KİTAP KOKAN KADINLAR- EMİNE AKYOL

7.8K 154 64
                                    

Merhabalar efenim. İlk kitap kokulu kadınımız Emine Akyol (benim için Emoş olur :) ).Medyadaki şarkı yazarımızın kendi zevkidir. :) Her bölümün medyasında yazarlarımızın sevdiği şarkılar olucak.

Merhaba Mervişim :)

1)Evet Emoşum öncelikle seni biraz tanıyalım. Emine kimdir? Ne yapar? Ne yer? Ne içer?
Hımm... Güzel soru :) İnsan en çok kendini anlatırken zorlanırmış ama elimden geldiğince deniyeyim. 24 yaşındayım. Annem ve kardeşimle yaşıyorum. Özel bir şirkette çalışıyorum. Benim için 'boş zaman' diye bir zaman dilimi yoktur. İşten, ailemden ve arkadaşlarımdan kalan her anda ya okur, ya yazarım. Konuşmayı çok sevsem de, boş konuşmayı da, boş konuşanı da sevmem. Sıcakkanlı, dışa dönük bir yapıya sahibim ama hatasını gördüğüm ya da sevmediğim insana buz gibi soğurum. Genellikle sakin, neşeli bir insanım, öyle kolay kolay parlamam. Ama sinirlendiğimde tüm gemileri yakar, arkama bile bakmadan uzaklaşırım. Film izlemeyi severim ama televizyon izleme alışkanlığım hiç yok ama yabancı dizi izlemeyi severim. Son olarak Türk kahvesine asla hayır demem.

2)Peki hikâye yazarken başınıza ilginç bir olay geldi mi?
Bir okurum Armina hikâyesini yazarken duyguları çok net hissettirdiğimi, böyle bir olayın başımdan geçip geçmediğini sormuştu. (Okuyanlar bilir Armina babasının gözü önünde tecavüze uğradıktan sonra, ailesinin ölümünü izlemek zorunda kalmış, tüm hayatı bir günde tepetaklak olmuş bir kadın.) Yazarken en çok şaşırdığım şeylerden biri buydu. Okuyucum, böyle bir duyguyu yaşamadan hissettirmemin zor olduğu konusunda ısrar etti. O gün anladım ki ülkemizde empati duygusundan yoksun çok insan var. Üstelik gerek Türk dizileri, gerek Wattpad ve diğer sosyal platformlarda okuduğumuz hikâyelerde tecavüz ve şiddet o kadar basit, o kadar yanlış anlatılıyor ki, bunların insan üzerinde yarattığı psikolojik bunalımlar unutuluyor. Biri çıkıp doğruyu yazdığında ise, illa yaşamış olması gerektiği düşünülüyor.

3)Hikâye yazarken birisi seni görse hakkında ne düşünür?
Bu durum yazdığım sahneye göre değişir. Örneğin final bölümünü yazarken çok komik gözüktüğüme eminim. Kıpkırmızı bir burun, ağlamaya hazır bekleyen gözler, donuk bakışlar... Ve hepsine inat büyük bir hevesli yazmaya çalışan parmaklar. 
4)Kurguların birden bire mi oluşur? Yoksa üstünde uzun uzun düşünür müsün?
Aslında her ikisi de. İlk hikâyemi yazarken (Armina) üzerinde o kadar çok düşündüm ki finalim bile hazırdı. Ama Aşk Olsa Duramazsın bir anda oluştu. Bir de ne kadar uzun düşünürsem düşüneyim, yazarken çok başka bir hale bürünüyor. Aklım başka, kalemim başka şey söylüyor.

5) Şuan da bir hikâyenin başkahramanı olsaydın ve hayatını sen yazsaydın. Nasıl bir hayatın olsun isterdin?
Sessiz, sakin, huzurlu bir hikâyem olurdu. Özellikle çıkarcı insanlardan uzak tutardım kendimi. Gerçek hayatta ise bu mümkün değil. İnsanların o kadar çok yüzü var ki, hangisine inanacağımı şaşırıyorum bazen.

6) Cast seçimi yaparken çok zorlanıyor musun?
En çok zorlandığım konulardan biri. Türk model ve oyuncuları kullanmak sorun yaratabiliyor. Pürüz çıkarabiliyorlar. Yabancıların ise çoğu renkli gözlü, sarışın vs. Ben esmer aşığı bir insan olarak cast seçerken aşırı zorlanıyorum. Hikâyemin yarısı renkli gözlü mesela. Ama cast seçmeden yazsam, kahverengi gözlerden şaşmazdım. Çoğunluğun aksine derin kahveleri, renkli gözlere tercih ederim.

7) Yaptığın en büyük sakarlığı bize anlatır mısın?
Lisedeyken 1 hafta boyunca gecemi gündüzüme katıp çizdiğim projenin üzerine kahve dökmüştüm. Mimari olduğu için çizimi oldukça dikkat ve emek isteyen projeyi tekrar çizdiğim süre boyunca kendime küfretmiştim.

8) Diyelim ki çok önemli bir işin var ve bir yere yetişmen lazım ama aklında müthiş fikirler dolanıyor. Yazmasan uçup gidecekler ne yapardın?
Hımm, en kısa yöntem olarak ses kaydı yapardım sanırım.

9) Bana çok az kişinin bildiği bir özelliğini ya da huyunu söyler misin?
Hep iyiymiş gibi davranan bir insanım. Yani beni yüzeysel tanıyan insanlar hiç derdim olmadığını ya da fazla umursamaz olduğumu düşünebilir. Çünkü ne yaşarsam yaşayayım gülümsemekten vazgeçmem. Ama aslında değer verdiğim insanlarsa beni üzen, çok kırılırım. Ne kadar canım yanarsa yansın kırıldığımı asla göstermem. Karşıdaki insanın yaptığını umursamadığımı düşünmesine izin veririm. O beni kırabilecek kadar umursamıyorsa, ben kırıldığımı neden belli edeyim?

10)Peki hiç "Nerden bulaştım ben bu yazma işine." dediğin oldu mu?
Oldu... Nedenini sen biliyorsun ama burada söyleyebileceğim şeyler değil. Ama sonradan 'iyi ki yazmışım' dedim. Çünkü çevremdeki insanların sahteliğini bu şekilde öğrendim.

11) Şimdi heyecanlı bir soru geliyor.(dım dım dım dım) Bildiğimiz gibi ARMİNA adın da bir hikâyen var ve bu hikâyenin ana karakter zor bir hayat yaşamış. Sen Armina kadar güçlü kalabilir miydin?
'Bekara karı boşamak kolay gelir.' diye bir Atasözümüz var bilir misin?  Ben her zaman insanların yaşadıklarını yaşamadan, ne hissettiğini bilmeden kesin sonuca ulaşmamak gerektiğini düşünürüm. Yaşamadığımız durumlara karşı mantıklı çözümler bulmak, mantıklı davranmak kolaydır. Ama iş yaşamaya geldiğinde her şey değişir. Yine de varsayımlarla cevap verecek olursam, kolay bir hayat yaşadığımı söyleyemem. Hep yaşımdan büyüktü sorumluluklarım. Güçlü olabilir miydim? Bilmiyorum ama hayatta kalmanın bir yolunu bulurdum. Ve Armina'nın imkânlarına sahip olsaydım intikam almanın mutlaka bir yolunu bulur, çekeceğim cezayı da gram umursamazdım. Dedim ya sakin bir insanım ama damarıma basıldığında oturup ağlamak yerine canımı yakanın, canını yakmayı tercih ederim.

12) Emoş sormasam içimde kalacak. :) Senin gözlerin neden bu kadar büyük? Dünya'nın yarısı çekik gözlü ya utanır insan.
'Seni daha iyi görebilmek için' derdim ama böyle bir iğrençlik yapmayacağım. :D Anne tarafımın gözleri hep büyük. Utanmak yerine şükretmeyi tercih ediyorum. :D Çalış senin de olur derdim ama malum röportaj şartları gereği yalan söyleyemiyorum. :D

13) Hep bahsederiz ya hani "işte güçlü kadın" diye. Sence güçlü kadın nasıl olmalı?
Bence güçlü kadın başına gelenleri olduğu gibi kabul edebilendir. Ağlar, bağırır, haykırır ama vazgeçmez. Yaşamaya bir şekilde devam eder. Güçlü kadın ayakta durmasını bilir. Aldığı darbeler onu sarssa da yıkamaz. Güçlü kadın sevdikleri için her şeyi göze alabilir, yetişemediği yerde yardım istemekten çekinmeyen, gereksiz gurur yapmamayı başarabilendir.

14) Tazecik yazarlarımıza tavsiyelerin neler diye sormayacağım. Onlar kendi yollarını bulurlar.:) Ama neyi tavsiye etmezsin? Neyi yapmasınlar sence?
Sırf daha çok okunuyor diye Mafya/Töre/Berdel/Zoraki Evlilik hikâyeleri yazmasınlar mesela. Yazıyorlarsa da bunu marifetmiş gibi anlatmasınlar. Wattpad'in yaş ortalamasının oldukça küçük olduğunu ve yazdıkları her kelimenin bilinçaltında yer edindiğini unutmasınlar. Anne babanız sizi zorla evlendirmek istese ne hissederdiniz bir düşünün? Hiç tanımadığı bir adamla, üstelik çoğunlukla para için evlendirilmeyi kim kabul eder? Kimse zorla evlendirildiği bir adama kör kütük âşık olamaz. Ya da tecavüze uğrayan bir kız iki hafta sonra biriyle birlikte olamaz. Hele de bu biri tecavüzcüsüyse! Böylesine hassas konularda empati kurmadan, araştırmadan hikaye yazmayın. Özgecan'ları düşünün, sadece geç bir saatte sokakta yürüdüğü için tecavüze uğrayan genç kızı düşünün. Töre cinayetine kurban giden kadınlarımızı, kızlarımızı, çocuk gelinlerimizi düşünün. Sonra vicdanınız el veriyorsa buyurun yazın. Bu benim cidden çok sinir olduğum bir konu.
Bir de lütfen, Türkçemizi mümkün olduğunca düzgün kullanmaya çalışın. Dil bilgisi kurallarına harfiyen uyun, düz metin yazın demiyorum. Ben de bir sürü imla hatası yaptığıma, devrik cümle kurduğuma eminim. Ama günlük konuşma diliyle yazılan metinlerin hikâyeden başka her şeye benzediği kesin.

15) Ve son olarak "Merve'yi nasıl bilirsiniz?" köşesindeyiz. :)) Beni çok gömmeden cevapla lütfen.
Bu biraz 'merhumu nasıl bilirdiniz' gibi olmuş. :D Tövbe Allah'ım, çok tövbe! :D
Buraya kadar gelmişim, gömmezsem ayıp olur!
Vallahi nasıl desem bilemedim. Mervişim azıcık manyaktır. Spoi alamadığında tehdit etmekten hiç çekinmez.
Biraz çılgındır. Hangi konuda ne tepki vereceğini bilemezsiniz.
Şıp sevdidir. Hangi karaktere 'salya' akıtacağını belli olmaz. Bugün Ozan'a, yarın Levent'e, bir sonraki gün Caner'e. :D (Bu cümle için dayak yemem umarım! :D )
Şaka bir yana Wattpad'in bana kattığı en büyük güzelliklerden biridir. Tek bir cümleyle açıklayacak olsaydım; "Gözü kapalı güvenebileceğim bir dost" derdim. Hatta dedim gitti. :D

Bu güzel cevaplar için Emoşuma çook teşekkür ederim. Umarım beğenirsiniz. Eğer yazarımıza sormak istediğiniz bir soru varsa yoruma ekleyebilirsiniz. Cevaplarını ekleyeceğim. 😄

KİTAP KOKAN KADINLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin