Dağ Evinde

424 19 4
                                    

Sabah uyandığımda daha kimse uyanmamıştı. Dışarıdan birkaç odun keserken ayak sesleri gelmeye başladı.
O anki korkuyla elindeki odunları atıp içeriye attım kendimi. Tam kapıyı kapatığımda arkamda Cem'i gördüm. Çok korkmuştum.

Cem "Korkma korkma benim."

" Birden arkamda durunca korkdum."

Cem " Ne oldu ne yapıyodun dışarıda."

 "birkaç odun kesmiştim de."

Cem "Hani odunlar nerede."

 "şey..."

Cem "Tamam neyse ben alırım.

Cem kapıdan çıkıp odunları almaya gitti. Onun için endişelenmiştim. Bu sırada Sude ve Mert ' de uyanmıştı. Sude kahvaltı hazırlarken Mert yanıma geldi.

Mert "Deniz , Cem nerede?"

"10 dakika önce odun almaya çıktı ve hala dönmedi."

Mert "Neyse biraz sonra gelir."

Mert' in bu umursamazlığı zoruma gitmişti. Ve Cem'i daha da merak etmeye başlamıştım. Korkuyla evden çıktım. Yavaş adımlarla odunları kestiğim yere doğru yaklaştım. Cem' i bir an orda göremeyince korkum daha da çok artmaya baslamıştı.
Adımlarımı dahada küçülterek tedbirli bir şekilde yürümeye devam ettim.

" Cem ! Cem! Neredesin !"

Cem " Buradayımmm."

 "Neredesin kaç dakika oldu korkuttun bizi."

Cem " Şu ileride tavşan gördümde belki yakalarım umuduyla peşinden gitmiştim. "

Cem' i bulduktan sonra eve geri döndük. Biz geldiğimizde Sude kahvaltıyı hazırlamıştı. Kahvaltımızı yaptıktan sonra oteli aramaya koyulduk. Biraz ilerledikten sonra arabamızın bir çamura saplanmış bir şekilde bulduk. Herkes çok şaşkındı araba buradaysa otel neredeydi ?
Arabanın çevresine bakmaya devam ettik. Oteli bulamayınca arabayı çamurdan çıkarmaya çalıştık. Arabayı
Çamurdan çıkarmıştık ama artık bir sorunumuz daha vardı. Araba çalışmıyordu. Mert ve Cem arabayı imcelerken aküsünün olmadığı nı fark ettiler. Herkes git gide daha da şaşırıyor ve daha çok korkuyordu.
Biz boş boş etrafa bakarken ağaç bir anda sallandı ve kuşlar ağaçtan uçarak kaçmaya başladı.
Herkes koşarak eve koşmaya başladı. Arkamızdan birileri koşuyordu bunu hissediyorduk ama etrafta kimseler yoktu . Sesler kesilince durup bir süre soluk aldım. Etrafımda kimse kalmamıştı. Korkum daha da çok artmışdı. Şimdi sadece evi değil arkadaşlarımıda kaybetmiştim.
Kalbimin atış sesinden kendimi duyamaz olmuştum.

"Sude, Cem ordamısınız, lütfen kurtarın benii nerdesiniz!"

Biraz bağırdıktan sonra ayak seslerini tekrar duymaya başladım. Bu gelen arkadaşlarımda olabilirdi ama bundan emin deyildim az önce duyduğumuz sesde olabilirdi. O korkuyla ağaca nasıl çıktığımı hatırlamıyorum. Bir yandan ellerim korkudan titrerken bir yandan da kalbimin sesini susturmaya çalışıyordum. Neredeyse iki saat ağaç da tek kalmıştım. Bu zamana kadar korkuyla o ağaçta nasıl durmuştum ?
Biraz düşündükten sonra ağaçtan inmeye karar verdim. Ağaçtan zar zor indikten sonra bağırarak onları aramaya başladım. Hava git gide kararıyor ve soğuyordu. Hava iyice karardıktan sonra;

Sude " Deniz nerdesin !"

Bu ses Sude ' nin sesiydi.

" Burdayım "

Sonunda beni bumuşlardı. Hep birlikte eve geri dönmüşdük.
O soğukta donan ellerimi sıcacık şöminenin karşısında bir süre ısıttıkdan sonra yemek yedik. Akşam telefonlarımızla yardım çağırmaya çalıştık. Ama hiçbirimizin telefonu çekmiyordu. Mert' in bu aralar gösterdiği davranışlardan da hiç memnun deyildim. Sude bu olanlardan iyice tedirgin olmuştu.

Sude " Beni dinlemeliydiniz. Bana inanmadız buraya gelmeseydik bunlar başımıza gelmezdi ! "

Cem " Bir rüyanın gerçek olabilecegine inanamazdık. "

Sude "Ama inanmalıydınız."

Sude ağlayarak yukarı odaya gitti.
Tam Sude'nin arkasında çıkacakken
yukarıdan bir çığlık sesi geldi.
Üçümüz koşarak hemen yukarı çıktık. Sude kapının önüne oturmuş , ağlamaya devam ediyordu. Biz neden ağladığını sorduğumuzda;

Sude "banyo , banyo , kan ! Elimi yüzümü yıkamak için girmiştim !"

Mert Sude'yi teselli ederken ben ve Cem banyoya doğru ilerledik. Lavabonun kapısını açtığımızda ,
Lavabonun camına kan sıçramış
bir şekilde bulduk hemen korkuyla kapıyı kapattık .

DAĞ EVİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin