Angela

29 2 0
                                    

Camın önünde kar tanelerinin yere süzülüşünü izlerken ayağının altında dolaşan Mia onu sanki bir rüyadan uyandırmış gibiydi. Malenie camın önünden istemeden ayrılarak alt kattaki depodan Mia'nın mamasını alıp camın önündeki mama kabına koydu. Bugün diğer günlerden çok farklıydı, bugün günlerden pazar hava ise karlıydı. Bugün babasıyla buluşma gününün olduğunu hatırladığında yukarı katta çalan telefonunda babasının aradığını düşünüyordu. Yukarı koşar adımlarla gıcırtılı tahta merdivenleri çıktı. Konsolun üzerinde duran telefonunu eline aldığında arayan babası değil arkadaşı Angelaydı. Angela uzun sarı saçları mavi göz rengi ile Melanie'nin sınıftan en yakın arkadaşıydı. Melanie tek çocuk olduğu için arkadaşlarıyla kardeş bağı olmamasına rağmen kardeş gibiydiler. Melanie telefonu açtığında Angela'ya dışarı az da olsa kar yağdığını söylemek istiyordu. Angela şehrin biraz dışında oturduğu için kar henüz onların evine uğramamıştı. Angela Melanie kadar kar yağışı sevmiyordu. Genelde yaz günleri onun daha çok hoşuna gidiyor. Her şeyin yazın daha güzel olduğunu düşünsede kışında mutluydu halinden. Dışarıdaki kar şiddetini artırırken Melanie gözü camda, kulağı telefondaki Angela'daydı. Angela pazar günü olmasının yanı sıra o da Melanie gibi evde tek kalmıştı. Dışarı çıkıp vakit geçirecekleri bir şeylerle oyalanmak istiyorlardı. Angela ve Melanie her zaman ve çok sık gittikleri kafede buluşmaya karar verdiler. Melanie üzerine mor bir kazak ve dolabından seçtiği pantolonu hızlıca giyinip bahçe kapısından koşarak çıktı. Açık kahverengi dalgalı saçlarına kar taneleri düşüyor ve yanakları soğuktan al al oluyordu. Rengarenk masaları ve mevsimin aksine cıvıl cıvıl olan kafeye geldiğinde Angela her zamanki gibi mor masada oturuyordu. Mor renk belkide ikisi için vazgeçilmez bir renkti. Lavantanın rengi, menekşenin rengi, belkide aşkın, dostluğun rengi... 

Yeni Bir BaşlangıçHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin