Bugün oldukça heyecanlıydım. Aylarca beklediğim yarış yarın gerçekleşiyordu. Sadece benim değil, milyonların beklediği yarıştı bu. Herkes, yarışın yapılacağı çorak alana günler öncesinden çadırını kurmuş bekliyordu. Dünyanın her yerinden insanlar gelmişti. Çoğunun geliş nedeni -özellikle kızların- yarış değil, yakışıklı, çekici ve seksi Koreli ralliciydi. Tamam, belki benim gelme nedenim de oydu ama tamamen o değildi. Ben bir yarış tutkunuydum tamam mı? Sadece onun olduğu yarışların tutkunu. Kim demiş geliş nedenim o diye? Hah!
Yarışın başlamasına dakikalar kalmıştı. Herkes daha yakından izlemek için birbirinin üzerine çıkıyordu. İyi ki yakamda basına ait olduğumu gösteren bir kart vardı. Yoksa hiç şüphesiz beni de ezerlerdi. Eğer gerçekten zeki biri olmasaydım evde kendim yalandan bir basın kartı hazırlayıp gelmezdim. Tek yapmam gereken arkadaşımın abisinin basın kartını bilgisayardan taratıp, üzerinde bir kaç düzenleme yaparak kendime göre ayarlamak olmuştu. Elimdeki son model fotoğraf makinesi de bunu doğrular nitelikteydi. Gülümsedim. Tüm yaz boyunca, Çin'e, ailemin yanına gitmek varken bir kafede çalışıp almıştım bunu. Sırf onu daha net görebilmek için. Hiçbir anı kaçırmamak için. Onun için.
Kulağımı dolduran tiz kız çığlıklarıyla bakışlarımı fotoğraf makinemden ayırıp karşıya baktım. Yüzünde ufak bir tebessümle, üzerindeki tamamen siyah, özel yapım ralli kıyafetiyle arabasına ilerliyordu.
Lanet olsun yine donup kalmıştım işte! Her seferinde böyle oluyordu. Ne zaman onu görsem nefes almayı unutuyor, kaskatı kesiliyordum.
Herkes çoktan etrafına doluşmuştu bile. Yüzünde patlayan flaşlar kahverengi gözlerinde parlıyordu. Onu o kadar iyi çözmüştüm ki her bir mimiğinin ne anlama geldiğini ezberlemiştim. Gülümsemesine ve ellerini sıkmasına bakacak olursak şu an oldukça gergindi.
Bir müddet sonra gözlerini kameralardan çekip bakışlarını ufuk çizgisine sabitledi.
Şu an herkes onun yanına toplaştığı için yalnız kalmıştım. İstisnasız herkes oradaydı. Gerizekalılık yapan bendim. Benim de orada olup onu yakından görmem, hatta belki şanslıysam birlikte fotoğrafımızı çektirmem gerekiyordu. Ama şu an durmuş alık alık onu seyrediyordum. Baekhyun beni bu halde görse kesinlikle benimle dalga geçerdi.
Sıkça yutkunup, gülümsemesinin her bir saniye geçtikçe yüzünde solmasından sıkıldığını anlamıştım. Artık insanların sorduğu sorularla ilgilenmiyor, sadece tepkisizce gökyüzünü izliyordu.
O, gökyüzüne bakıyor bense yalnızca onu seyrediyordum. Gözlerimi kırpmaya bile korkuyordum. Sanki kırparsam bir toz bulutu olup uçup gidecekti.
Gözleri birden benimkileri bulduğunda hazırlıksız yakalanmıştım. Tanrım, sanki hazırlıklı olsam ne olacaktı ki! Daha onu gördüğümde bile bu haldeyken göz göze geldiğimizde...
Tanrım lütfen yardım et. Ne yapmalıyım? O bana bu şekilde bakarken ne yapmalıydım? Benden ne bekliyordunuz? Şu an nefes bile alamıyorum.
Bakışları neden uzaktan derince ona baktığımı sorgular nitelikteydi. Saniyeler geçmek bilmiyordu. İlk defa zamanın böyle yavaşça akıp gitmesi beni mutlu etmişti.
Yüzünü samimi bir gülümseme kapladığında karnımda kelebekler kanat çırpmaya başlamıştı bile. Etraftaki onca kişiyi bırakmış sadece bana bakıyordu. Sadece bana gülümsüyordu.
Elimdeki makineyi kaldırıp kadrajı ona yönelttim. Fotoğrafı iyice odaklayıp bastım. Makineyi indirdiğimde hala bana bakıyordu. Gülümsemesi genişlemiş, gözleri kısılmıştı.
"Sayın adrenalin tukunları! Dünyadaki en büyük ralli yıldızlarının buluştuğu büyük kapışma başlıyor! Ve bilin bakalım bizim ülkemizi temsil eden o çekici çocuk kim? Tabi ki bildiniz. Hepinizin kalbini çalan o hırsız Oh Sehun'dan başkası değil!"
İsminin geçmesiyle bir alkış tufanı kopmuştu. Herkesin kalbini çalan o hırsız demin bana bakıp gülümsemişti. Sadece bana bakmıştı ve sadece bana gülümsemişti.
Bakışlarımı tekrar ona çevirdiğimde kalbim burulmuştu. Arabasına geçmiş son hazırlıkları yapıyordu. Yüzümdeki buruk gülümsemeyle makineyi tekrar açtım ve çektiğim fotoğrafa baktım. Yüzüme yayılan gülümsemenin sıcaklığı eminim ki kuzey kutbundaki buzulları bile eritmişti. Bu fotoğraf kesinlikle elimdeki en samimi ve en güzel fotoğrafıydı.
Odağa bakarak gülmüş ve sağ eliyle V işareti yapmıştı.
Ona bir kez daha aşık olduğumu hissediyordum. Bu sıradan bir fanlık değildi. Bu kesinlikle daha büyük bir şeydi. Ona hissettiklerim çok özeldi. Yalnız... Bunun tek taraflı olduğunu bilmek beni üzüyordu. Onun da bana karşı aynı duyguları hissetmesinin imkansız olduğunu bilmek canımı acıtıyordu.
Koskoca yakışıklı, çekici, seksi, dünyaca ünlü rallici Oh Sehun, sıradan bir üniversite öğrencisi Luhan'a aşık olacaktı öyle mi? Tanrı aşkına buna kim inanırdı ki?
Yizi kidir bir şiy piylişmiyi dişinmiyirim. Hah! Yine duramadım ve yeni bir ficle huzurlarınızdayım. Bugünlerde çok işsizdim ve bir şeyler karalıyım dedim bu çıktı. Mükemmel Oh Sehun şimdi rallici! Hayali bile ağzımı sulandırmaya yetti valla ne diyim :Dddddd Yahu işsizdim dediğime bakmayın siz başımda çok iş varda ben tınlamıyorum smzksmsm (benim randomlar hep sm'e meyilli lan :D benimle konuşan bilir hep smsmsm diye gidiyor :Dddd)
E hadi gidiyim ben o zaman. Seviyorum sizi harabojiler ♥
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sooner or Later
FanfictionRallici Oh Sehun Kendi halinde takılan üniversiteli bir genç Luhan Ve onların birleşen kaderleri HunHan