EV ARKADAŞI

57 0 0
                                    

Elimden geldikçe çabuk olmaya çalıştım eğer bir hatam varsa affola iyi okumalar.

Bu sabah hiç okula gidesim yoktu. Tehditler yağdırdığım okul müdürü sayesinde devamsızlık gibi bir sıkıntım da yoktu. Bugün evde kalacaktım. Kendime tost yapıp salona geçtim ve PC'den sadizm konulu bir film açtım. Keyifle yemeğimi yiyordum.
Tostumu bitirdikten sonra bi sigara yakıp balkona çıktım. Üstümde tişört olmayışı, havadaki tatlı esintiyi hissetmeme sebep oluyordu. Sigaramı yarıladığım da karşı apartmanın önüne (Venüs'ün oturduğu apartman) ambulans geldi. Dikkatimi oraya vermeden göz ucu ile izliyordum. Az sonra içeriye giren 2 ambulans görevlisi sedyede yatan bir kadın ile dışarı çıktılar. Arkalarından apar topar Venüs'ün de çıktığını gördüm ve işte o anda bi stres bastı. Venüs sedyenin yanında koşturuyor ve ağlıyordu. O da ambulansa bindi. İster istemez bu baş belasını merak etmiştim.  girip kulaklığımı takıp koltuğa uzandım. Uyuya kalmışım kapının çalması ile uyandım. İşe başlayacak hizmetçi, kapıcı veya bahçıvandır diye düşünerek üstüme tişört giymeden kapıyı açtım.
Acar açmaz şaşırdım çünkü hiç beklemediğim birisi karşımda duruyordu. Ağlamaktan gözleri kıpkırmızı olmuş Venüs, üzüntünün verdiği yorgunluk ile karşımda duruyordu. Gözlerini kaslarıma dikip baştan assagi beni süzdükten sonra girebilir miyim dedi.
Önünden çekilip kapıyı sonuna kadar açtım elimle. İçeriye girip koltuğa oturduktan sonra hüngür hüngür ağlamaya başladı. Daha önce kimseyi böyle ağlarken görmemiştim. Ne olduğunu sormadan önce bir bardak soğuk su ve peçete rulosu getirdim. Gözlerini peçete ile sildikten sonra suyu içip burnunu çekti. Dolu gözler ile bana bakarak "kalacak yerin var mı" dedi. Acımasız olduğumdan üzülme duygumu yıllar önce kaybetmiştim ama bu sefer içim cız etmişti.

"Önce ne olduğunu anlat."

" Babam annemi aldatıyordu. Oturduğumuz ev kiraydı. Babam 2 buçuk hafta önce evi terk etmişti annem ile yalnız kaldık. Annem kanserdi çalışması yorulması yasaktı. Zor durumda kalmıştık akrabalar da sırt çevirdi. İşte dün ev sahibi evden çıkmamızı söyledi. Annem de bu yükün altından kalkamayacağını düşündüğü için yani ben öyle tahmin ediyorum intihar etti. Sabah kalktığında bilekleri kan içindeydi nabzını kontrol ettim atmıyordu. Kalacak yerim yok nolur yardım et!"

Diyip boynuma atlayıp tekrar  ağlamaya başladı. Daha önce kimseye sarılmadığım için kendimi çok garip hissetmiştim. Damlayan göz yaşları omuzumu ıslatılmıştı. Tereddüt ederek yavaşça ellerimi sırtına doladım ve kulağına fısıldadım; "evin yedek anahtarı mutfakta buzdolabının üstünde, kısa zamanda eşyalarını topla istediğin odaya yerleş baş belası dedim. Baş belası derken yalnış anlamaması için hafif tebessüm ettim. Yaşlı ve masmavi gözleri ile belimden tutarak bana bakıp "teşekkür ederim" dedi. Ben Kaplan'ın yanına gitmek için hazırlanıyordum o da eşyalarını toplamaya gidecekti. Merdivenlerden aşşağı indiğimde deri ceketimi elinde tutup beni bekliyordu. Kendimi evli gibi hissetmiştim. "Eyvallah" Diyerek elinden aldım ve giydim.

"Eski evin ve benim ev dışında hiçbir yere gitmek yok en ufak sorunda beni arayacaksın tamam mı?

Diyerek kesin kararlı bir ifadeyle konuşmuştum.

"Tamam ama benim telefonum yok ki."

Hattımı kendi telefonumdan cikarip ona verdim (Iphone 6 plus). "Ben kendime 5 dakika sonra yeni telefon alıp seni arayacağım al bu yedek hattım telefonun her zaman açık olsun." Diyerek evden çıktım dediğimi yapıp aradım eşyalarını topladığını evde oturup kitap okuduğunu söyledi.

VENÜS'DEN

Birisine bu kadar muhtaç olacağımı hiç düşünmemiştim. Kendimi bu kadar çaresiz hissedeceğimi bilseydim ben de intihar ederdim. Kuzey'in sert konuşması hareketleri ne kadar beni korkutsa da bana yardım etmişti. Ona borçlu olduğumu düşünüyordum. En yakınlarım olacak pislik akraba bozuntularının hiç birisi beni kabul etmemişti. Kardeşim gibi gördüğüm arkadaşlarım beni evlerine kabul etmemişti. Tek çarem Kuzey olmuştu. Kuzey'in zenginliği ve parası olduğu için yük olacağımı düşünmüyordum. Annemin ölümünü ve babamın şokunu kolay kolay unutamayacaktım. Fakat en azından Kuzey olduğu için yalnızlık çekeceğim aklıma hiç gelmedi. Kuzey'e güveniyorum. Güvenmek zorundaydım. Her konuda...

KUZEY'DEN

Bu sorumluluk beni yoracak gibi geliyordu ama onu yalnız birakamazdim. Masum bir kıza bu vicdansızlığı asla yapamazdım. Kabul ediyorum etkileyici bir kızdı Venüs. Sarı dalgalı saçları ve masmavi gözleri insanı büyüleyebiliyordu. Üstelik fiziği de kusursuzdu. Fakat artık o benimle yaşayacaktı. Onu kabullenmem gerektiğini biliyordum.
Çok ani olmuştu ne biliyim hazırlıksız yakalanmıştım. Ertesi gün baş belasını okula gönderdikten sonra onun kaldığı odayı hayalindeki odaya çevirdim geldiğinde sürpriz olacaktı. Kaplan'ın yanına gidip dövüş  saatini öğrendim. Eve gelirken yiyecek birseyler aldım. Baş belasının okuldan gelmesine yarım saat vardı. Terasa çıkıp oturdum bi bira açıp gelişini bekledim. Az sonra bahçe kapısı açıldı içeri girdi. Merdivenlerden çıktığını duyabiliyordum arkasından sessizce merdivenlerden çıktım beni görmemişti. Odasının kapısını açıp ışığı açtığında şok olmuştu içeriye girip etrafını inceledi. Bende kapı eşiğine omuzumu yaslayıp ellerimi birbirine bağladım. Her şaşırmasında yüzümde tebessüm oluşuyordu. Arkasına dönüp beni gördüğünde biraz korkmuştu ve "ya çok teşekkür ederiiiiim" diyerek boynuma atladı. Sanırım bu sarılmalara alışmam gerekiyordu. Aslında bana sarılmaya cesaret eden tek kız o diyebilirim. Terasa çıkıp şelzonga uzanıp Biramı elime alıp manzaraya daldım. Yanıma şelzong çekip elinde bir bira ile yanıma oturdu. Fark ettiğimi belli etmiyordum ara ara bana göz ucu ile bakıp kendi kendine gülüyordu.
"Ben dışarı çıkıcam" dedi.

"Nereye"

"Sahile gidicem"

"Bu şortla mı?"

"Ne var şortumda ayrıca hava sıcak"

Saçından tutup başını geriye çektim.

"O şortu çıkarıp kapri giyiyorsun"

"Hayır giymiyorum"

Sanırım fazla bağırmış olmalıyım ağaçtaki kuşlar bile havalandı.

"Ben ne diyorsam onu yap"

Somurtarak ve sinirle ayaklarını yere vurarak aşşağı indi. Ben de kalan Biramı kafaya dikip arkasından aşşağı indim. Üstüme siyah tişört siyah pantolon ve siyah deri ceketimi alıp garaja gittim. Arabayı evin önüne çekip güneş gözlüğümü takıp indim. Arabanın önüne yaslanarak bi sigara yaktım. İçeriden hayallerimdekinden bile daha güzel bir kız çıktı. Sarı yırtık dar pantolon siyah göbeği açık tişört ve kot ceket giymişti. Saçlarını da at kuyruğu yapmıştı. "Hah" diye bir ses çıktı ağzımdan ve biraz sırıttım. Arabaya bindik ben sahile sürerken radyodan hardwell'in bir parçasını açmıştı ve eğleniyordu. Acaba gerçekten eğleniyor muydu yoksa olanları unutmaya mi çalışıyordu?
Sahile geldiğimizde arabayı park ettim ve yürümeye başladık.

"Koluma gir"

"Hayır"

"Koluma gir" dedim dişlerimi sıkarak. Sinirlendiğimi görünce Koluma girdi.

VENÜS'DEN

Deri montunun ve tişörtün altından bile kaslarını hissedebiliyordum. Yaşadığım herseyi silmek için büyük bir mücadele vermiştim kendimle. Başarmıştım. Şu anlık Kuzey'in arada sinirlenmesi dışında bir sorunumuz yoktu. Gayet mutluydum istediğim hersey oluyordu. Sadece Kuzey'in sözünden çıkmamam gerekiyordu. Kuzey çok değişkendi. Bir gülüyor 5 dakika sonra sinirli kısacası sağı solu belli olmuyor. Evde birbirimize çok yabancıyız ama dışarıda Koluma giriyor. Kuzey'i çözmek zorundayım...

SAHİPSİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin