Kuzey'den
20 dakikalık yol 10 saniye gibi geçmişti sanki. Taksiden iner inmez etrafıma bakınmaya başladım. Bana tarif edilen arabayı göremiyorum diye düşünürken Sol çaprazımdaki yoldan siyah lüks bir araba geldi. Istemsizce heyecan verici olduğunu düşünmeye başladım. Araba 2 metre önümde durdu. Siyah olan camlardan dolayı içini görememem tedirgin etmişti beni. Az sonra arka koltuktan 2 kişi, ön koltuklardan da şoför ile birlikte iki kişi inip bana doğru yürümeye başladılar. Arkadan inenlerin elinde bir resim vardı. Bir resime bakıp bir bana bakan adam, yanındaki adama birşeyler söyledi. Az çok tahmin edebiliyordum. Bedenime ihanet edip adamlara birlikte arabaya sürükledim kendimi. Uzun boylu takım elbiseli, şık giyinimli adam bana kapıyı açtı. "Eyvallah" Diyerek bindim ve ardımdan herkez arabaya bindi yola koyulduk. Kimse tek kelime konuşmuyordu. Birer emir kulu olduklarını anlamam uzun sürmedi. Yaklaşık 45 dakika süren yolun sonunda dar bir ara sokağa girdik. Bu sokak tıpkı filmlerde olduğu gibi ürkütücü ve iticiydi. Dış görünüşüne dikkat etmediğim bir binaya girdik. İçerideki her adamın üstünde takım elbise vardı ve karşılaştığım her yeni yüzün beni dikkatlice izlemesi sinirimi bozuyordu.
Diğer odaların kapılarından farklı olan bir kapının önünde durduk. Bu kapı dışında diğer kapıların hepsi ahşaptan yapılmıştı bu ise çelikti ve kapının yanında numaraların bulunduğu kutucuk vardı. Yanımdaki adam kapıyı çaldı. İçeriden gel sesi duyulunca kutucuğun üstündeki birkaç numaraya basıp kapıyı açtı. Kapıyı açan adam ile birlikte içeri girdim. Karşımda bana sırtı dönük camdan dışarıyı izleyen kaslı orta boylu bir adam duruyordu. İçeriyi hoş bir tütsü kokusu sarmıştı ve adam keyifle elindeki kitabı okuyup sigarasını içiyordu. Bize bakmadan arkası dönük şekilde eliyle dışarı çık gibi işaret eden adamın bu hareketi yapmasıyla Yanımdaki adam dışarı çıktı. " Ben de çıkayım mı?" diye alaycı bir soru sordum."Bunca yolu, sana odamı göstermek için çağırmadım ukala herif"
Bu adam kimdi? Nasıl bukadar rahat ve küstahça konuşabiliyordu? Ağır hareketler ile yüzünü bana döndü. Sigarasının Son dumanını çekerek elinde söndürdü. Bu hareketi yaparken de pis bir sırtıma ile dumanı suratıma üfledi. Ürkmeye başladım. Biraz beni süzdükten sonra konuşmaya başladı.
"Neler yaşadığını, kim olduğunu, yethimanede'den hapishane'ye nasıl geldiğini, neden geldiğini çok iyi biliyorum evlat. Emin olmalısın ki seni senden daha iyi tanıyorum. Annenle babanın ölümü seni acımasız ve saldırgan birisi yaptı değil mi? Bana da bu lazım işte. Acıdan zevk alacaksın, saldırgan olacaksın, acı çektirmekten zevk alacaksın. Sana hayatında tahmin edemeyeceğin kadar iyi imkanlar sunacağım. İyi bir okula gideceksin. Bir evin, araban ve paran olacak. Hemde hiç istemediğin kadar. Yalnız bunların karşılığında senden istediğim tek birşey var. Benim için dövüşeceksin. Sabahları okul, akşamları dövüş. Ve bana itaat etmen gerektiğini kafana sok. Karşı geleceğin Son insan benim ve neler yapabileceğimi tahmin edemezsin. Sana güveniyorum. Sen Kaplan'ın sözünden çıkma, Kaplan da sana rahat bir hayat versin.
Söyledikleri kulağa çok hoş geliyordu. Şimdiden bu adama alışmış ve kabul etmiştim. Bana verdikleri karşılığında tek bir şartı vardı ve bu şartı zevk ile yapardım. Önündeki defterden bir sayfa koparıp birşeyler yazdı. Bir kredi kartı verdi ve birde Lamborghini anahtarı. Bu adam ne kadar küstah olsa da sevmeye başlamıştım. Söylediklerini onaylar gibi başımı salladım.
"Şartını kabul ediyorum Kaplan."
"Aferin seninle iyi anlaşacağız. Kredi kartı limitsiz. O kart ile dilediğin her şeye sahip olabilirsin."
Bana yeni başlayacağım okulu tarif etti. Sıradan bir düz liseydi adını daha önce duymuştum. Başımla selamlayarak odasından çıktım. İlk işim ev bakmak oldu. Alsancağa gittim ve elit kesimlerinde dolaşmaya başladım. 3 katlı bir ev gözüme çarptı burayı satın alacaktım. Kaplan'ın verdiği karttan evi satın alacak kadar para çektim. Dekore işi ile uğraşan 2 kişi kiralayıp zevklerimi söyledim. Onlar evi dekore ederken yeni arabama atlayıp kıyafet alışverişi yaptım. Yarın okulumun ilk günü olacaktı iyi birkaç kıyafet fena olmaz diye düşünmüştüm. Kıyafet işini de tamamladıktan sonra marketten 2 paket Marlboro biraz fıstık ve 4 şişe bira alıp eve gittim. İşlerimden dolayı akşamı çabuk yapmıştım. Üzerimdeki montu atıp televizyonu açtıktan sonra deri koltuklarımın keyfini çıkardım. Aradan 1 saat geçtikten sonra telefonuma mesaj geldi. Gelen mesaj Kaplan'dandı.
"Bir günde yerleşmeyi başarman beni şaşırttı. Yeni hayatının tadını çıkar. Teklifimi kabul etmen akıllıcaydı. Kabul etmeseydin biraz işimi zorlaştıracaktın. Kısaca ya seve seve ya da sike sike...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAHİPSİZ
Teen FictionYalnızlık mı korkutuyor seni? Yoksa yok olan hayaller mi? Bi çare mi arıyorsun düzen içinde, yoksa düzensizlik senin kaderin mi? Hep emir altında mı yaşayacak ruhun, yoksa özgür mü olacaksın? Bitmeyen çelişkiler yüzünden hayatını berbat edemezsin. Y...