2- Monica

860 36 14
                                    


Soğuk bir Chicago sabahına günaydın demek ne kadar huzur verici tartışılır.Hemen hızlı bir kahvaltı yaptıktan sonra dışarıya çıktım. Bugün okula gidecektim. Mickey'nin kardeşi Mandy ile birlikte okula gitmek için yola koyulduk. Mickey'nin aksine sevecen ve iyi birisiydi Mandy. Yolda biraz sohbet ettikten sonra sonunda okula varmıştık. Aslında askeriyede okumak istiyorum. Bunun için hergün alıştırmalarımı yapsam da reşit olmadığım için askere almıyorlar. Artık okuldan fazla sıkılmıştım. Bir an önce asker olduğum zamanlara gitmek istiyorum.

Uzun bir süre derslere katıldıktan sonra eve döndüm. Evde bütün aile fertlerim neredeyse vardı. Fiona ve sevgilisi Jimmy, Lip, Carl, Liam.. Birlikte televizyon izliyorduk. Ta ki Debbie endişeli şekilde içeri girene kadar.

Fiona : Noldu canım?

Lip : Frank yine çok mu içmiş?

Ben : Aldırma ona, Debs

Debbie : Neden bir şey oldu mu önce babamı suçluyorsunuz?

Debbie'yi anlamıyordum Frank'in bizleri sevdiği söylenemez, kendinden başkasını düşünmeyen biridir. Sanırım onu seven tek kişi Debbie. UNICEF için bile para biriktiren küçük bir kızın Frank gibi bir babasının olması beni dahi üzüyordu.

Debbie "Sheila'da" diye devam etti. Kim diye sorduğumuzda "Monica" cevabını verdi. Kahretsin Monica gelmişti. Monica bizim annemizdi. Her ne kadar anne denilebilirse. Bizi sevdiğini sadece birkaç senede bir geldiğinde göstermeye çalışırdı. O da geçici bir sevgi. Buraya her geldiğinde Frank'le barışırlar sonra Monica hamile kalır, doğurur ve Frank'le küsüp bizi terk eder. Benim de doğuş hikayem tam olarak böyle. Diğer kardeşleriminki gibi. Monica bipolar hastası ve tedavi görüyor. Sanırım bu dengesiz ruh değişimlerinin sebebi bu. Ama bizimle ilgililenmemesini gerektirmez bu durum. Monica'yı affetmeyi düşünmüyorum. Çünkü ne zaman görsem bizi bıraktığı için ondan daha fazla nefret ediyorum.

Debbie'nin Monica'nın geleceğini söylemesi üzerine sinirlerim bozulmuştu. Bu kadar zamandan sonra gelmesini hoş karşılayamazdım. Mickey'e ihtiyacım vardı. Hemen evine doğru yola koyuldum. Chicago'nun soğuk sokakları Mickey'e ulaşırken daha da yüzüme vuruyordu. Kısa olan yol kaç kilometre geldi bilmiyorum. Hissetmiyordum hiçbir şeyi sadece koşuyordum ona doğru.

Bana 'Zamanı değil' dedi. Reddetmişti yani. 'Nereye gideceğimi bilmiyorum, lütfen' dediğimde kabul etti. Çalıştığım markete gidecektik. Gerçekten ona ihtiyacım vardı. Önce ben vardım oraya. Arkamdan Mickey de geldi. Kapıları kilitleyip arka bölüme geçtik. Onunla olmak huzur vericiydi. Kısa bir süre birliktelikten sonra her şey yolunda giderken Kash gelmişti.

Tanrım, lanet olası bizi görmüştü.

TOGETHER- GALLAVİCHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin