Uzun zamandır bu kadar erken kalkmamıştım. Saate işkence edercesine yumruk atarak susturdum. Uykusuz olmaya alışık olmadığım için küfür ederek doğruldum. Üzerimdeki ağırlığı ve uykuyu atmak için kendimi soğuk duşun altına soktum. Soğuk su vücudumda gezinirken bıçak gibi saplanıyordu sanki. Duştan çıktıktan sonra saatime baktım. Lanet olsun! Yarım saat sonra ders başlayacaktı ve ben ilk günden geç kalamazdım. Hızlıca üstümü ve saçlarımı kuruladım. Siyah bir tişört ve siyah pantolon giyip deri ceketimi de üstüme geçirdim. Telefon, anahtar, cüzdan, arabanın anahtarı; evet hersey tamamdı. Koşar adımlar ile garajın kapısını açıp arabaya bindim. Ağzımın tat alması için bir çikolata yedim aynı zamanda arabayı çalıştırdım. Hızlıca arabalara makas atarak kısa sürede okula geldim. Henüz daha 15 dakika vardı, okulun içinde sigara içilmesi yasak olduğu için giriş kapısında sigara yakmayı planlıyordum. Arabayı okulun yanındaki otoparka park edip havalı bir iniş ile arabamın kapısını kapattım. Güneş gözlüğümü çıkarıp montumun iç cebine koydum ve bir sigara yaktım.
Kız erkek bütün gözlerin üzerimde olduğunu fark ediyordum ki telefonuma mesaj geldi. " ilk gününde başarılar evlat." Bu adam beni nerden görüyordu? Peşime birilerini mi takmıştı diye düşünürken etrafıma kaçamak bir bakış atarak sağımı solumu kontrol ettim. Görünürde kimse yoktu. İçeriye giriş zili çaldı. Arabayı kitleyip okulun içine doğru ilerledim. 11C yi bulmam gerekiyordu. "Lanet olası sınıf nerede" diye düşünürken karşımdaki sınıf dikkatimi çekti. Sınıf bulmak başıma dert olmadığı için sevinebilirdim. Ağır adımlarla kimseyle göz teması kurmamaya dikkat ederek en arka sıralardan birisine oturdum. Sırtımı yaslandığım yere montumu asıp arkama dayandım ve telefonumu kurcalamaya başladım. Öğrenciler sınıfa geldikçe içerideki gürültü artıyordu. Sınıfa esmer uzun boylu bir çocuk tıpkı benim gibi ağır adımlar ile sınıfa girdi ve gürültüden eser kalmadı. Yanında iki arkadaşı daha olan esmer güzeli, müthiş bir Ego ile yanından geçen çocuğu iktirerek sırasına geçip oturdu. Göz kapaklarımın üstünden kaçamak bir şekilde bakarak inceledim ve sonra tekrar telefonuma döndüm. Esmer çocuğun yanındaki iki çocuğun konuşmalarını duydum ve konu bendim."Sınıfa havalı bi ucube gelmiş duydun mu Çağın?"
"Gördüm yağız otoparktaki bebek de onunmuş"
Bana bakarak alaycı şekilde konuşmaları beni deli ediyordu fakat Kaplan'a söz vermiştim ring dışında kavga etmeyecektim. Duymamış gibi yaparak telefonuma bakmaya devam ettim. Esmer olan, iki çocuğa da bakıp başını sıraya koydu ve " kesin sesinizi, icabına bakarız" diyerek bana kaçamak bir bakış attı. Kendimi tutamayarak "gel bak lan" diye bağırdım ve tüm Sınıf bana kitlendi. Çağın ve Yağız züppesi ellerini sertçe sıraya vurarak hızlı bir şekilde ayağı kalktılar. Esmer çocuk da bana bakarak yavaş yavaş ayağı kalktı ve bana doğru geldiler. Esmer çocuk;
Kim olduğunu zanned-
Derken ağzına yumruğu geçirdim ve gerileyerek sıranın üzerine uzandı Çağın vurmaya çalışırken eğilip kolunu kıvırdım ve Yağızın çenesine tekmeyi geçirdim o da yere düştü. Çocuğun kolunu iyice çevirdikten sonra;
"Bir tekme ve bir yumruk ile yere düşen hiçbir bokun icabına bakamaz" dedikten sonra Çağın'ın da boğazına avucumun içi ile vurarak yere düşürdüm. Montumu alıp bahçeye çıktım ve okul kapısının önünde bir sigara yaktım. Telefonuma gelen mesaj ile ışığa dalan gözlerimi cebime çevirdim. Mesaj Kaplan'dan gelmişti.
"İlk günden dayanamadın mı Kuzey fırtınası?"
Başımı ellerimin arasına alıp hafif öne eyilerek parmak uçlarımda geriye döndüm ve döner dönmez arkamdaki kızın bana doğru gelirken bir anda durduğunu gördüm. Kaşlarımı çatıp anlamsız ifadeyle kıza baktım. Kız bana kocaman gözleri ile bakarak saçlarını eliyle düzeltip hafif tebessüm ile bana baktı.
"İyi misin?"
Sarı saçları okadar parlaktı ki üstüne güneş vurunca gökyüzünden inmiş Melek gibi duruyordu. Başımı evet anlamında sallayıp kıza arkamı döndüm. Bu sefer daha yakınımdan bir ses;
"Emin misin?"
Kıza yüzümü dönüp sert bir bakış atarak "evet eminim küçük hanım" diyerek tekrar önüme döndüm. Kız ürkmüş bir Ceylan gibi birsey söylemeden koşar adımlar ile yanımdan uzaklaştı. O giderken arkasından kısacık bir bakış attım ve tekrar önüme döndüm. Sınıfa giden okul koridorunda yürürken bütün gözlerin benim üzerimde olduğunu gördüm. Sınıfa adımımı atar atmaz içeride ölüm sessizliği oluştu. Hızlı adımlar ile yerime geçip oturdum. Yağız, Çağın ve elebaşları esmer ucube sessizce yerlerinde oturuyorlardı. Sanki ellerinden çikolatası alınmış çocuk gibi duruyorlar ve çıt çıkarmıyorlardı. Onların olduğu tarafa bakıp, alay eder gibi sırıtarak yine alaycı şekilde tısladım ve önüme döndüm.
Bana durumumu soran kız sınıfa elinde çay ile girdi. Göz ucu ile bana bakıp önüme oturdu ve kulaklığını çantasından çıkarıp müzik dinleyerek birşeyler karalamaya başladı. Uzun zaman sonra okula ilk defa gitmeme rağmen kendimi yıllardır o sıralarda gibi hissediyordum. Gün sıkıcı geçmişti. Çıkışta arabama doğru ilerlerken arkamdan daha önce duyduğum bir ses geldi kulaklarım."Ne tarafa gidiyorsun?"

ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAHİPSİZ
Teen FictionYalnızlık mı korkutuyor seni? Yoksa yok olan hayaller mi? Bi çare mi arıyorsun düzen içinde, yoksa düzensizlik senin kaderin mi? Hep emir altında mı yaşayacak ruhun, yoksa özgür mü olacaksın? Bitmeyen çelişkiler yüzünden hayatını berbat edemezsin. Y...