Geçmişe dönüp baktığımızda bazen acıyı doruklarına kadar yaşadığınızı hissedersiniz. Tam o anlarda hep ölümü, cansız bedeninizi düşlersiniz. Ve sadece o an için dünyadaki hayatınızın külleştiğini hayal etmek sizi mutlu eder...
Peki ya bütün ömrünüzü o acıyla geçirmek nasıl hissettirir bilir misiniz? Ve ben hergün o cansız bedeni düşledim. Nasıl olsa arkamdan ağlayıp üzülecek kimse yoktu. Keskin bir kararla kendimi ölümün sonsuz ve mükemmel güzelliğe sahip uçuruma sürükledim. Kararlıydım. Yıllardır hayalimde senaryoladığım anı gerçek hayata geçirecektim.
Tam boşluğa bir adım kala ölümün keskin kokusunu içime çektim. Bu aroma beni büyülemişti. Uçuruma yaklaştıkça koku yoğunlaşıp insanı kendine sürüklüyordu. Bir adım daha attım ve o muhteşem kokulu ölüm beni sarmaladı. Dünya hayatıma veda ederken birinin beni beklediği, dünya hayatında görevimin son bulmadığını beni o uçurumdan çekmesiyle anlamıştım.
Şimdi hayat devam ediyordu...
*****************************
"Hey ne yaptığını sanıyorsun" demişti.
Ben ise sadece susmak ile yetinmiştim. Sadece kurtulmak istemiştim bu hayattan ama sevgili Ediz beyciğimiz buna da engel olmuştu."Neden böyle birşey yapmak istedin"
Bazen yaşadıklarımız bedenimize ağır gelir ve kurtuluş yolu korkakların yaptığı gibi kaçmak olur. Mağlesef ben de bu yolu seçmiştim, evet kabul ediyorum ben bir korkağım pişman bir korkak. İyi ki Ediz son anda elimi tutmuş ve kurtulmuştum. Yoksa dönüşü olmayan bir yola girecektim.
"Pişmanım. Özür dilerim"
"Anlayamıyorum seni, tamam hayat herkese gülmeyebilir ama sen bekleyen biri elbet vardır. Hadi onu bunu bırak ya alilen onlarıda mı hiç düşünmedin? Onlar nasıl daya-"
Devam etmesine izin vermeden
"Yeter sus artık. Bilmiyorsun, hiçbişey bilmiyorsun" derken gözlerimden yaşlar süzülmeye başlamıştı. Sayesinde yine hatırlamıştım berbat hayatımı. Gelip sarılmaya kalkınca elimle itiklemiştim o da ısrar etmemişti.
"Gidelim mi artık?"
Başını evet anlamında sallayarak yürümeye başlamıştık.Ediz beni okulun yurdunun önüne getirdiğinde bende içeri nasıl girecegimi planlıyordum.
Ediz beni bırakıp gittikten sonra sağ salim yurda girebilmiştim. Bir ara az daha yakalanıyordum ama son anda atlattım. Sessizce kaldığım odaya gittim, üstümü bile değiştirmeden direkt yorganın altına girmiştim. Bugün yaşadıklarımı düşünüp moralimi mahvedip uykunun beni esir almasına izin vermiştim.
Uyurken birinin bana seslendiğini duydum.
"Nida-Nida Nida" gözlerimi uyku sersemliği ile açıp bakmıştım. Nehir gayretle beni uyandırmaya çalışıyordu.
"Ne vaar Nehiir gecenin saat 3'ünde""Ne ne var kızım. Sen neredesin seni arayıp durdum. Toprak hanım seni sorup durdu zor idare ettim. Anlat bakalım neredeydin neden geç gelsin"
"Ya yat zıbar Nehir uykumun içine ettin. Sabah anlatırım çok yorgunum. Şimdi müsade edersen uyuyacam"
"Peki senin dediğin gibi olsun ama bak yarın anlatacan tamam mı? , söz mü?"
"Off tamam söz. Hadi iyi geceler"
"İyi geceler"Artık ne kadar iyi bir gece olur bilemem. Tabi ki bugünkü olanları Nehire anlatmayacaktım, evet çok yakın arkadaşım ona güveniyorum ama anlatamazdım. Birde bunu Ediz tarafı var inşallah o da kimseye anlatmaz. Ama kesin anlatır geçti eline böyle bir fırsat dalga geçmeden olur mu? Birde onunla uğraşacam. Ben bunları düşünürken tabi günün yorgunluğu ile uykuya dalmıştım.
******************
Evet yine iğrenç bir güne merhaba demiştim. Nehire ve diğer kızlara baktığımda hala uyuyorlardı.
Ahh benim hatam ben kendimi tanıtmayı unuttum size. Ben Nida, Nida ADAN. Daha 17 yaşında gencecik bir kız olmama rağmen hayallerine siyahlar serpiştirilmiş bir kızım. Babam daha beni 7 yaşındayken terketmiş şimdi ise beni yanına almaya çalışan bir işadamı. Annem ise bana babamın yokluğunu aratmadan büyütmeye çalışmış bir kadın, fakat o da beni yarıyolda bırakmıştı iş hırsından dolayı beni unutmuş sadece işiyle ilgileniyordu. Okullar açılmadan da beni bu okulun yurduna kaydettirmişti. Biraz da okulumdan ve özel hayatımdan bahsedeyim. Ben özel merter lisesine yeni başlamış lise 3. sınıf öğrencisiyim.
Offff karşılıksız sevmek çok zor, helede sen ona sevgi dolu gözlerle bakarken onun sana arkadaşça bakması. Ya da ben öyle anlıyorum
Ediz ile 3 yıl önce tanışmıştım. Onunla arkadaşça olan ilişkimiz bende yerine farklı duygulara bırakmıştı. Ben o zamanlar 'çocukça duygular bunlar ileride çok güleceğimiz şeyler' der geçerdim, ama olmuyordu geçmiyordu...
Birde bu yetmiyormuş gibi Edizin babası benim sınıf öğretmenimdi.
'Off ne büyük aşk ama kız öğretmenin oğlunu sever ama huysuz öğretmen buna engel olur' ayy ne diyorum ben yav içsesimle konuşuyorum resmen. Tamam ilk başlarda Ediz'in babası yani Cem hoca bana çok iyi davranıyordu ama sonradan bir anda değişti yerine huysuz çekilmez biri gelmişti.
Ben bu düşüncelere dalıp giderken Nehir seslenmişdi.
"Nida uyandın neden bizi uyandırmadın. Neyse Hadi dökül ne oldu da dün geç geldin?"
"Imm.... Ş-şey" ben daha yalan bulmaya çalışırken Nehir
"Şeyyy ney ne oldu Nida anlatacakmısın artık?"
Allahım inşallah inanır bu dediklerime.
"Babamlaydım"
"Ne saçmalıyorsun sen Nida o adamın değil yanında olmak yüzünü bile görmek istemiyordun. Şimdi noldu da böyle oldun. Düzgünce anlat şunu""Ay ben sanki çok meraklıydım onunla konuşmaya ama çok önemli şeyler konuşacağını söyledi bende gittim."
"Eeee ne dedi demek önemli birşey ki sen bu kadar geç geldin?"
"Yaa boşversene özel aile meseleleri"
"İyi peki mağdem öyle olsun"Üzerimize okul üniformalarını giydikten sonra çıktık.
Okula vardığımda Edizi görememiştim. Bu biraz bende kırıklık yaratsada alışmalıydım onu unutmalıydım...
İnşallah beğenirsiniz.😘 Bu benim ilk kitabımdı.❤❤Keyifli okumalar👍❤😘votelemeyi unutmayın...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAFYA ÖĞRETMEN VE OĞLU
ChickLitHer hikaye gibi bu hikayenin de bir şansa ihtiyacı var bence sende bu hikeyeye bir şans vermelisin... İnsan nereden bilebilirdiki seveceği kişiyi. Ya da seçebilirmiydik bize birçok duyguyu aynı anda yaşatanı. Ya Nida ne yapacaktı, hiçbir erkeğin göz...