7=Burçak

37 6 4
                                    

Bu Burçak kötü kızımız...

● ● ● ● ●

"Şuan senden başka PİSLİK göremiyorum!" diye çıkıştım. Bana nasıl karışırdı ya!

Bana baktı. Sanki söyleyecek bir şeyi yoktu. Ayağa kalktım ve karşısına geçtim.

"Susmakta bir cevaptır ama bu cevabından bir şey anlamadım." dedim ve yapmacık bir şekilde güldüm.

"Benim cevabım çok farklıydı. Ama yine ağzımdan kelime çıkmayacaktı." dedi ve fesatlıkta master yapmışçasına gülümsedi.

"Yoksa... Ya ne kadar şerefsizsin!" dedim ve omzuna vurdum.

"Ama benimde karizmam var yani" dedi.

"Senin karizma yerlerde sürünüyo, bak"dedim ve yeri gösterdim. "Ama egon burdan güneşe kadar gider" dedim. Gülümsedi, bu gülümseme ne fesattı ne sinirdi ne de burukçaydı. Normal ve samimi gülümsemişti.

Bayıldımm... Hadi tut kolundan nikah masasına götür bunu!

Nediyon sen be! Delirme!

Gülümsemesi kahkahaya dönüşürken malca baktım. Noldu ki?

"Ha bu arada yeni modan yakıyo" dedi ve yüzümü gösterdi. Dimi yangından zar zor çıkmıştım...

"Tabi yangını ortasında kalan sen deģilsin! Bağırcam diye..." dedim. Devamını getiremedim bir kız olarak.

"Ben senin gibi telefonuma düşkün değ-" sözünü kestim. "Yalnız telefonum ona böyle hitabı sevmez. Genelde Iphone denmesini seviyor. Az saygı." dediğimde bana daha da yaklaştı. "O zaman, 'tamam abla' der susarım. Boru mu?" dediğinde güldüm. "Boru mu?" diyerek dediğini tekrarladım.

"Bu arada şu yanındaki mal kız nerde?" dediğimde bişi yapmadı,yüzünde bir mimik bile oynamadı.
"Okuldaydı en son. Hiçbirşeyden habersizdi. Onu kurtaramadım." dediğinde yüzünde sadece bir anlığına üzüntü gördüm. Ondan sonra hiç bir duygu görmez oldum.

Elimi göğsümden karnıma doğru bir kaç kez sürttüm. "Oh!" dedim o'yu uzatarak. "Canıma deysin" dedim ve güldüm. Ona sanki unutmak istercesine güldü ve aramızdaki mesafeyi kapadı.

"Şu cevabı versem mi ac- Ah! Tamam ya vurma!" dediğinde gülerek ona vurdum. "Fesatlaşma! Namusumu kirletemessin!" dedim ve vurmayı kestim. Arkadan Atakan'ın sesi gelince Taha'ya arkamı dönerek Atakan'a baktım.

"Okulumuz batladı. Acilen polis ve ambulansa ihtiyacımız var! Peki saolun." Konuşmayı bitirip bana baktı ve gülümsedi.
"Yaran varmı?" derken bana doğru yaklaşıyordu.

"Hayır yok sadece siyah lekeler var" dedim ve bende gülümsedim. Bana yaklaştı ve yüzümü inceledi.

"Ambulans yolda, sen yine de bir kontrol ettir derim." dedi. Olumlu anlamda başımı salladım. Tam konuşacaktım ki biri beni çekti.

"Şu pislikle konuşmasana Açelya!" dedi ve sırtımı göğsüne yasladı.

"Ya bırak! Sen neyim oluyosunda böyle sahipleniyosun!" dediğimde omuzlarımdan tutup kendine çevirdi.

"Çünkü Atakan'ın ne pislik olduğunu biliyorum!" dedi, afedersiniz kükredi.

Atakan n'apmış olabilir ki?

Bi bilsem...

"N-ne yapmış ki?" dedim yavaşca ve sessizce. Çünkü korkmuştum ve onu yeniden kızdırmayı istemiyordum. Bana bakmakla yetindi. Birden omuzlarımı bıraktı ve yanımdan geçti. Arkamı döndüğümde sinirlendim. "Kahretsin!" diye mırıldandım.

"Selam Açelya!!" dedi bana sırıtarak gelen bir adet Burçak.

"Burçak" dedim dişlerimi sıkarak.

"Bakıyorumda beni özlemişsin" dedi ve pis pis sırıttı.

"Sana yumruk atmayı daha çok özledim. İnanki" dedim yumruğumu sıkarak.

"Şansına küs" dedi ve bana alayla baktı. "Kurtulmuşsun. Bu şansız kişi kim olabilir ki?" dedi. Taha ve Atakan'a döndü.

"Hmm." Taha'yı gösterdi. "Bu kahve gözlü mü?" Atakan'ı işaret etti. "Yoksa bu mavi gözlü mü?" Sinirimi bozmuştu.

"Sen çok oldun ama!" diyip yumruğu tam geçirecekken adamlarından biri kollarımdan tutup arkada birleştirdi ve kelepçe taktı. "Pislik! Şerefsiz! Korkuyon dimi karşıma çıkmaya!" diye bağırdım. "Bıraksana beni! Kafanda saç kalmayana kadar yolacam o saçları! Sonra sana yedirticem! Bıraksana be!" Sesim yankı yapmıştı.

Şuan gerçekten tam bir ateş topuydum. HER ŞEYİ YAKA BİLİRDİM. Arkamdaki adama tekme attım. Ama yerinden 1cm kıpırdamadı. Kelepçe bileklerimi acıtmaya başlamıştı. Artık bağırmaktan ve depelenmekten gücüm kalmamıştı. Yalvaran gözlerle Taha'ya baktım. Oda bu halimi görmüş gibiydi.

"Burçak! Gerçektende haddini aşıyorsun! Bırak şu kızı!" Her an yere serilebilirdim. Perişan hale gelmiştim.

Burçak başını sallayınca adam benim birden bıraktı ve yere serildim. Tüm vicudum acırken ağzımdan bir inilti çıktı. Yere sertçe düşmüştüm ve canım acıyordu.

Taha yanıma geldi ve dizlerini üstündeyken beni kucakladı.

"Hayır, Kahretsin!" dedi Atakan kelepçeyi açmaya çalışırken. "Açılmıyor!" diye bağırdı.

"Açelya? Beni duyuyorsun değil mi?"dediğinde Taha , olumlu anlamda başımı salladım.

"Biz bunu nas-" dediğinde Taha bağırdı. "Beynini kaybetmiş beyinsiz insan! Polisler gelince açar!" dediğinde ben neredeyse sesleri duyamaz bir şey göremez olmuştum. En son duyduğum ses siren sesiydi ve Taha'nın sesiydi.

"Hadi Açelya! Yenik düşme!" diye bağırışıydı...

Her Şeyi YakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin