Bölüm 1 (Lanetli ev)

536 42 17
                                    

Israrla çalan kapı ziliyle uyandım. Hızlıca yataktan kalkıp çıplak bedenime rastgele bir şey geçirdim ve odamdan çıktım.
"Geliyorummm" diye bağırırken merdivenden indim ve kapıyı açtım. Karşımda beyazlamış saçlarıyla yaşlı ev sahibim duruyordu. Kira günüm değildi neden gelmişti ki?
"Uh,rahatsız etmedim değil mi?"
Dedi endişeli tavırlarıyla.
"Hayır buyrun içeri gelin" tuhaf bir şekilde yüzüme bakmıyordu.
"Yok teşekkür ederim bir şey konuşmak için geldim." dedi.
"Peki buyrun" dedim merakla.
"Ben bunu nasıl söyleyeceğim bilemiyorum oğlum ama evi boşaltman gerek."
"Ne? Nasıl? Neden?" diye şaşkınlıkla soruları sıraladım.
"Bak çok üzgünüm ama oğlum yakında Amerika'dan gelicek karısı ve çocuklarıyla. Yani anlayacağın kalıcak bir eve ihtiyaçları var."dedi başını eğerek mahçup sesiyle. Bir bu eksikti zaten.
"Anlıyorum. Ne kadar zamanım var?" sinirimi sesime yansıtmamaya çalışıyordum ve zaten bunda oldukça başarılıyımdır.
"3 gün içinde" dedi kısık sesiyle. 3 gün mü ? Sadece 3 gün öyle mi? 3 gün içinde yeni bir evi nasıl bulucam ben. En azından daha önce haber vermesi gerekirdi.
"Ah,peki" diyebildim sadece.
"Gerçekten çok üzgünüm ama yapacak birşey yok neyse ben daha fazla rahatsız etmeyim anlayışın için teşekkür ederim" diyip uzun bahçeden hızlı adımlarla çıkıp gitti. Bu kadar yaşlı bir kadının böyle hızlı yürümesi beni şaşırtmıştı.
"Lanet olsun!" dedim dişlerimin arasından. Kapıyı sinirle kapatıp içeriye girdim ve kendimi rahat koltuğa bıraktım. "3 gün ha." derin bir nefes verip ayağa kalktım. Odama çıkıp üzerime siyah kotumu beyaz penyemi giyip saçlarımı elimle düzenledim. Son kez aynanın karşısında kendime baktım.
"Her zaman ki gibi iyi görünüyorum" odamdan çıkıp anahtar ve telefonumu cebime koydum. Evimin kapısını çekip uzun adımlarla yürümeye başladım. Ev aramaya şimdiden başlamalıydım. Sokağımızdan çıkıp işlek caddede durdum. Bir yandan yayalar için yeşilin yanmasını beklerken diğer yandanda kiralık ev yazısı var mı diye bakınıyordum.
Gözüme sol taraftaki lüks binanın 3. Katındaki kiralık yazısı çarptı. Yeşil yandığında hızlı adımlarla karşıya geçtim ve telefonumu çıkarıp numarayı tuşladım. İkinci çalıştan sonra açıldı. Yumuşak bir erkek sesi
"Alo"dedi.
"Alo,merhaba ben kiralık ev için aramıştım." dedim sesimi düz tutmaya çalışarak.
"Ah, kusura bakmayın o ev tutuldu."dedi mahçup ses. Gözlerimi devirdim ve derin bir nefes verdim.
"Peki teşekkürler." diyip kapattım.
***
Saat 18:00'dı. 5 saatten beri ev arıyordum sonuç bulamadım. Ne zaman arasam tutuldu cevabı alıyordum.Koca şehirde herkes ev mi arıyor? Sinirile yerde ki taşa vurdum. Taş, bahçeli iki katlı ürpertici bir yapısı olan penceresinde ki kiralık yazılı evin kapısında durdu. Yan bir sırıtışla telefonumu çıkardım ve numarayı tuşladım. Kalın bir erkek sesi duyuldu.
"Alo buyrun"
"Alo merhaba kiralık ev için aramıştım."
"Ah, yarın saat 11'de gelirseniz size evi gezdirebilirim" dedi hevesle. Bu kadar hızlı olacağını tahmin etmemiştim.
"Tabi çok isterim"
"O zaman yarın 11'de evde bekliyorum görüşmek üzere" diyip kapattı. Telefonumu cebime koyup eve göz attım. Kasvetli bir havası olsada evin kendine çeken bir yapısı vardı. Bu evi istiyorum. Caddeye çıkıp otobüs durağına geldim.
***
Sabah alarmın sesiyle gözümü açtım. Saat 9'du. Zorla doğruldum. Ter içinde kalmıştım. Gözlerimi ovuşturup yataktan kalktım. Kalkmanın etkisiyle gözlerim kararmıştı. Tamamen soyunup doğruca banyoya girdim. Başımdan aşağıya boşalan ılık suyla beraber gördüğüm rüya geldi gözlerimin önüne. Dün ki evi görmüştüm. Karanlıktı ve etrafında kargalar uçuşuyordu. Gerçekten garipti birde sevimli beyaz tenli bir çocuk vardı. Ağlıyordu ve acele etmemi söylüyordu.
"Çok garip" dedim dişlerimin arasından. Bu rüya baya etki bırakmıştı üzerimde. Kısa süre sonra duştan çıktım belime bir havlu dolayıp aynanın karşısına geçtim. Rengim her zamankinden daha soluktu. Üzerime rahat ama bir o kadar da çekici gösteren kıyafetlerimi geçirdim. Saçlarımı kurulayıp şekil verdim ve mutfağa gidip bir şeyler atıştırdım. Yarın okuldan izin almam gerekiyordu. Çünkü eğer evi tutarsam taşınmam gerekti.
***
Eve gelmiştim. Dünki kasvetli havası gitmişti sanki. Zile bastığımda içeriden "geliyorum"sesi yükseldi ve çok geçmeden kapı açıldı. Karşıma orta yaşlı pek iri yarı olmayan gözlüklü bir adam çıktı.
"Merhaba dün telefonda konuşmuştuk ev için" dedim soğukkanlılıkla. Düz bir gülüş sundu bana ve eliyle içeri davet etti. Uzun adımlarımı içeriye yönlendirdim. Ev oldukça geniş ve eskiydi. Dışarıdan göründüğü gibi kasvetli değildi daha çok nostalji havası vardı. Kapının kapanma sesiyle irkildim.
"Isterseniz direk evi gezdiriyim size"
"Tabi olur" adam önden yürüyerek ikinci kata çıktı. Hemen arkasından onu takip ettim. Eski merdivenlerden çıkan gıcırtılar ve kenarlarında ki örümcek ağları eve uzun zamandır girilmediğinin kanıtıydı. Üst katta üç kapı vardı.
"Gördüğünüz gibi bu katta iki oda ve bir banyo var aşağı katındada iki oda bulunmakta" dedi ve önümüzde ki ilk kapıyı açtı. Açar açmaz tozlar üzerimize uçuşmuştu. Biraz sonra ise küf kokusu yayıldı.Ama oda oldukça geniş ve güzeldi. Evin normal havasına uymayan beyaz sade bir odaydı. Adam perdeleri açtığında güneş bütün ışınlarını odaya veriyordu. Bütün evi gezdikten sonra eski masaya oturduk. Adam yanında ki klasör çantasından kağıtları çıkardı. "Evi beğendim ve tutmak istiyorum." dedim gülümseyerek.
"Buna çok sevindim. Fiyatıda gayet uygundur."
"Fiyat sorun değil. Ne zaman taşınabilirim?" dedim heyecanla. Adamda benim kadar heyecanlı ve mutlu görünüyordu.
"Hemen şimdi kontrat yapabiliriz ve istediğiniz zaman taşınabilirsiniz."
Dedi gülerek. Olumlu anlamında başımı salladım. Evrakları hallettik. Adamı uğurladıktan sonra mutfağa gidip temizlik malzemelerini aldım ve temizliğe başladım.
***
Temizlik en sonunda bitmişti. Saate baktığım da 15:35 olduğunu gördüm. Şöyle bir eve göz attım. Daha şimdiden bütün evi temizlemiştim. Evin kasvetli havası azda olsa gitmişti en azından örümcek ağlarından kurtulmuştum. Eşyalarımı alıp dışarı çıktım .Yarın taşınacaktım bu yüzden eve gidip eşyalarımı toplamam gerekiyordu. Birden bana ürkmüş gözlerle bakan tedirgin kadını gördüm. Yaşlı kadının yanına gittiğimde işaret parmağıyla evi gösterdi.
"B-buraya mı taşınıyorsun?" diye sordu kekeleyerek. Evet anlamında başımı salladım.
"P-peki bu ev hakkında ki şeyleri biliyor musun?"
"Hayır ne bilmem gerekiyor?" diye sordum anlamayan gözlerle kadını süzerek.
"Belki söylediklerime inanmayacak ve beni deli sanacaksın ama buradaki herkese sorabilirsin" dedi hızlı hızlı daha şimdiden deli olduğunu düşünmeye başlamıştım.
"Neyi?"
"Bu ev lanetli" dedi endişeyle. Evden gözlerini uzak tutmaya çalışıyordu.
"Nasıl yani Lanetli derken?"
"Buraya taşınan insanlar en fazla bir hafta dayanabildi .Bir hafta sonunda hepsi kaçtı .Anlattıklarına göre evde bir ruh varmış ve sürekli onları rahatsız ediyormuş." bu kadın ciddi miydi?
"Nasıl yani? Ne yapıyormuş?"
"Işıkları açıp kapatıyormuş. Eşyaları deviyormuş. Gece ağlama sesleri geliyormuş .Hatta rüyalarına bile giriyormuş beyaz tenli bir çocuk ağlayıp onlardan yardım istiyormuş."
İnanamayan gözlerle kadını süzüyordum. Bende aynı rüyayı görmüştüm Ama korku filmlerindede hep öyle değil midir zaten?
" bu ev çok uzun yıllardır burda ve inanır mısın bir kere bile tadilat görmedi. ev adeta kendini yeniliyor.35 yıldır burada yaşıyorum ve ev hep aynı hiç eskimiyor buraya ilk taşındığım günden beri böyle görünüyor."
Bu kadın deli olmalıydı..

(Merhaba arkadaşlar uzun zaman sonunda ilk bölümü yayınladım. aslında dün yazmıştım bölümü ama wattpad yüzünden yazdığım tüm bölüm gitti bu yüzden bugün yayınlayabildim. Umarım hikayemi seversiniz. Bu bölüm hiç içime sinmedi ama ilk bölüm bu yüzden sıkıcı gelebilir. Neyse iyi okumalar oy ve yorumlarınız benim için çok önemli sizi seviyorum :*)

Yazar:Hanris

Hayalet SevgilimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin