Uzun bir zaman geçmişti obadan, çınaydan, asutaydan ayrılalı... Büyük bir ovayı beğendi Tünay; ova çok büyüktü bir tarafı ormanla çepeçevre kaplıydı bir tarafında ise nehir geçiyordu, böyle güzel ova yı bırakmak gelmedi içinden ve kendince işte ebedi yurdumuz burasıdır. Yaverlerine emir verir obamız burasıdır bıre yiğitler tez obamızı buraya taşıyın der... Tünay'ın yerleşmek istediği ova çok güzel ova olduğu için oraya yerleşmek orayı kapmak isteyen de çoktu. Tünay çadırında dinlenmedeyken bir elçinin geldiğini haber verirler Tünay'a; elçi çadırdan içeri girer girmez başlar sen kimsin de bizim ovamızı zaptediyorsun diye söylenmeye başlar. Tünay sinirlenir bıre densiz, hatsiz sen kimsin de bir bey çadırında bir beye kafa tutarsın.... Elçi; ben kimmiyim, bilmiyormusun ki ben zoltanın adamıyım... Zoltan; asi, vurdum duymaz ve adam satan her seferinde sevmediği insanları kazığa oturtan ruh hastası biriydi.
Tünay yaverlerine sorar kimdir bu zoltan, yaverleri bilmiyoruz beyim derler. Tünay konuşur her kim ne ise görüceğiz kimmiş....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Asutay'ın doğuşu
Adventure(TAMAMEN İÇTEN BİR HİSLE YAZILMIŞ VE ASİL KANI TAŞIYAN BİR SAVAŞÇININ GELECEĞE YÖN VERMESİNİ ANLATMAK İSTEDİM... BEĞENİP BEĞENMEMEK SİZ OKUYUCULARIN TAKTİRİNE KALMIŞ.)