BAŞLANGIÇ

121 7 1
                                    

Saat 20:45 'i gösteriyordu.

Efe elinde ki kitabı bıraktı. Her zaman dinlediği radyoyu kapattı. Ayaklarının dibinde yatan Golden cinsi köpeğinin yanağına bir öpücük kondurup, göğsünü okşarken, gözlerinin içine bakıp, Salonda oturduğu koltuktan kalktı. Köpeğinin adı Dodge 'tu. Dodge 'a dönüp iki kolunu açıp, biraz yüksek, inişli çıkışlı tonlamalarla adeta miting yapam bir siyasetçi edası ile konuşmaya başladı.

" Sevgili köpek kardeşim. Siz köpekler vefasızlık, ihanet, sadakatsizlik nedir bilmezsiniz ama biz insanoğlu öyle miyiz? Hepsinin en acıtanını biliriz biz, en acıtanını! Ben bir insanoğlu olarak siz köpek kardeşlerimizin bu devirde hala ilk halinizle kalmanıza şaşırıyorum mesela. Ya biraz geliştirin kendinizi değil mi? Yok yok bu doğru olmadı. Siz tüm köpek kardeşlerimden özür diliyorum. Biraz kirlenin değil mi? bir köpek nasıl sırtından vurulur öğrenin. Irkçılık yapın. Sizi besleyen sahiplerinizi ısırın ve hatta parçalayın köpek kardeşlerim. Temiz kalmayın bu kadar. Bakın biz insanoğlu leş gibiyiz leş! " dedi.

Dodge dikkatlice onu dinliyor ve anlıyormuş gibi bakıyordu. Belki de gerçekten anlıyordu. Sonra Efe devam etti sözlerine.

" Dodge biliyorsun. Mutfak ve yatak odam sana yasak. Küçük oda ve küçük tuvalet senin. Koridor ve salon ortak. Yalnız çok rica edeceğim çok fazla tüy dökme, havlayıp komşuları rahatsız etme. Ben bir radyo programı yapıp geleceğim." dedi.

Işıklardan sadece koridor da olanı açık bıraktı. Dodge 'un odasına gitti, Dodge 'un yer yatağını düzeltti. Sonra küçük tuvalete gitti, Dodge 'un maması ve suyunu kontrol etti. Dodge 'ta bunları yaparken arkasında dolanıyordu. Asılı olan montunu askıdan eline aldı. Kapıyı açtı. Dodge 'u bir kere daha öptü ve kapıyı kapatıp asansöre doğru ilerledi. Asansör kattaydı. Demek ki bu akşam şanslıydı. Bu tarz olaylar olduğunda kendini şanslı hissederdi. Asansörün aynasında kendine baktı ve kendisi ile konuşmaya başladı.

"Bak sevgili Efe kardeşim. Bu gece yine seni bekleyen dinleyicilerin var. Adam gibi radyo programı yap, beni hasta etme" dedi, güldü ve ekledi.

"Allahım Sanırım deliriyorum. Kendi kendine konuşana ya deli derler ya radyocu. Sence bu kulun gerçek bir radyocu mu yoksa gerçek bir deli mi? Ne olur bir işaret ver hangisi Allahım. Radyocuysam problem yok mesleğimi yapıyorum ama deliysem geç kalmadan tedavi olayım. Sen benim gibi kullarını tedavisiz bırakma Allahım. " dedi.

Apartmanın kapısından çıktı ve otoparka doğru yürürken bir sigara yaktı. Arabasının yanına geldi. Arabanın kapısını açtı, koltuğa yan oturarak kontağı çevirip çalıştırdı. Tekrar arabadan inip etrafına bakarak sigarasını bitirdi. Arabaya bindi, radyoyu açtı. Frekanslar arasında sevdiği bir şarkı aramaya başladı, söylendi.

"Bu radyoların hepsi de birbirinin kopyası. Hep aynı şarkılar. Bıkmadınız mı artık kopya olmaktan."

Radyoya doğru ilerlerken her akşam uğradığı akaryakıt istasyonuna uğradı. İstasyonda ki herkesi tanıyordu. Arabayı korna çalarak marketin önüne hızlıca çekti. Arabadan indi ve...

" Ooo Osman efendi geceye geçmişsin. " dedi.

Osman otuzlu yaşlar da akaryakıt istasyonun da pompacı olarak çalışan, trakyalı, konuşkan, orta boylarda enerji dolu bir adamdı. Osman cevap verdi.

" Aynen ağabey ama senin sayende geceleri daha çok seviyorum " dedi.

Efe gülümsedi ve...

" Geceleri senin için daha az pompalıyor dediler. " diye bir espri yaptı. Gülüştüler.

Osman:

" Bu akşam benim şarkıyı çalarsın artık " dedi.

Efe:

" Dinleyiciler arasında torpil yok. " dedi ve ekledi.

"Bakarız Osman'ım."

İstasyonun marketine girdi ve kasada Sezer vardı.

" Hoş geldin Efe ağabey. Bu gece benim kız dinleyecek ablasıyla. Onlara benden bir şarkı yollada havamız olsun " dedi.

Sezer daha yirmili yaşlarının başında, gece markette çalışan, bir kıza aşık ve evlilik hayalleri kuran bir delikanlıydı.

Efe:

"Sen istersin de ben yapmaz mıyım. Yaz bakalım kızların isimlerini. Bir de ordan iki paket sigara ver bana."

Sezer:

" Yazdım ağabey. Çok geçe bırakma ama uyumasınlar" dedi.

Efe:

" Tamam Sezer'im tamam. Merak etme o iş bende. " dedi.

Sezer:

" Büyüksün ağabey. Valla ne yalan söyleyim seviyorum seni. " dedi.

Efe:

" Ben de kardeşim. Haydi görüşürüz. " dedi ve marketten çıkıp arabasına bindi. Korna çaldı ve radyoya doğru yola çıktı.

...........

Saat 21:36

Ilık bir rüzgarın estiği eylül akşamıydı. Arabayı park edip, arabadan indi. Kapıda ki güvenlik görevlisine selam verdi. Radyo tüm departmanları ile üç katlı bir villadan oluşuyordu. Bir kaç basamaklı merdivenden çıktıktan sonra kapıya şifreyi girdi. Kapı açıldı ve asistanı onu karşıladı.

Çekirge

" Ağabey geç kalacaksın diye bende şimdi seni arayacaktım. Göndermiş olduğun şarkı listesini sırasıyla oluşturdum. Bu gün sana gelen mektupları, elektronik postaların çıktılarını stüdyoya bıraktım. He bir de paket var. Kargo ile geldi. Hediye sanırım. " dedi.

Efe

" Yine bir solukta sıraladın. Önce bir nasılsın de çekirge. Yok işin her şeyin önünde gelir senin. Takdir etmiyor değilim. Tamam hepsine bakacağım ama önce bir sade kahve alayım. Olumsuz bir şey var mı elektronik postalar arasında? " diye sordu.

Çekirge

" Bir kaç kendini bilmez dışında onlarca olumlu tepki var. " dedi.

Efe

" Yine istedikleri şarkıyı mı çalmamışız? " diye sordu.

Çekirge

" Geneli öyle. Bir kişinin de gönderdiği mesajı okumamışsın sanırım. " dedi.

Efe

" İyi bakalım. Ben stüdyoya geçiyorum. Sen de iki kahve kap gel. " dedi.

Onun yayın saatinden önce ki iki saat sadece playlist dönüyordu. Stüdyonun kapısından girdi. Işıkları söndürdü. Radyo da sadece kendisinin kullandığı, yayın kumanda masasının tam üstüne vuran ve diğer alanları karanlıkta bırakan masa lambasını yaktı. Stüdyo masa lambası dışında sadece cihazların ışıkları ile bilgisayarların ekranları ile aydınlanıyordu.

Saat 21:54

Radyo otomasyon programına programın giriş jeneriğini ve arkasına her gece yaptığı gibi Barış Manço 'nun şarkılarından birini yerleştirdi. Bu arada çekirge de kahveler ile kapıdan girdi.

Efe

" Yine mis gibi kokuttun. Artık hazırsak başlıyoruz. Bakalım bu gece neler yaşayacağız. " dedi.

Çekirge

" Hazırız ağabey. Şans ve dinleyenler bizimle olsun. " dedi.

Efe her gece yayın öncesinde olduğu gibi dua etti.

Saat 21:59

Yayın zamanı.

gecelerinEFEndisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin