TaeHyung ile kahvaltı dan sonra beraber otelden çıktık.
"Jasmin benim biraz işim var."
Dedi bir an da. Şaşırsam da elini bıraktım.
"Hadi git ben de festivale gidiyorum."
Dedim. Alnımı öptü.
"Seni seviyorum hemen geri döneceğim beni bekle tamam mı?"
Dedi. Kafamı salladıktan sonra gitti. Bir kaç gündür böyle tuhaf davranıyordu ve her fırsatta beni sevdiğini söylüyordu. Ona ne olduğunu anlamasam da susuyor ve ne derse 'tamam' diyordum. Cep telefonum çalınca arayıp kulağıma yasladım. Arayan Jess'di.
"Hey naber?"
"İyi."
"Sesin keyifli geliyor."
"Mutluyum. Abel'dan sonra birini buldum. Daha doğrusu o beni buldu."
"Kim peki?"
"Gelince öğrenirsin. Ee sen ne zaman geliyorsun?"
"Bilmiyorum. Aslında TaeHyung bu aralar tuhaf davranmaya başladı."
"Seni aldatıyor olmasın?"
"Hayır, o anlamda değil. Her dakika beni sevdiğini söylüyor ve çok tedirgin."
"Jassmin o adamı hiç gözüm tutmasa da kabul ettim ama eğer seni üzerse onu doğduğuna pişman ederim."
"Biliyorum Jess. Her neyse sevgilin yakışıklı mı?"
"Eh işte idare eder. Ama daha sevgilim değil."
"İngiliz bir centilmen mi?"
"Aslında o bir Koreli. Hem de Güney taraflarından."
Dedi. Güldüm. Zamanın da benimle hep dalga geçmişti.
"Gülme neyse kapatıyorum döneceğin zaman haber ver."
"O ses neydi?"
"Restoran'da ona yardım ediyorum ama pek telefonla konuşurken becerikli olduğum söylenemez."
"Tamam ikinci ip ucumu da aldım. Kendine iyi bak."
"Sen de."
Dedi ve telefonu kapattı. Jess adına mutluydum. Nihayet daha fazla yas tutup kendini suçlamayacaktı. Karnavalın olduğu yere geldim ve rengarenk tüylü kostümler içerisinde dans eden insanları izlemeye başladım...
■■■■■■■
Jasmin'i hiç yalnız bırakmak istemesem de onun güvenliği için mecburdum. Ben bir ajandım ve buraya da iş için gelmiştim ama Jasmin'i görünce aşık olmuş ve İngiltere'de ki işimi yarım bırakmıştım. Adrese geldim ve eski depo gibi bir yere geldim. Tepesinde uçan kuşları umursamadım ve depoya girdim.
"Ooo kimleri görüyorum? Bu vatan haini Kim TaeHyung değil mi?"
"Ne istiyorsun Yoon Gi?"
"İşini tamamla ya da kız ölsün."
"Ne saçmalıyorsun sen?"
"Sen iyi bir ajansın TaeHyung ama işimiz de bizim aşka yer yok. Görevini tamamla ve aramıza geri dön. Yoksa korkarım."
"Ne? Korkarım ne?"
Dedim. Kolumu tutan adamla durdum. Güldü.
"Yoksa korkarım sevgilinin olduğu festivali havaya uçurabilirim."
"Hayır! Bunu yapamazsın!"
"Biz de merhamet yoktur. Para neredeyse biz oradayız unutma."
"Hayır yapma 09."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mr. Crazy #1
Fanfiction"Kim yolda yürürken hayatını değiştirmek zorunda olacağı kişiyle karşılaşırdı ki? Onların tanışması klişeydi ama devamı sıradışıydı. -Kimsin sen? -Senin kahramanın ama sen istediğini diyebilirsin." ©TÜM HAKLARI SAKLIDIR