(Medya Nida and İlayda)
Gözlerim hala onu arıyordu. Aklım ile kalbim arasında kalmıştım, aklım olmaz bu iş derken kalbim hala umut var diyordu. Ben ne kadar unutmam gerek desem de olmuyordu.
Gözlerim gözleriyle buluştuğunda ben ona korkak bakarken o ise umursamaz tavırlarıyla beni sinir ediyordu. 'Ya sabır' çektikten sonra ona bakmaya devam ettim o ise bu sefer göz kırparak karşılık vermişti. Yanaklarımın kızardığını hissedebiliyorum. Ama şaşırdığım bir konu vardı ki o da şuan Ediz'in hiçbirşey olmamış gibi davranmasıydı. Tabi bu benim işime gelirdi. Ben de ona tebessüm ederek karşılık verdikten sonra ders zili çalmıştı. Ediz benden 1 yaş büyük olduğundan dolayı onun sınıfı bir üst kattaydı.
Ders biyolojiydi bu dersi sevmeme rağmen Cem hoca sayesinde dersten bezmişim. Çünkü ne zaman derse katılsam beni tersliyordu bende artık pes etmiş bir şekilde onun derslerinde yatıyordum.'Allahım bunun oğlu kime çekmiş böyle. Bu babadan böyle çocuk çıkarmı? Bir Edize bak bir buna' Ben böyle iç sesim ile konuşurken zil çalmıştı.
Tenefüsde kantinde otururken Ediz yanında bir kız ile kantine gelmişti birlikte masaya oturduktan sonra kız Ediz'in ağzının içine girecek şekilde sokulmaya çalışıyordu. Ediz ise sadece boş surat ifadesi ile bakıyordu.
Tabi ben bu arada kıza delici kıskanç bakışlarımı atmayı ihmal etmedim.Ediz isminin İlayda olduğunu öğrendiğim kız ile birlikte masadan kalktı.
Nehire döndüğümde ise 'ne ayak kızım' bakışları atıyordu. Bende belli etmemek adına gülerek dudağımı bilmiyorum anlamında hareket ettirdim.Okul tamamen sıkıcı ve sıradan geçmişti. Yurda gelmiştim kendimi direkt banyoya atmıştım. Sıcak bir banyo iyi gelmişti. Banyodan çıkınca altıma gri renk eşofman ve üzerime beyaz bir t-shirt giymiştim ardından saçlarımı kurutup yatağıma girdim.
Yatıyordum fakat uyuyamıyordum. Özlüyordum annemi özlüyordum her ne kadar hafta sonları görüşsekde özlüyordum. Ama o yine işlerine benden daha çok önem verip benimle zaman geçirmiyordu. Babam desem her ne kadar beni yanına almaya çalışsada ben onun yanında durmak istemiyordum. Annemde babamda beni paralarıyla mutlu etmek istiyordu ama benim asıl istediğim aile sevgisiydi. Bana değer veren bir tek abim vardı o da dil eğitimi için yurtdışına gitmişti. Yine yanlız kalmıştım.
Yaklaşık 7 aydır buradaydım. Alışmaya çalışıyordum. Yalnızlığım ile birlikte nefretimde büyüyüp gidiyordu. Bir anne baba ne kadar insafsız olabilir ki, bir baba ailesini neden bırakıp gider, bir anne neden kızını yarı yolda bırakır ki işte bunları düşüne düşüne içimde nefret kıvılcımlanmaya başlamıştı.
Koca bir gün okul dersler etüt falan derken bitmişti.
Kendimi yatağa bıraktım ve uykunun esiri oldum.****************************
Güne Nehirin sesiyle uyanmıştım. Yataktan kalktıktan sonra banyoya gidip elimi yüzümü yıkadım. Kızlarda benim ile birlikte hazırlanıyorlardı. Okul üniformasını da giydikten sonra saçlarımıda düzleştirip salık bıraktım. Evet işte hazırım. Galiba kendine fazla bakan biri değildim. Bence ben doğal halimle güzeldim.
Kızlarla okulun yolunu tuttuktan 20 dk sonra okula varmıştık. Ben daha zilin çalmasına epeyi olduğundan kantine gitmiştim. Nehirgil ise kızlarla bahçedelerdi.
Çay falan aldıktan sonra boş bulduğum bir masaya geçip oturdum. Tam çayımı yudumlarken Ediz yine yanındaki İlayda denen kız ile içeri girdi. Beni onları görünce bir öksürük tuttu anlatamam yani.
"Helal helal" diyen sese doğru baktım.
Bu Mertti. Dalgacı bakışlarıyla masama oturdu. Mert ile çok yakın bir arkadaşlığımız olmasa bile yinede arkadaştık. Yani benim annemle onun babası 2 sene önce ortaklardı, bizde o vesileyle tanışmıştık.Mert daha dalgasını geçerken
"Off tamam Mert amma büyüttün sende"
"Tamam tamam Nida bir şey demedim. Sustum" derken ağızını fermuar işareti yapıyordu, ama hala gülüyordu. Bende onun bu haline gülerken masada bir gölge belirdi. Kızgın yüz hatlarıyla Ediz bize bakıyordu."Mert bizi Nidayla yanlız bırakırmısın?"Ediz'in bu lafına karşılık Mert bana baktı. Bende kafamla olumlu anlamda işaret verdim. Mertte anlayışla karşılayıp masadan kalktı. Mert gittikten sonra Ediz masaya oturdu.
"Ne konuşuyordunuz? Senin onunla ne işin vardı?"
'Allah allah bu çocuğun kafasına saksı mı düştü? Ona neyse' iç sesim bana gazı verirken dediğim tek kelime
"Sanane" olmuştu.
"Ne demek kızım banane. Ben senin-""Evet ben senin ne hı ne, ben senin neyinim?"
"B-ben, ben şeyy-y. Ben senin arkadaşınım. O yüzden benden birşey saklamaman gerekir. Her neyse konumuz bu değil"
Yüzümde bir burukluk oluşmuştu. Ne arkadaşı ya kör bu kör. Ama belli etmemek adına tebessüm etmeye çalışmıştım artık ne kadar başarılı olabildiysem.
"Eeee neymiş bizim konumuz Ediz bey"
"Evet Nida hanım gelelim konumuza" bunu derken yüzünde sinsi bir sırıtış oluştu. Biraz bekledikten sonra konuşmasına devam etti.
"Senden bir isteğim var Nidacım."
Keyifli Okumalar😘😘😘
Votelemeyi unutmayın...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAFYA ÖĞRETMEN VE OĞLU
Chick-LitHer hikaye gibi bu hikayenin de bir şansa ihtiyacı var bence sende bu hikeyeye bir şans vermelisin... İnsan nereden bilebilirdiki seveceği kişiyi. Ya da seçebilirmiydik bize birçok duyguyu aynı anda yaşatanı. Ya Nida ne yapacaktı, hiçbir erkeğin göz...