2.Bölüm

49 6 2
                                    

Hocamız eşliğinde kabenin kapısından içeri girdik.Heyecanım had safhada ,kalbim yerinden çıkacak kadar hızlı atıyordu.Hocamızın talimatı ile ilerleyip tam karşısına geldiğimiz anda tüm kafile gözyaşları içinde dua etmeye başladık.Dua ediyordum ama neler söyleyeceğimi şaşırmıştım.İlk duamın ardından ALLAH'ım hayırlı bir kısmeti karşıma çıkar diye dökülevermişti dudaklarımdan...İlk umremizi yaptıktan sonra hocamız eşliğinde otele döndük çok yorgunduk hemen odalarımıza gecip dinlenmeye başladık.Sonraki gün yolu kendimiz ögrenmiş oldugumuzdan sabahtan mescidil harama gitmiş akşama kadar tavaf edip ordaki mükemmel maneviyat ortamında zamanın nasıl geçtiğini anlamadan günü bitirmiştik.Gece yarısı otele döndüğümüzde ayaklarımızın bizi taşıyamadığını o an farketmiştik.Hemen yataga gömülüp uyudum.Sabah ezanla beraber tekrar kabe yolunu tutmuş ikindi ezanına kadar ordan çıkmamıştık.İkindi namazını kıldıktan sonra biraz dinlenmek üzere otele geri döndük.3. günümüzdü ve biz hiç dinlenmemiştik.Otele gidip direk yataga attım kendimi.Ablanın seslenmesiyle gözlerimi araladığımda akşam ezanı okunuyordu ve akşam namazını orda kılmak için zamanımız yoktu.Namazımızı otelde kılıp akşam yemeğimizide yedikten sonra otelden cıktık.Abla kafileden bitane yaşlı teyzeye yardım için koluna girdi.Onlar ağır adımlarla yürümeye başlayınca ben ağır adımlarla ilerlemek için yavaşladım.Yinede onlardan ileri olduğumdan arkamı dönüp dönüp onlara bakmaya başlayınca abla öznur sen ilerle bizi bekleme biz ağır yürüyoruz dedi.Oh bee rahatladım ağır yürümek hiç bana göre degildi.Yolda ilerlerken ablanın seslenmesiyle arkama döndüm tam dönerken gözüme çarpan kişi o an dikkatimi çekti.Gayrı ihtiyariydi , ablaya odaklandım.Eliyle bir dükkanı işaret edip şurdaki eşyalara bakalım mı deyince geri yanlarına gittim ve dükkandaki elbiselere baktık.Ama nedense o genç biraz ilerimizde durmuş telefonla konuşuyordu.Yine önemli değildi çünkü yol kalabalalıktı zaten.O dükkandan sonra ablalarla beraber sohbet ede ede arada yol üstündeki dükkanlara baka baka ilerliyor sohbet ediyorduk.Tuhaf olan şey biz her bir dükkanın önünde durduğumuz da genç bizim gerimizde duruyor oda oyalanıyordu.Dikkatimi çekmişti ama kendi kendime söylenmeye başladım saçmalama öznur burada böyle birşey olabilirmi?Fesatlık ediyorsun ,adam da biz gibi kabeye giden herhangi biri...
Mescidil harama ulaşmıştık kapısından içeri girdiğimizde oda hemen arkamızdaydı.İç kısımdan kabenin iç avlusuna vardığımızda abla tavaf edelim deyince ,namaz vakti abla namaz kılacak biryer bulalım ondan sonra tavafa başlarız vakit az dedim.Saate baktı evet haklısın dedi.O esnada ablanın yanındaki yaşlı teyze bana dönüp kızım avludaki zemzem çeşmesinden bir bardak getir içeyimde öyle geçip oturalım deyince merdivenlerden aşağı kısımda olan çeşmeye ilerledim ablada arkamdan gelip ben vereyim deyince beraber indik çeşmenin başına ben suyu doldururken Abla ben götürüyorum öznur sen kendin iç gel dedi.
Tamam dedim.Sıcaktı ve çok susamıştım arka arkaya üç bardak doldurup içtikten sonra bardagı yandaki çöpe bırakıp ablanın yanına gitmek için arkamı dönmemle gençle burun buruna gelmemiz bir oldu.Tam arkamda duruyormuş.O an göz göze geldik ama saniyeler süren bu göz göze gelmenin ardından gözlerimi yere eğip yanından geçmek için yeltendiğim esnada genç konuşmaya başlayıp gitme eylemimi durdurdu.
-Affedersiniz bende bir bardak zemzem içebilirmiyim dedi.
Afallamıştım söylediklerine şaşırmış ne cevap vereceğimi bilemeyip elimle işaret ederek buyrun için dedim.Gülünecek bir cevap vermiştim.Genç benden izinmi istiyordu ki...Söylediklerimin üstüne mahçup bir ifadeyle konuştu.
-Evet haklısın ama gördüğün üzere ayağımda çoraplar var diyerek aynı esnada eliyle işaret ederek konuşmasına devam etti.Ve çeşmenin önü ıslak acaba rica etsem siz verseniz?
Şaşırıp kalmıştım ama sonuçta bir bardak su istemişti.Tamam deyip çeşmenin başına döndüm ve bir bardak su doldurup tekrar önüne gelip bardağı uzattım.Aldığında teşekkür edince afiyet olsun diyerek yüzüne dahi bakmadan hızla yanından ayrılıp merdivenlerin başında bekleyen ablanın yanına geçtim.Ama kalbim deli gibi atıyordu çok tuhaf bir his kaplamıştı yüreğimi..
Ablayla beraber namaz kılmak için bayanların oturduğu iç kısımda boş bir yere geçip oturduk.Oturduktan sonra istem dışı arkama dönüp baktım.Aman ALLAH'ım ordaydı.Orda durmuş bekliyordu hemen aynı hızla önüme döndüm.Ve ezan okunmaya başladı.Ezan bitince namazı eda etmek için ayağa kalktığımda göz ucuyla çaktırmadan arkama baktım yoktu gitmişti.Tekrar önüme dönüp namazıma başladım.Namazımı bitirip dualarımı ettikten sonra ablaya dönüp kalkalım mı dedim başıyla onaylayınca yerimizden kalkıp iç kısımdan kabenin olduğu avluya doğru ilerlemeye başladık.Ancak avludan iç kısıma ilerleyenler ,iç kısımdan avluya geçenler olduğundan cok karmakarışık bir insan kafilesi ilerliyordu.Ben ilerlerken birden farkettimki ben ilerlemiş ablayı geride bırakmıştım.Tam o esnada ayağıma takılan şey için eğildiğimde pet bardak olduğunu farkedince eğilip aldım.İlerdeki çöp kutusuna atayım derken kalabalıkta sıkıştım. Kenara tam sokulmuş bir şekilde ağır adımla ilerlemeye başladım.Ellerimi arkama vermiş sıkış tıkış ilerlerken elimdeki bardağın çekilmesiyle aniden arkama döndüm.Döndüğüm de onun olduğunu görünce şok olmuş gözlerle baktım.Ağzından dökülenler eşiliğinde önüme hızla döndüm.
-Aldım dedi gülümseyerek...
Hiçbirşey demedim ve ilerlemeye devam edip tam merdivenlerin başına geldiğimde yanıma tam yanaştı.Ve konuşmaya başladı.
-Affedersiniz ama size çok önemli birşey söylüyeceğim
Yüzüne pür dikkat ve ciddi bakarak cevap verdim.
-Siz ne yaptığınızı sanıyorsunuz söylermisiniz?
Konuşmasına izin vermeden elimle işaret ederek konuşmama devam ettim.
-Şöyle bir bakarmısınız etrafınıza nerede olduğunuzu unutuyorsunuz galiba
Deyip önüme döndüm.
-Evet farkındayım çok haklısınız da ama lütfen bunu alın diyerek elini işaret etti.
Dönüp baktığımda bir elinde ayakkabıları diğer elinde ise az önce elimden çekiştirdiği bardak duruyordu.O an içimden salağa bak yaa madem vereceksin neden aldın ki diye geçirdim.Ama onun işaret etmeye devam ettiği o esnada farkettimki avuç içini işaret ediyordu.Avucunun içinde minik bir kağıt duruyordu.Çok çok merak etmiştim ancak alıp almama tereddütü yaşıyordum.Çok önemli şeyler söyleyeceğim demişti az önce.Ne diyecekti ki acaba?Israrla uzattıgı o minik kağıt neydi ki? Offf yaa ne yapacaktım şimdi? Duygularıma yenik düşüp elimi uzatıp avucundaki kağıdı aldım.Kağıdı alır almaz direk önüme dönüp ilerledim.Dönüp tek kelime etmemiştim.O da birşey dememişti.O esnada ablanın yanıma geldiğini farkedince ablanın yanına yöneldim ve hadi başlıyalım mı tavafa deyince başımı aşağı yukarı sallıyarak onayladım ve merdivenlerden aşağı inerken elimdeki kağıdı çantamın içine attım.Dönüp arkama da bakmayacaktım.Tavaf için avuçlarımı kaldırıp ilk selamı verdikten sonra bir tur döndüğümüzde başladığımız yere yaklaşınca gözüm merdiven başına takılmıştı ve evet hala ordaydı...Orda durmuş bakınıyordu.İkinci ve üçüncü turda da ordaydı..Dördüncü turu bitirirken merdivenin başında yoktu..Gitmişti..Sonra ordaki yaşadığım manevi huzuruma tekrar dönüş yapıp ibadetimle zamanımı geçirmeye devam ettim.Saat gece yarısı biri geçiyordu ve çok yorulmuştuk ve çok çokta uykusuzduk.Geldiğimiz günden beri doğru düzgün uyumamış ,yemek yememiş sadece ordaki manevi duygu yoğunluguna kendimizi kaptırmış gidiyorduk.Özellikle ben ordaki yemekleri hiç yiyemiyordum damak tadıma hiç uygun değillerdi ama bunun hiç önemi yoktu açlık dahi hissetmiyordum çünkü burada çok huzurlu ve mutluydum...Mutlu olduğum zamanlarda yemek aklıma bile gelmezdi...
Gece yarısı otele dönmek için yola düşmüştük ancak ayaklarım çok ağrıyordu adeta topallıyarak ve yerden ayaklarımı sürüyerek yürüyordum.Otele geldiğimiz gibi pijamalarımı giyip direk uyku moduna geçtim.Başımı yastığa koyduğum gibi uyumuştum.Sabah ezanı sesiyle ve ablanın seslenmesiyle gözlerimi araladım sabah namazımızı otelde eda edip yemekhaneye kahvaltıya geçtik.Burda hayat sabah namazıyla başlıyordu ve bundan hiç şikayetçi değildim.Oysa ki uykucu ve uykumdan hiç ödün vermeyen bir insan olarak geçirmiştim bunca yıllık ömrümü.Burdaki hayatla beraber çok şeyler değişmeye başlamıştı bende...Çünkü burdaki manevi huzur içimi dolduruyordu.Resmen her nefes alış verişimde huzur ve mutluluk doluşuyordu içime.Ömrümde ilk defa böyle huzurlu hissediyordum...Kutsal topraklar denilmesi boşa değildi asla ve bunu her anımda hissediyordum...
Yemekhanede kahvaltılıkları tepsimize alıp masadaki yerlerimize geçtik.Daha ilk lokmayı ağzıma almamla dudağımı ısırmam bir olmuştu.
-Hay ALLAH yaa dudağım kanadı
diye söylendim.Elimdeki peçeteyi bastırıp ya abdestim gitti deyince abla sorun degil odaya tekrar geçeriz abdest alırsın öyle çıkarız şimdi kahvaltını yap deyince başımla onayladım.Halbuki yemekhaneden direk kabeye gitmeyi planlamıştık.Çünkü otel çok kalabalıktı 21. kattaki yemekhaneden lobiye gitmek için en az on yada onbeş dakika beklememiz gerekiyordu.Kahvaltımız bitince asansörlerin önünde beklerken ablaya dönüp
-Ablacım senin oda da bir işin yoksa istersen asansörden in bin yapma direk lobiye geç bende abdesti alıp direk gelirim gideriz dedim.Abla;
-İşim yok öznurcum evet bencede ben direk lobiye ineyim seni orda bekliyeyim dedi
Asansörden bizim odamızın olduğu katta ben tek indim.Ve direk odaya geçip başörtümü çıkardım abdesti tekrardan aldım.Çantamı elime aldığım an da dünkü verilen kağıt parçası aklıma geldi.Evet yaa hiç açmadım bakmadım dedim kendi kendime.Çantanın içini kurcalayıp kağıdı ararken bir heyecanlanma merak sarmıştı ruhumu..Kağıt elime geldiğinde hızla actım.Kağıtta aynen şöyle yazıyordu.Hasan yazıyordu ve bayagı numaralar vardı...Numaralar bildiğimden fazlaydı sanırım buranın telefon numarasıydı bunlar.Telefonu elime alıp yazılan numarayı çevirdim.Ama arapça bazı şeyler söyleyen biri çıkınca karşıma kapattım.Sanırım kodunu yanlış çevirmiştim.Tekrar basına yurtdısı kodunu ekleyip denedim.Evet çaldı.!!!Kalbim gümbür gümbür atıyordu.Acaba ne diyecekti?Açtığında beni tanıyacakmıydı?Ne diyecektim ki şimdi?Keşke aramasaydım yaa diye içimden geçirdiğim esnada telefona cevap verdi.Evet onun sesiydi.Heyecanımı yansıtmamaya çalışarak alo diyen sese cevap verdim.
-Alo merhaba beni tanıdınızmı dedim
-Merhaba evet tanıdım ama isminizi bilmiyorum dedi
-Öznur ben
-Memnun oldum öznur bende hasan dedi
Ve hemen devam etti
-Ne zaman geldiniz mekkeye?
-Bugün dördüncü günümüz dedim
-İlk önce burayamı geldiniz yoksa medineden mi geldiniz?
-Yok ilk buraya geldik dememle sorularına devam etti
-Kaç günlüğüne geldiniz?Burda kaç gün kalacaksınız?
-20 günlüğe geldik.Burda 10 gün ,medinede 10 gün kalacağız dedikten sonra fırsatını bulup bende sorumu yönelttim.Telefonu açtığından beri soru yağmuruna tutmuştu resmen.
-Peki ya siz?Siz de umreye mi geldiniz diye sordum
-Yok ben dokuz yıldır burda yaşıyorum.Özel bir firmanın burdaki sorumlusuyum dedi.
O anda içimden vayy bee burda yaşıyor ne kadar şanslı diye geçirdim.Ve soruma devam ettim.
-Nerelisiniz peki?
-Gaziantep dedi
Verdiği cevapla olduğum yerde donup kalmam bir olmuştu.Ve resmen kekeleyerek sorumu yönelttim.
-Nnnaasssıllll yani anteplimisiniz?Peki benimde antepli olduğumu biliyormuydunuz?
Sanırım şaşırma sırası ondaydı çünkü oda aşırı şaşırmış bir tepki verdi.Yüksek sesle cevap vermişti.
-Gerçekten mi? Antep'limisin? dedikten sonra devam etti konuşmasına.
-Şu kaderin işine bakarmısın yaa yıllarca aynı şehirde yaşamışız belki de birbirimizi görmüşüzdür de ama neredeyse dünyanın öbür ucunda yani burada tanışmak ,karşılaşmak kısmet olmuş dedi.Sanki kendi kendine konuşuyordu.Çünkü oda şaşırmıştı bu tevafük'a....
Bir anda ablanın lobide beni beklediği aklıma geldi aman ALLAH'ım onu tamamen unuttum ben.!!!Konuşmaya devam edip kendisine kapatmam gerektiğini söyledim yalın bir dille.Sorular sormasına devam etti sanki duymamıştı dediğimi..
