Araba durdu. Rengarenk bir binanın önüne gelmişlerdi. Ortalık çocuk doluydu . Yalçın '' Çiçeğim geldik, in hadi arabadan. Açelya arabadan indi. Saçını herzamanki gibi iki yandan toplamıştı. Beyaz puantiyeli pembe bir elbise giymişti. Saçına da bir örnek tokalar takmıştı. '' Asker, okula gitmek istemiyorum. '' dedi Açelya babasına. Babası gülümsedi. '' Çiçeğim hadi beraber öğretmeninle tanışalım lütfen. '' Açelya için babasının lütfen dediği her şey birer emir gibiydi. Gerçekten babasına çok bağlıydı. Beraber elele okulun bahçesine yürüdüler . Açelya kendi isminin yazılı olduğu bir kart gördü. '' Asker bak.'' diyerek babasını çekiştirdi. '' Asker bundan sonrasını kendim halledebilirim. '' dedi . Yalçın kızıyla gurur duyuyordu. Yanağına sulu bir öpücük kondurdu. Açelya güldü'' Yaaa asker yapma şunu '' dedi.
Açelya babası arabaya binerken el salladı . Sonra kartı elinde tutan kadının yanına gitti. '' Merhaba ben Açelya.'' Kadın '' Açelya canım hoşgeldin, ben Selin. '' Bıcır bıcır konuşuyordu. Görünüşünün aksine tatlış mı tatlış bir kadındı . '' Senin bundan sonraki öğretmeninim.'' Demek öğretmeniydi. Peki sınıf arkadaşları onlar nerdeydi? Bir kız yaklaştı. Bembeyaz bir teni vardı. Sarı saçları mavi gözleriyle tam bir prenses gibiydi. Açelya kendine baktı. Hiç de o kız gibi prensesler gibi gözükmüyordu. Kıskanıyor muydu? Yok artık! Kıskanılacak nesi vardı kupkuru bir şeydi zaten. Şimdi de sövüyor muydu?
'' Merhaba ben Eliz . Adın ne?''
'' Açelya ben.''Selin öğretmenin grubu yavaş yavaş çoğalıyordu. Çeşit çeşit çocuklar vardı. Hepsi iyi tatlı çocuklardı . Bir tek Alen onu şüphelendirmişti. Tatlı bakışlarına aldanıp iyi biri olduğunu sanabilirdiniz . Oysa ki sinsi ,kendini bilmiş tavırlarını hiç beğenmemişti.
Sınıfa geçtiler. Eliz Açelya'yla oturmuştu. Selin öğretmen onlara kuralları , okul düzenini anlattı. Sonra hepsinin hikayelerini dinledi. Hepsi farklı farklıydı.
İlk gün yarım gündü. Öğlen yemeği ve paydos . Selin öğretmenin peşinden yemekhaneye gittiler. Açelya'nın eski okulundaki gibi bodrumda havasız yemek kokulu değil, bahçeye açılan bir kapısı olan rengarenk bir yerdi. Makarna , trileçe ve milkshake'den sonra Açelya doymuştu. Bugünü de olaysız atlatmıştı. Ama daha birinci gündü. İçindeki korku yerini biraz olsun keyfe bırakmıştı. Kapıda babaanesini gördükten sonra keyfi daha bir yerine geldi. Koşup sarıldı babaannesi Filiz'e .
'' Canımın içi nasıl geçti günün?''
'' İyi geçti babaanne .''
'' Oh ne güzel, şimdi seni bir yere götüreceğim o zaman daha da iyi olacaksın.''
Açelya şaşırdı. Neresi olabilirdi? Acaba sık gittiği bir dükkan mı? Kıyafet mi? Oyuncak mı? Kırtasiye mi? Yine kafasında binbir sorular arabaya bindi. Hala sakindi. Ama henüz nasıl bir maeranın içinde olduğunu farkememişti.
Sonunda varmışlardı geldikleri yeri ise kimse tahmin edemezdi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hoşgeldin Babaanne
Historia CortaAçelya babasının işten çıkarılmasından sonra hayatlarının bir anda değişebileceğini nerden bilebilirdi ki? Babaannesinin aslında babaannesi olmadığını tahmin edebilir miydi ? Şimdi ise bambaşka bir yerdeyi. Hayat ona çok farklı bir kapı açmıştı !