Sami, Kemal'deki bu ateşin farkındaydı. Ancak şu anki içinde bulundukları durumda da kendilerini dizginlemek zorunda olduklarını biliyordu. Kemal'in bir anda kendini bulduğu bu yer aslında şimdiye kadar hiç keşfetmediği ve yeltenmediği bir yerdi. Aklında yeni bir evren açılmıştı. Sami bunu görebilecek ve bununla ilgili düşünecek kadar akıllı biriydi. Kemal'e döndü ve;
-Her şeyin bir zamanı var. Bunların da zamanı gelecek.
Kemal, onca cesaret yüklü konuşma ve davranışlardan sonra bu fikri frenlemeyi beklemiyordu. Bu bir hayal kırıklığıydı ve yüzünden okunabiliyordu. Sami'nin kendinden emin konuşmaları hep gözüne batmıştı ama bu beklemediği frenden sonra adeta sinirlerini harlandıran bir etki yaratmıştı. Kendini tuttu. Sami'nin en küçük hareketini dahi takip edecek kadar hassaslaşmıştı. Bunun adı tam manası ile öfke idi. Kemal bir süre daha bu tavrını sürdürdü. Sami, Kemal'in yüzünden okunan hayal kırıklığına biraz olsun su serpme ihtiyacı duydu.
- İçinde bulunduğun ruh halini anlıyorum. Sana bu anlattıklarımı da yapacağımız anlar gelecek. İnan bana bunlar uzak değil. Ama içindeki bulunduğumuz durumu şu an göremiyorsun. Etrafına bir bak sence bunu şu an yapmaya değer mi?
Kemal, Sami'nin sözlerini kelimesi kelimesine dinledi. Hepsini harfi harfine anladığından emindi. Etrafına bakındı. Çalışan insanlar, bitip tükenmek bilmeyen hareketlilik ve hayatına nereden girdiğini bilmediği bir adam. Aniden içinde bulunduğu durumu düşündü. Bu gün neler yaşamıştı böyle? Bir kaç derin nefes aldı ve Sami'ye dönerek;
- O zaman ne yapacağız? Niye buradayız? Tüm bunları bana niye anlattın cesaretimi kırıp, her şeyin gerçeklikle çözülmesi gerektiğini bin birinci kez anlamam için mi? Öyleyse ben bunları zaten biliyorum. Bana masal anlatmaya kalkma. deyiverdi.
Sami bu tavrı bekliyordu. Ama Kemal'in karşısında duygu yoğunluğu yaşadığını ve bir duygu patlaması içerisinde olduğunun farkındaydı. Bu defa ses tonunu daha yumuşak ve anlayışlı çıkacak bir şekilde ayarladı.
- Bu gün o kadar çok şey oldu ki. Evine gidip biraz dinlen. Tüm bu gün olanları düşün. Elbette bir sonuca ulaşacaksın. Şu karşıdaki durakta bekle 5 dakika sonra otobüs gelecek. Yarın görüşürüz.
Dedi ve Kemal'in yanından uzaklaştı. Kemal bu tavra anlam verememiş bir halde.
- Görüşür müyüz? Nasıl, nerede?
Sami arkasını dönmeden ses tonunu Kemal'in duyabileceği bir tona çıkararak.
- Ben seni bulurum. İyi dinlen dostum. Yoğun günler bizi bekliyor.
Kemal, Sami'nin hiçbir hareketini mantıklı bulmamasına rağmen söylediklerine neden itibar ettiğini anlayamıyordu. Böyle bir devirde işinden olmak kadar kötü bir şey olmadığı halde ve bu gün içerisinde bunu yaşadığı halde içinde zerre pişmanlık ve acı duymuyordu. Her şeyi çok kafaya takan biri olmasına rağmen bu hissini aklında bir yere koyamadan durağa doğru yürüdü. Sami'nin dediği sürede otobüs geldi, bindi ve evine doğru yola koyuldu.
O gece Kemal uzun uzun düşündü. Baştan sona talihsiz bir gün geçirmişti. Baş ağrısı geçmişti ama boşluk hissinin de bir nevi ağrı olduğunu düşündü. Uyumak istiyordu ama uyumayı kolaylaştırmak için ilaç kullanmayı düşündü. Masanın üzerinde duran ilaçlara baktı. Uyumaya yeltenmeden önce insanların nasıl bu kadar köleleştirildiğini, iyiliğin bu kadar ayaklar altına alındığını ve yaşamak için elverişli bir şehrin nasıl bir kanalizasyon sistemin merkezi haline getirildiğini kavramaya çalıştı. Sami'ye gerçekçi olduğu için kızmıştı. Ama gerçekliğin farkına nasıl bu kadar geç varırdı? O da tıpkı diğer Bataklarhane'liler gibi her gün işinde, aşında bir adam iken nasıl bir anda asi olmuştu? Bu soruların cevabını bulamadan uyudu. Yeni sabahın onun için neler getireceğini bilmeden, bir şeyleri hayal etmenin, bir şeylerin peşinden gitmenin hiç bir zaman boş bir çaba ve hareket olmayacağını bilerek başını yastığa koydu. Bu onu bu talihsiz güne karşı azap duymadan uyumasını sağlayacak ilaçtı. Gerçek ilaç fikirlerin arındırılmasından başka bir şey olamazdı.
Devam edecek...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bataklarhane
FantasyTüm leş gibi kokan keşmekeşin içerisinde adam gibi, insan gibi yaşamaya çalışanların, yaşamak için seçeceği ve de seçme şansı olmadığı halde bulunmak mecburiyetinde olanların mecburiyetidir Bataklarhane. Olması gerekenlerle yaşamayı seçenleri, yerin...