-Nereye gideceksin ki? dedi
-Kabeye gideceğiz lobide beni bekliyorlar dedim
-Bekleyenler kim?Ailenlemi geldin?
-Aaa hayır ailemle gelmedim.Bir aile dostumuzla geldi.Abla beni bekliyor lobide ve gerçekten kapatmam gerekiyor kusura bakma deyip konuşmayı bitirmeye çalıştım.Yoksa soruları bitmeyecekti ve ben ablayı beklettiğim için tedirgin olmuştum.Tam o esnada aklıma gelmişti.Tabi yaa bunu nasıl unutmuştum aramamın en büyük nedeni ısrarla çok önemli birşey diyeceğim demesi ile bende uyanan merak neden olmuştu.Ama aradığımdan beri üst üste soru yağmuruna tuttuğundan asıl arama nedenimi sormayı unutturmuştu bana.Hemen onun konuşmasına dahi fırsat vermeden konuşmaya başladım.
-Sahi yaa ben asıl bana söyleceğini merak edip aramıştım seni.Neydi çok önemli ve bana söylemen gereken şey diye bir çırpıda sorumu sordum.
-Aaa evet yaa o gün ben otelde lobide oturuyordum tam sokağın karşısında yani.Sokağı izlerken karşıdan karşıya çok güzel bir bayan geçiyordu karsıya geçmeye çalışırken ben etkisinde kalmış farkında olmadan istem dışı kalkıp lobiden otelin kapısına çıkmıştım.Tam karşıma gelip önümden sokakta ilerlemeye başladın bende peşine takılmış seni takip etmeye başlamıştım bile.Sonra bir ara siz duraksayınca kendi kendime oğlum hasan ne yapıyorsun sen saçmalama dedim ve geri döndüm.Otele doğru geri dönerken içimdeki his takip et geri dönme diye beni ısrarla dürtünce vardır bunda bir hayır diyerek geri döndüm ve sonrasınıda biliyorsun zaten dedi.
Sessiz kalmış çıt bile çıkarmamıştım.Sessizlik adımla seslenmesiyle bozuldu.Öznur ordamısın deyince bir çırpıda evet ama şuan kapatmam lazım diyerek kapatma isteğimi birkez daha yineleyince cılız bir sesle tamam demesiyle hadi size iyi günler dedim.
-İyi günler öznur görüşürüz.
Telefonu kapattım.Ayyy yaa çok geç kaldım diyerek çantamı kaptığım gibi koşar adımlarla merdivenlerden lobiye fırladım adeta.Abla beni görünce bişey demedi ama çok beklettiğim için ben tedirgin olmuştum.Mahcup şekilde bakınca ablanın gülümsemesi üzerine bende gülümsedim.Ve içimden ohh be deyip rahat bir nefes aldım.Tabi bu arada otelin kapısından dışarı çıkmıştık.Kapısından çıktıktan sonra önce karsıya geçip sonra soldan ilerliyorduk.Kısa bir mesafe vardı otelimizle kabenin arası.Karşıya geçerken bir şaşkınlık daha geçirdim.Hasan otelimizin hemen karşısından iki otel ilerisindeki bir otelin kapısında dikilmiş bana bakıyordu.Demekki dün burdaki otelde beni görmüştü.Hem utanmadan hemde heyecandan kıpkırmızı olmuştum heralde.Tam önüne geldiğimizde kocaman bir gülümseme ile gözlerimin içine bakıyordu.Neden bu kadar heyecanlanıyordum ki?Kalbimin sesini yanımdakiler duyabiliyormu acaba diye tedirginlikle ablaya baktım normal bakıyordu.Ohhh çok şükür...
Hasanın önünden geçtikten hemen sonra telefonuma gelen mesaj sesini duyunca şaşırmıştım.Çünkü kullandığım suudi arabistan hattıydı.Mesaj atacak kimse yoktu ki diye düşünerek telefonu elime aldım ve bir şaşkınlık daha geçirmiştim.Mesaj hasandan gelmişti.Heyecanla mesajı actım ve okumaya başladım...

Kutsal şehirdeki yasak AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin