Londra'da gözünüzü açmak harika bir histtir. Tabii arkadaşınız yüksek sesle dans pratiği yapmıyorsa yastığı kafama koydum ancak ses yine kesilmemişti. Pes ettim ve yastığı kenara atıp komidinde ki dijital saat'te baktım. Saat çoktan öğlen olmuştu. Yataktan kalktım ve sabah rutinlerini halledip aşağıya indim.
"Günaydın gürültücü dansçı."
"Günaydın uykucu."
Dedi ve televizyonu kapatıp boynuna havlu attı.
"Ben duşa giriyorum sen de hazırlan yemek yemeye gidiyoruz."
Dedi. Kafamı olumlu anlam da salladım ve o banyoya giderken ben de odama gittim. Dolaptan mavi bir jean ve beyaz bir tişört çıkarıp giydim. Ceketimi elime alıp aşağıya indim. Jess de hazırlanıyor olmalıydı ki su sesleri kesilmişti...
Yediğimiz lezzetli kahvaltıdan sonra Jess ile birlikte yürüyüşe çıktık. Jess bana dün gece ne yaşadığını anlatırken ben ise parkta köpeğiyle gezen kişiye baktım. Arkadan birine benzetmiştim önüne dönünce bunun TaeHyung olduğunu anladım. Gülümserken o tarafa doğru gittim tabii Jess'de benim sürüklememle geldi.
"Merhaba, bu da mı bir tesadüf acaba?"
"Olabilir sana da merhaba."
Dedi gülümseyerek. Jess elini uzattı.
"Jess Cloud Jassmin'in arkadaşı."
"Memnun oldum ben de Kim TaeHyung."
Dedi ve Jess'in elini sıktı. TaeHyung bana döndü.
"Dün gece sana şehri gezdirmemi istemiştin istersen gezdirebilirim."
Dedi TaeHyung. Ne dediğini anlamadım ama onunla vakit geçirmek için olur dedim. Jess işim var diyip yanımızdan gidince TaeHyung derin bir nefes verdi.
"Bir an hiç gitmiyecek ve beni öldürecek zannettim."
Dedi. Güldüm. O da gülümsedi bir havlama sesi duyunca irkildim.
"Seul Gi otur kızım. Yaramazlık yok afferin."
"Köpeğin çok güzel sevebilir miyim?"
"Elbette sevebilirsin."
Dedi. Yere eğildim ve yavru köpeği sevmeye başladım. O da kuyruğunu sallayıp havlıyordu. TaeHyung'a baktığım da bana bakarak gülümsüyordu. Seul Gi yüzümü yalayınca ikimiz de kahkaha attık. Yanımıza genç bir kız elin de fotoğaf makinesiyle geldi.
"Merhaba ben bir fotoğrafçıyım da rica etsem karınızla bir fotoğrafınızı çekebilir miyim?"
Diye sordu. TaeHyung kabul edip beni ayağa kaldırdı ve ıslak mendille yüzümü silip çöpe attı. Kız bizden biraz uzakta fotoğrafımızı çekmek için bekliyordu. Seul Gi de önümüze gelip oturdu. TaeHyung belime kolunu sardı ve gülümsedi. Kız fotoğrafımızı çekince bir poz daha istedi. TaeHyung belimi bıraktı ve bu sefer kolunu uzattı. Koluna girdim ve onun gibi gülümsedim. Kız teşekkür edip gidince TaeHyung'un kolundan çıktım.
"Bizi evli çift zannetti."
"Evet, yüzüklerimiz olmadığı halde bizi evli zannetti. Herneyse hadi seni İngilterenin en iyi balık cipsini yapan yere götüreyim."
"Kıyafetlerimiz uygun mu?"
"Herkes sıradan giyiniyor lüks giyinen biri varsa anla ki o görgüsüzdür."
"Seul Gi'yi ne yapacağız?"
"Onu arabada bırakalım kaçmaz zaten. Yatar uyur ben kızımı çok iyi biliyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mr. Crazy #1
Fanfiction"Kim yolda yürürken hayatını değiştirmek zorunda olacağı kişiyle karşılaşırdı ki? Onların tanışması klişeydi ama devamı sıradışıydı. -Kimsin sen? -Senin kahramanın ama sen istediğini diyebilirsin." ©TÜM HAKLARI SAKLIDIR