Her şey çok hızlı gelişmişti. Onunla tanışmam ve hoşlanmam bir olmuştu. Dün Rio teklifini kabul etsem de tereddütdeydim. Tam anlamıyla birbirimizi tanımıyorduk ama yine de ondan hoşlanıyordum. Caleb artık aklıma eskisi kadar fazla gelmiyordu. En azından beni gecenin bir vakti aptal anılarımızı hatırlatıp ağlatacak kadar onu hatırlamıyordum. TaeHyung ile mutluydum, sanki onunlayken hiç mutsuz olmayacağımı, ihanete uğramayacağımı ve yalnız kalmayacağımı hissediyordum. Jess'in yanına gidip oturdum o meyveli kekini yerken bir yandan da yarın için hazırlık yapıyordu. O bir tercüman'dı. Geniş bir dil kapasitesi vardı. İşi yüzünden çoğu zaman başka ülkelere seyahat ederdi. Bu yüzden de bir köpek kendine alamamıştı. Üstelik ortaokul'dan beri hayali bir köpek almaktı ama işte şartlar el vermediği için yalnız yaşıyordu.
"Jess?"
"Dinliyorum."
"Bu ciddi bir konu."
"Ve sen de benden tavsiye istiyorsun?"
Dedi ve bilgisayarını kapatıp keki kenara koydu. Bana dönüp siyah çerçeveli kare gözlükleriyle baktı. Dik dururken bacağını yan bir şekilde diğer bacağının üstüne koydu.
"Tamam, seni dinliyorum."
Dedi. Derin bir nefes aldım. Ne kadar çabuk anlatırsam o kadar çabuk bu içimdeki tuhaf histen kurtulurdum.
"Öncelikle TaeHyung hakkında ne düşünüyorsun?"
"Aşıları tam mı?"
"Jess!"
Dedim ve omzuna vurdum. Güldü ve gözlüğünü çıkarıp masaya koydu.
"İyi biri gibi ama pek sevmedim. Sen daha iyilerine layıksın Jassmin ama Caleb şerefsizinden sonra sana iyi geldiği için sesimi çıkarmıyorum."
"Yani pek sevmedin?"
"Evet, bilirsin insanları ilk bakışta çözen biriyimdir. Sana ne amaçla yaklaşırlar?, iyi biri mi? Kötü biri mi?, Niyeti ne? Gibi önemli detayları hep bilirim. O ise çözülmesi zor biri gibi tıpkı bin yıllık gizemi çözmek gibi onu çözmek. Herşeyden önce Bay gizemli aura ile daha yeni tanıştın fazla samimi olmaman lazım onunla."
"Bana dün bir teklifte bulundu."
"Ne teklifi? Evlenme teklifi mi?"
"Jess! Dalga geçmesene?"
"Özür dilerim ama o kadar komik bir yüz ifadesiyle anlatıyorsun ki gülmek istiyorum."
"Bana onunla Rio'ya gelmemi ve benden hoşlandığını söyledi."
"Dur bir dakika! Ne? Sana senden hoşlandığını mı söyledi?"
"Jassmin siz tanışalı daha bir kaç hafta anca oldu. Lütfen bana kabul etmediğini söyle."
"Üzgünüm Jess."
"Tanrım!"
Dedi ve elini yüzüne koyup ovuşturdu.
"Bu mantıklı bile değil. Gitmek istiyor musun peki onunla?"
"Evet, yani sanırım."
"Peki, git o zaman benim gibi olma aklını değil kalbini dinle yoksa benim gibi bazı şeyleri elinden kaçırırsın."
Dedi. Omuzları çökmüştü belli ki hala o adamı unutamıyordu. Ona sarıldım. Başımı rahat omzuna koydum.
"Bir gün sen de iyi birini bulucaksın Jess ve o kişi sümüklü böcek gibi sana yapışıp kalacak."
Dedim. Güldü. Eski haline geri dönüyordu. Mutsuz görmeyi sevmezdim Jess'i hatta çevremdeki herkesi.
"Git hazırlan. Biraz da TaeHyung'unun başını ağrıt."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mr. Crazy #1
Fanfiction"Kim yolda yürürken hayatını değiştirmek zorunda olacağı kişiyle karşılaşırdı ki? Onların tanışması klişeydi ama devamı sıradışıydı. -Kimsin sen? -Senin kahramanın ama sen istediğini diyebilirsin." ©TÜM HAKLARI SAKLIDIR