Bölüm 12

693 71 79
                                    

    Medya - Sehun&Suho /  Pachelbel- Canon in D

    

Garip değil mi? Bir insana vazgeçilmez olduğunu hissettirdiğinizde, ilk vazgeçeceği kişi siz olursunuz.

    Freud

Hayatımda olup biten hiçbir şeye yön veremiyormuş gibi hissediyordum. İçine çekildiğim olaylar silsilesi, gerçek miydi? Hayır, asıl sormam gereken şey gerçeğin ne olduğuydu? Beni böylesine sarsan şey, karşıma geçmiş bu adamın ruhlarla bağlantı kurduğunu söylemesi değildi. Asıl korktuğum, kendime bile sormaya cesaretimin olmadığı bir sorunun günbegün daha belirgin olmasıydı. Çünkü bir kez bu soruyu sorarsam, onu kaybederdim ve Tanrı şahit ki onu kaybetmekten korkuyordum. Eğer onu kaybedersem, bu sefer ayağa nasıl kalkardım?

1 saat önce

Bu yabancı adam, ellerini Suho'nun kollarına koyup ona bakarken kıskançlık duygumun arttığını hissediyordum. Birinin Suho'ya dokunması neden canımı sıkıyordu?

Jinki, ona olan bakışlarımın farkına varıp ellerini indirdiğinde, başıyla beni işaret ederken "Bu o mu?" diye sordu.

Suho, bana bakarken her zamankinden daha parlak olan gözlerini bana çevirdiğinde, onun bana daima böyle bakmasını istiyordum. "Evet, o." Fısıldadığında, hâlâ gözlerime bakmaktaydı.

O an, ben ve Suho'dan başka kimse yoktu. Hatta evren yoktu ve onunla bir boşlukta asılı kalmıştık. Hiçliğin ve sonsuzluğun göbeğinde dururken yine de huzur doluydum. Suho, bana gülümsüyordu. O benimleydi. Geri kalan hiçbir şeyin önemi yoktu.

Derken, Jinki denen adamın sesi bakışmamızı bıçak gibi kesmişti.

"Ama onda değil." Neyden bahsediyordu?

"Hayır, onda. Sadece hatırlamıyor."

Gözlerimi Suho'dan ayırmadan sordum. "Bahsettiğiniz şey ne?"

Suho, kolyesine dokunup "İşte bu." dedi. "Onu hâlâ hatırlamıyor musun?"

Bu kolyeyi hatırlamam bu kadar önemli miydi? Üstelik ben onu hatırlamamaya bu kadar meyilliyken. Yine de sormam gereken bir sürü soru olduğunu bildiğim halde, susup sadece izlemek istiyordum. Hatırlamak istemiyordum. Geri dönmek isti-

"Hatırlaması için ona zaman verelim, Suho." Jinki, krem rengi koltuklara tekrar yönelirken bir şeyi hatırlamış gibi duraksadı. "Libor-"

"Öldü." Suho, elimden tutup beni de, koltuklara çekti. "Bıraktığın notu gördüm. Oraya gideceğimi nasıl anladın?"

"Aslında tahmin yürüttüm. Bu olayın peşine düşeceğini söylemiştin, ben de görünmez dostlarımla iletişim kurdum."

Suho'nun "Ya Minho?" demesiyle Jinki'yi nereden duyduğumu hatırlamıştım. E-mail de, Minho ondan bahsetmişti.

"Onunla da irtibat halindeyim. Sen bu çocuk aracılığıyla onunla iletişim kurduğunda, delirdiğini düşünüp beni aradı. Ben de ona bildiklerimi anlattım."

Onca cümle içinden çocuk olduğum yönündeki cümleye takılıp "Ben çocuk değilim." dedim söylenerek. Oysaki diğer cümleler tüm çıplaklığı ile karşımda durup haykırıyordu. Görmezden geldim. İyiliğim için.

Jinki, gülümseyince kaybolan gözlerini bana çevirip "25 yaşında olan bana göre öylesin." demişti.

"Senden küçük olduğumu düşündürten ne?" dedim meydan okuyarak.

Seeking For √Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin