4 ⚫ Bö!

3.9K 242 34
                                    

ÖNEMLİ NOT; şu anda lisedeler. Ilerleyen bölümlerde üniversiteye gidecekler. Ve bundan önceki bölümü Dılarin yazdı. Bu benim. Yani Zeynep. Birde :) Doğa ve Tuna'yı değiştirdik. Nastya Shmakova ile Cameron Dallas artık. Biraz dram var ama sonra gidiyor. Ve bölümler düzenlenmeye başladı. Güncellemeleri okumanızı tavsiye ediyorum. Kaan değiştirilmedi Rabia Kütahya ya taşındığı için. Iyi okumalar :')

Multimedia var.

Yeni kitabımız Gün Doğumu'na bakın nxndndndnsns

Bölüm Şarkısı; Lemonade Mouth Determinate

Doğa'nın Ağzından;

"Kayra bir daha ağlarsan, ilk onun sonra da senin kafanı kopartırım, anladın mı beni?" Selin başını omuzuna koyup ağlayan Kayra'yı ittirerek bağırdı. Gerçekten sinirlenmiştik.

"Lan babası yüzünden Amerika'ya gitmek zorundaymış. Nah o yüzden. Bahanesi de bu olay üzerine 'cuk' oturdu." başını bu seferde benim omuzuma dayadığında Şiir sandalyesini geriye ittirerek kalktı.

"Hey! Mavili. Hadi basket maçı yapalım."

"Gerizekalı. Mal. Bir kız nasık bu kadar odun olabilir ya!" Kayra bağırarak matematik testini kafasına attı ve gözlüğünü işaret parmağı ile düzeltti. Pis inek!

"Tamam lan. Gitmiyorum. Sanki gitmesem ağlamayacaksın Ha." Şiir sitem ederek sandalyeye oturdu.

Hepimiz sevgililerimizden ayrıldıktan bir ders sonra kantinde buluşmuştuk. Hepimiz diyiyoruz ama acaba Evren daha sevgili olmadan ayrılmayı nasıl becerdi acep? Işte malcığımın evde kalacağı buradan belli.

"Allah belanı vermesin Şiir. Bir sus lan. Ee kızlar. Şimdi zengin takılıp kahve mi içelim, fakir kalıp çubuk kraker mi yiyelim?"

Selin konuştuğunda Kayra başını omuzumdan kaldırdı.

"Fakir takılıp çubuk kraker yiyelim." herkesten olay alınınca ben masaya bıraktıkları parayı alıp ayağa kalktım.

"O zaman bende trilyon sahibi gibi hem kahve alıcam hemde çubuk kraker." Hepsi göz devirirken kahkaha atıp kantindekilerin bana uzaylıymışım gibi bakmasını es geçtim ve kahve ile çubuk krakerleri alıp masaya geçtim.

"Artık Kaan maan yok. Artık Denis eniştemin kardeşi var." Denis bizden bir yaş büyük olduğu için kardeşi bizim ile yaşıttı.

"Töbe estafurullah." Allah'ım bizim hiç normal bir günümüz olmayacak mı ya? Hergün ayrı bir adrenalin.

Ayağa kalkıp onlara el salladım.

"Artık benim sevdiceğim yok arkadaşlar. Bayın." Ardından hızla kantinden çıkıp merdivenleri çıkmaya başladım.

Küt.

Birine çarpmam ile yere düştüğümde başımı kaldırdım ve benimkiler gibi mavi olan gözlere baktım.

"Pardon. Önüme bakmıyordum. Gerçekten çok özür dilerim. Sadece dalgındım ve önüme bakmıyordum. Bu benim hatamdı." Ben çocuğa mal mal bakarken çocuk özür dilemeye devam ediyordu. Vay anasını.

"Ne özür diliyorsun anlamadım. Ben çarptım olum sana. Bağır lan birşey de. Özür dileme ama. Küfür et. Ama sus. Biraz daha özür dilersen kafan bedeninden ayrılmış olacak!" bağırmam karşısında susup gözlerime aval aval bakmaya başlayınca göz devirip elimi uzattım.

"Kaldır."

Hala bana mal mal bakmaya devam edince ayağına tekme attım.

"Allah'ın davanağı. Kaldırsana!"

Ellerimi tutup çektiğinde ayağa kalkıp zıpladım. "Aferin zeki çocuk. Hep böyle ol." sarı saçlarını ksrıştırdığımda ellerimi saçlarından kurtardı.

"Varya birazcık hatrım bile yokmuş yemin ederim. Mala bak. Tanımadı bile." Gözlerimi kısıp, mavi gözlü çocuğu süzmeye başladım.

"Bulut!"

Evren'in Ağzından;

"Sınıfa gitmeyi çok isterdim ama canım arkadaşlarım." boğazımı temizledim ve başımı kaşıdım.

"Benim ocakta yemeğim kalmış."

"Yemezler. O numara bayatladı." Kayra arkasına yaslanıp gülümsediğinde Selin'e baktım. Çubuk kraker yiyordu. "Obur."

"Sus be! Acılı bu. Siz anlamazsınız." yemeye devam ettiğinde gözlerimi devirdim.

"Ya Kaan'ı görmek istemiyorum. Neden anlamıyorsunuz!" Ellerimi masaya vurdum. "İS-TE-Mİ-YO-RUM!"

"Tamam lan. Git Doğa çeksin tribini." Kayra ellerini benim gibi masaya vurunca her ne kadar şaka yaptığını bilsem de gıcıklığına "Iyi be peki." diyerek gittim.

Şiir'in Ağzından;

"Bana at topu gerizekalı. Ona niye atıyorsun Allâhın malı! Bana da Allah dedirttin ya. Ben ateistim olum. Müslüman değilim. Seni öldürrbilirim o yüzden." Iki saattir bağırarak topu sektirmeye çalışan benim takımımdaki gözlüklüye bağırıyordum. Ona attığım topları tutamıyor, top sektiremiyor ve topu bana diye mavili ye atıyordu.

"Ya ne yapayım o alıyor!"

"Ona atmazsan almaz gerizekalı!"

Çocuk başını sallayıp önüne döndüğünde mavili bebeye baktım.

"Senin adın ne!"

"Selim."

"Kaçıncı?" IYK. Bu espiriyi yaptığıma inanamıyorum!

"Allah'ım oyun falan oynamıyorum. Ben böyle işin! Adımdan soğudum lan!" kahkaha atarak yere edildiğimde basket sahasında kimse kalmamıştı. Bahçedekiler ise bana mal mal bakıyordu. Ama ne yapayım yani.

"Çok komiqqqqğğğk!" böğürmem karşısında herkes bana daha çok mal mal bakmaya başlamıştı.

Kayra'nın Ağzından ;

Yasaklar;

Anıl'a bakmak yok.

Onun adını ağzına almak yok.

Onun aldığı kolyeyi takmak yok.

"Lan! O bana kolye almadı." Son maddenin üzerini çizdim ve şaheserimi kaldırarak hayranca baktım.

"Benden ayrıldın. Acısından kağıt ile ilişkiye mi girdin anlamadım ki?" Anıl yanıma oturduğunda ona dik dik baktım.

"Yanımdan kalk."

"É ben burada oturuyorum."

Sözünü tekrarladım. "Hemen. Yanımdan. Kalk."

Cıkaldığında tam ayağa kalkmıştım ki Doğa'nın içeri girmesi ile dondum.

"Bulut!" sıranın üzerinden atlayıp Bulut'un boynuna sarıldığımda oda kahkaha atarak sarıldı.

"Çekil be! Bende sarılmadım!" Doğa beni ittirerek boynuna atladığında Bulut hemen tutmuştu.

"Bulupppğğğğğğğuuut!" Selin böğüre böğüre koşup az önce Doğa'nın ayrıldığı boynuna sarıldı.

"Vay anasını satayım. Be çok özlenmişim!"

*****
Selam! Uzun bir ara oldu ama yazamadım. Bu arada yukarıdaki yazdığım ÖNEMLİ NOT bölümünü okuyun plise. Yeni kitabımız Gün Doğumu'na bakmayı unutmayın.

Birde 4 TATLI BELA nın ilk adını bile varmı aramızda?

4 TATLI BELA 'ÜNİVERSİTE'Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin