geldi.
Gray: Woah tam yemelik. İyi iş.
Eliyle kafamı okşadı. Bu şirin tavşancığı yemeyi düşünmüyordu herhalde. Tavşanı kaçması için yere bıraktım.
Gray: O tavşan sana benziyordu.
Juvia: Yani bende mi tam yemeliğim?
Sahte bir kahkaha attı.
Gray: Evet öylesin.
Kalbim ağzımda atıyor gibi hissediyordum. Büyük ihtimalle korkudandı sesli bir şekilde yutkundum.
Juvia: S-sen avlanmiyacak mısın?
Gray: Ben avımı zaten yakaladım.
Kalbim çok hızlı atıyordu. Oldukça garip hissediyordum. Bu duyguyu en son Lyon'un yanındayken yaşamıştım. Bu olamazdı değil mi ? Gray'e aşık olmuş olamazdım değil mi? Böyle bir şey olamazdı olmamalıydı. Olamazdı. Ben Lyon ile nişanlıydım. Lyon ile mutluydum. Onunla mutlu olacaktım. Hayatımıza devam edecektik. Bunları unutmamalıydım. Umudumu yitirmemeliydim.
Gray: Ne düşünüyorsun öyle.
Juvia: H-hiç bir şey.
Gray: Beni kandırabileceğini mi sanıyorsun.
Bileklerimi sıkı bir şekilde kavradı. Canımı yakıyordu. Oldukça sinirli gözüküyordu. Neden böyle çabuk sinirleniyor ki ?
Juvia: Gray . Canımı acıtıyorsun.
Bileklerimi sertçe bıraktı. Bileklerimden akan kan acı ile birlikte bedenimden süzülüyordu. Gray endişeli gözlerle bana bakıyordu.Bileklerimi tuttu. Ama bu sefer daha nazikti canımı acıtmıyordu. Gömleğinden birer parça yırttı. Gömleğinden kopardığı parça ile birlikte bileklerimi sardı.
Gray: Sanırım fazla abarttım. Birazdan hava kararır diğerlerinin yanına dönelim.
Juvia: Tamam.
Diğerlerinin yanına gittik. Güneş batmıştı. Yarı insan yarı kurda dönüşmüşlerdi. Erza yanıma geldi ve kafasını Gray'e çevirdi.
Erza: Siz önden gidin. Benim Juvia ile konuşmam gereken bir şey var.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kurt ve Kız [✓]
RomanceBir kedi miyavlaması duydum.Ormandan geliyordu miyavlama sesi.Her ne kadar korksam da ormana girdim.Kedinin olduğu yere geldim.Bacağı dikenli bir dala takılmıştı.Kediyi oradan kurtardım.Gitmek için arkamı döndüm.Ama karşımda kocaman simsiyah bir kur...