SAHİPSİZ

DORUK

MEDYA: DORUK

KUZEY'DEN

"Kaç kişi?"

-

"Ne yani sadece 250 adamım mı olacak?"

-

"Öyle olsun bakalım."

Yeni devraldığım barın ofisinde oturup kara kara düşünüyordum. Bu lanet olası herif bana sadece 250 adam vermişti. Fakat daha sonra artacağını da söyledi. Tanımadığım için güvenmiyordum bu herife. 1 haftadır okul dışında hiçbir yere gitmiyordum yakında dövüşler başlayacağı için dışarıya sadece spor yapmak için çıkıyordum. Saat 10.30 olmuştu. İçeriye kapımı çalmadan birisi girdi arkam dönük olduğundan görmüyordum. Yüzümü dönmeden sinirli bir şekilde "kapıyı çal öyle gir lan" diye bağırdım. Tanıdık gelen bir ses "çalmıyorum lan" dedi. Yüzünü görmesem bile güldüğünü hissedebiliyordum. Önüme dönerken;

"Sen kim oluy- vay Doruk kardeşim!.

"Kuzeyim" diyerek birbirimize sarıldık.

"Nerelerdesin oğlum sen?"

"Amerika'dan yeni döndüm. Aslında daha erken Dönecektim fakat şirketin ortağı olacak Fırat denen şerefsiz 110 milyon dolar para çalıp Rusya'ya kaçmış. Onunla ilgileniyordum.

"Eee kardeşim buldun mu peki?"

"Buldum Kuzey. Fakat paranın sadece %90ı duruyormuş %10'unu harcamış.

"Öldürseydin ibneyi!.

"Parayı aldıktan sonra siktim belasını zaten. Üstünde 2 tane şarjör boşalttım.

"İyi yapmışsın kardeşim. Nerede kalacaksın peki?"

"Bilmiyorum kardeşim otele yerleşirim diye düşünüyorum."

"Olmaz öyle şey bizde kalıyorsun ısrar edersen yumruğu yersin gözüne" deyince ikimiz de gülüştük.

"Eyvallah kardeşim." Dedi.

"Sen git yerleş ben 5 dakika sonra evin konumunu atarım telefonuna."

"Tamam Kuzey'im evde görüşürüz".

Ben de görüşürüz dedikten sonra Doruk gitti. Ardından hemen evin adresini attım. Telefonu elime alınca aklıma Venüs geldi. Okuldan çıkmasına 5 dakika vardı bir mesaj gönderdim.

"Okuldan çıkınca sana gönderdiğim adrese gel. Eve birlikte geçeceğiz. Seni bir arkadaşım ile tanıştıracağım"

VENÜS'DEN

Okuldan çıkınca telefonuma baktım. Kuzey mesaj atmıştı. Söylediği adrese gitmek için taksiye bindim. Geldiğimde parayı verip indim. Burası bir gece klübüne benziyordu. İçeri girecekken iki tane hayvan gibi kalıplı koruma Kollarımdan tuttu. Bu insan görünümlü hayvanlar kızlara nasıl davranacağını bilmiyordu herhalde. Bitanesi "kime bakmıştınız?" Diyerekten gözlerini bana dikti. "Arkadaşıma bakıcaktım" dedim titrek bi sesle. " ismini alabilir miyim" dedi kolumu tutan. "Kuzey KORKMAZ".
Beni tutan koruma kolumu bırakıp titrek bir sesle;

"Ku- Kuzey Bey mi?"Diyerek gözlerini pörtleterek bana baktı.

Sorusunu tekrar ederek şaşkınlık ile "Kuzey Bey mi?" Dedim.

"Evet. Burasının yeni sahibi Kuzey Bey."

"Tamam ona bakacağım işte" diyince önümden çekildi. Kuzey gece kulübünün olduğunu bana neden söylemedi diye düşünürken bir an içeride kaybolduğumu düşündüm. Aşırı derecede büyüktü. İçki dolduran barmene "Kuzey Bey nerede biliyor musunuz?" Dedim.

"3. Kata çıkın. Sağdan 2. Oda."

Teşekkür ederek dediği yere gittim. LET ışıkların gözümü doldurması başımı döndürmüştü. Tarif ettiği odaya geldiğimde direk içeri girdim Kuzey cool bir şekilde ayakta durup sigarasını içiyordu. "Selam" dedim. "Aleyküm selam" Diyip deri ceketini giydi ve arabasının anahtarını aldı. Ben de onu peşinden takip ettim.

KUZEY'DEN

Venüs'ü Doruk ile tanıştıracaktım. Doruk çok yakışıklı bir çocuktu ve Venüs'ün Doruğa karşı birsey hissetmesinden korkuyordum. Venüs'e karşı birsey hissettiğimden değildi bu korku. Sebebi yoktu aslında içten gelen bir korkuydu ve adını henüz koyamamıştım. Eve geldiğimizde mutfağın ışığı yanıyordu.

"Arkadaşın evde herhalde?"

"Evet bizde kalacak."

Anahtarım vardı ama kapıyı çalmak istemiştim. Zile bastıktan 20 saniye sonra kapı açıldı. Gerizekalı Doruk sadece benim geleceğimi düşündüğü için altında eşofman üstünde hiçbir şey yoktu ve vücudu en az benim kadar iyiydi. Venüs'ü görür görmez elleri ile göğüslerini kapatıp içeri koştu 5 saniye icinde üstünde tişörtle geldi."Kusura bakma Kuzey yenge ile geleceğini bilmiyordum". Venüs ve ben aynı anda "YENGE Mİ" Diye şaşırınca ıstemsizce 3ümüz de gülüştük. Venüs Doruk hakkında herşeyi öğrendi. Ama bana karşı hala surat yapıyordu. En sonunda dayanamayıp sordum.

"Bir sorun mu var Venüs?"

"Sonra konuşuruz Kuzey Bey" diyerek beyi vurguladı.

Tamam anlamında başımı salladım ve yemeğimi yemeye devam ettim. Venüs sofrayı toplarken ben de televizyonun karşısına geçip bir sigara yaktım. Tam o sırada telefonum çaldı. Yeni adamlarımdan birisi arıyordu.

"Alo"

"Kuzey Bey Hakan ben mekan korumalarınızdan"

"Sadede gel"

"Efendim tanımadığım 50 adam mekanı basıp silahlı saldırı gerçekleştirdi. İçlerinden bir tanesi patronları olmalıydı Pro içip pis pis gülüyordu adamın resmini çektim Size göndereceğim."

Bütün sinirlerim alt üst olmuştu. Resim geldiğinde doruğa gösterdim adamı tanıdığını söyledi.

"Kuzey bu adam picin tekidir. Böyle yeni açılan mekanlara baskın yapıp aylık haraca bağlar. İlk başlarda bana da yaptı 4 mekanımı bastı sonra ben buna dersini verdim ama yine başlamış."

Hemen Doruk ile ceketleri alıp benim arabaya atladık. Mekana geldiğimde cam çerçeve assagi inmişti. 2 yaralı adamım vardı onlar hastaneye gitmişlerdi. Adamlara 1 hafta içinde burasının eskisinden daha iyi olması gerektiğini söyleyip mekandan çıktım.

"Ben bu adamın yerini yurdunu biliyorum bana da saygı duyar it gibi korkar benden" dedi Doruk. Doruk yanına 150 civarı kendi adamlarından aldı ben de 50 tane aldım mekanına doğru yola çıktık. Geldiğimizde Doruğun ve benim adamlarımız mekanın etrafını ve 50 metre ilerisini sardilar ikimizde yanımıza 2 ser adam alıp içeri girdik. Adamın odasına girdiğimiz anda belimden silahı çıkarıp bacağına sıktım.
Adam acı ile ne olduğunu şaşırır vaziyette "Ne yapıyorsun lan sen?" Diye bağışında 2. Kurşunu diğer bacağına sıktım.

"Bir daha bana bağırırsan ağzından bana karşı kötü birşey çıkarsa 3. Mermi kafana girer". Mekanımdan ne istedin lan?"

"Abi birdaha olmiycak yemin ederim. Özür dilerim birdaha olmaz". Diyerek yalvariyordu. Böyle acı çekerek yalvarmasindan zevk alıyordum. Fakat sesi fazla çıkmaya başlamıştı. Kafasına doğrulttuğumda hayır diye çığlık attı. Benim sinirimi bozmuştu ve kafasına sıktım.
TAM O SIRADA İÇERİYE VENÜS GİRDİ.