Eve gittim. Arkadaşım üzerimde kanlarla beni görünce bir çığlık attı. Ne oldu diye tekrar tekrar soruyordu. Banyoya doğru götürürken beni hızlı hızlı konuşuyordu üzerime değiştirip salona geçtim arkadaşım bir bardak su getirdi ve benim anlatmamı bekleyen bir yüzle yanıma oturdu, kızcağız korkmuştu, şaşırmıştı bir şeyler dememi bekliyordu ama her şeyi ona öylece anlatamazdım. Sonunda
- Merak etme canım arkadaşım, dedim. Yolda bir kaza oldu, ben de yardım ettim. Bu yaralı bir adamın kanı...
Kız önce şaşırdı sonra kızarak:
- Aklımı aldın kızım ya sana bir şey oldu sandım ya da birini falan bıçakladın ihtimalini bile düşündüm manyak mısın sen sana mı kalmış yardım etmek hemşiremi sandın kendini....
Gerçekten ben iyiyim de ya o nasıldı? Musa... Neden böyle bir şey yaptı? Ne yapacağım ben? Neden? Anlamadım, onu hiç anlamayacaktım. Odamın duvarları yerler her yer dönüyordu. Hafifçe bir birine giriyordu renkler, sonra kıpkırmızı oldu duvarlar. Musa elimden sımsıkı tutmuş beni evin odalarını gezdiriyordu, loş odalarda geziyor başka başka insanlar yerlerde uzanmış uyuyorlar mı baygın mı anlamıyordum. Her odada duvarlar kan gibi koyu kırmızı.
- Musa neden her yer kırmızı, neden bu kadar karanlık, diye sordum .
Musa beni sürükleyerek diğer bir odaya girdi bir yandan da
-Merak etme elektrikler yok, ondan kırmızıdır, dedi.
Yeni yeni odaların kapılarını açıyor daha aydınlık bir oda bulmak umudum azaldıkça içimden beni boğan bir korku yükseliyordu. Merdivenlerden kaba bir adam sesi geliyordu kahkahası merdiven boşluğundan yukarıya doğru kabararak kulaklarıma çarpıyordu. Babam gibiydi sanki bu ses babam neden bu kadar sesli gülüyor diye soru dolu yüzle musaya baktım iyice yaklaşan sesi duyuyor konuşanı görmüyordum. Sadece musaya baksam ona güveniyordum ama bir dakika musada sesle birlikte gülüyordu. sonunda ses :
-Bak sana demiştim dedi. Onun kılığına girersen sana inanacak demiştim dedi.
Musa elimi tutuyordu ama artık musa değildi
- Siz kimsiniz sen kimsin elimi bırak diye bağırıyordum elimi musadan kurtarmaya çalışıyordum. karanlık gözlerini sarmış musa daha çok gülüyor ben kaçmaya çalışıyordum. Kan ter içinde kalmıştım bir bardak su içtim ne kadar uğraşsam da tekrar uyuyamadım. Sadece onu düşünüyordum. Neden basit sade biri değil ki sanki... Gözümün önüne naif gülüşü geliyordu, benim gözlerimin içine bakıp adımı belirgin bir özenle söylemesi geliyordu. Her şey güzelken normalken bunu bana neden yaptın Musa? Telefonu aldım daha fazla bekleyemezdim, hemen bir taksi çağırdım.
hastanenin acil bölümündeydim perdelerin arasından onu aradım yaslı bir amcadan sonra onun yatağı vardı işte orada dalgalı saçları yastığına dağılmış yatıyordu yanındaki adam hemşirenin verdiği dosyayı aldı sonra doktorların yanına gitti. Yanına yaklaştım musa nın ne kadar güzel yüzü vardı. baş ucundaki sandalyeye oturdum. O kadar üzgündüm ki gözümden akan yaşları umursamıyordum. Şimdi uyurken bir bebek kadar saf olan adama aşık olmamaya çalışıyordum, sanki elimdeymiş gibi. onu sevemezdim bu mantıksızdı. Daha birkaç saat önce hiç düşünmeden kolunu kesen bir insana nasıl aşık olunabilirdi ki.
Musa gözlerini açtı. Simsiyah kirpiklerinin arasından direk gözlerimin içine bakıyordu ve seviniyordu. Kısık bir sesle sanki inanamamış gibi:
- Burada mısın gerçekten sen misin yeşil gözleri olan kız, benim yanımdasın yine, dedi.
-Seni merak ettim, dedim. Musa:
-Özür dilerim Asya'm sana bunu yaşattığım için o kadar üzgünüm ki,dedi başını önüne eğmiş tırnak etini yoluyordu.
- Neden kendine zarar veriyorsun Musa, sağlam olan elini tutarak, bak parmaklarının hepsi yara olmuş kesik yeri göstererek bütün bunlardan hiç bir şey anlamadım, dedim.
Musa elini hiç kıpırdatmıyordu, sanki sözlerimi anlamıyordu sadece ellerime bakıyordu. Hemen elini bıraktım. Musa:
-Üzülme lütfen, dedi.
-Bana gerçeği söyleyebileceğini biliyorsun değil mi, dedim. Tam anlatacaktı az önceki adam geldi. Ben:
-Neyse ben kalkayım, dedim hemen bölmeden çıktım adam peşimden geldi acilin kapısında durdurup:
-Bakın kim olduğunuzu biliyorum ama size tavsiyem Musa'dan uzak durmanızdır, dedi. Şaşırmıştım:
-Peki o.. diyebilmiştim ancak.
-Merak etme iyileşir tabi sizi görmezse daha kolay olur her şey. Hem kendiniz hem onun iyiliği için ondan uzak durmalısınız, dedi konuşmamı beklemeden dönüp gitti.
Yine bir taksiye bindim, eve giden yolda caddeler yeni yeni aydınlanırken musalı anılarım kararıyordu. Neler oluyor bana ben böyle insanların hayatına balıklama dalan biri değilim ki.. Belli ki bir sorunu var ama ben bu sorunun tamamen dışındayım, dışında kalmalıyım. Durmam gerekir onu bulmamam gerekir. peki ya o.. artık yeter , onu merak etmeyi yasaklıyorum kendime kitapçıya gitmek hatta o sokaktan geçmek bile yasak, tamam onu arkamda bırakacağım... söz veriyorum kendime.
-- umarım çok beğenirsiniz sizi seviyorum canlarım okurlarım :)
![](https://img.wattpad.com/cover/61428193-288-k952749.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Oyun
RomanceKaranlık mı olacak artık. Onun gözleri gibi siyah mı bütün renkler. Ona inanmadım ben, işte benim cezaevim. Ne kadar uğraşsam da unutmaya, yeni açılmış bir yara gibi hep taze kalacak acısı bu gidişin. Kalbim parçalanırken acısından, gözlerimde sah...