İlk Defa Benim İçin Oluşuyordu Ses Tellerindeki Titreşim

82 7 0
                                    

Hafif yaşlı, gür sakalı arasında birkaç teline aklar düşmüş, bir o kadar da yaşından ödün vermeyen bir adamdı karşımdaki. Bana öldüresiye baktıktan sonra cesaretimi toplayıp konuşmam her ne kadar imkansız gibi gözükese de "Buyrun, kime bakmıştınız?" demeyi başarmıştım. Adamın sinirli çehresi, çatık kaşlarının altından gürültülü bir sessizliğin, karanlık bir kör noktanın içersinden çıkan inanılamayacak bir ışık gibi hafif bir tebessüm görür gibiydim. Ah tabii ki bu zihnimin korkudan bana yaptığı bir şaka değil ise. Bana uzattığı bir kamera ve alttan alttan attığı "gülmemek için zor tutuyorum kendimi" bakışından sonra kamerayı alıp "Bu nedir?" dediğimde az önceki tebessümlerin altından koca bir sinir küpünün çıkışını izliyordum adeta.

- Evimde ne işin vardı?
- Ben eviniz nerede bilmiyorum.
- Bu gece evimde ne aradığını söyle diyorum sana. Yoksa annenlere gece gece başkalarının evlerinin bahçesinde ne işin olduğunu bizzat sen anlatırsın.
- Beyefendi siz kimsiniz bilmiyorum. Bu kamera ne onu söyler ve buradan uzaklaşır mısınız lütfen? Yoksa durumu polise bizzat siz anlatırsınız.
- Oradaki kamera kaydını izle ve bana yarın sabaha kadar mantıklı bir açıklama yap.

Adam uzaklaşırken ellerimin titremesiyle kamerayı düşüreceğimden korkarak hemen odama çıktım. Ne saçmalıyordu bu adam? Hemen bilgisayarıma sarılıp bahsi geçen videoyu aradım. Hayır , bu bir şaka olmalıydı. Zira evlerinin bahçesinde kamera olduğunu hiç düşünememiş olamazdım! Kalbim düşüşe geçmiş ve kurtulmak isteyen bir kuşun çırpınışları gibi hızlı ve can alıcı türdendi. Beynimde satranç taşlarının hareketi gibi yer değiştiren sorular vardı ve o sorulara çözüm bulmak Afrika çöllerinde eskimo evlerinden aramak gibiydi.
Ertesi gün okula vardığımda dün olanlardan bir iz yok gibiydi. Bütün gün yanımdan ayırmadığım kamera hariç! Teneffüste Esra'nın oksijen eksikliğini gidermek üzere aşağı inerken zihnimde canlandırdığım çocuğun gerçeğiyle karşımda durması beni bir hayli mayhoş etmişti. Heey! Bir dakika karşımda ? Evet tam olarak karşımda dikilen simsiyah kirpiklerini süze süze bana bakan gözleriyle bu çocuk hayal dünyamdan firar etmiş gibiydi. Tabii ki hayalimde çatık kaşlar, istemsiz bakışlar ve sinirli çehreyle adeta hesap sorarcasına karşımda dikilmiyordu. Ama yinede bana bakması bile yetiyordu kalbimin uçuşa geçmesine. Ama ne istiyordu bu benden? Neden bir yangın çıkarmışım ve onun en değerli eşyasını o yangına bile bile atmışım gibi bakıyordu bana?

- Elindekini hemen bana ver!
- Neden?
- Başkalarının eşyalarını izinsiz almaya hatta "çalmaya" utanmıyor musun sen? Demek bu yüzden bir kaç gündür peşimdesin. Seni gidi küçük hırsız!

Ne diyordu bu çocuk neler duyuyordum böyle? Allah'ım ben bunları haketmiyordum. Neden ben ona kalbimin tüm odalarını kiralamışken o sadece gelip dünkü adamın kamerasına göz dikmişti? Nedenn?

- Benim kimsenin eşyasında gözüm yok küçük bey! Ne dediğini o küpeli kulakların duysun! Peşinde falan da değilim ben senin.
- Bana bak küçük! Hemen o kamerayı bana ver ve uzaklaş burdan.
- O senin değil neden vereyim? Benim bu kamera yani.. bir abimin.
- Bana ver diyorum yoksa ben almasını iyi bilirim!
- Gücün yeterse dene. Ha önce küpelerini çıkartmayı unutma derim!
- Gel buraya! Sen kaşındın.
...

Ama benim hayallerimde o beni onu öpmediğim için kovalıyordu bu hiç adil değil.

- Sana bunu alacağımı söylemiştim.
- Bende alamayacağını...

Ve ani bir düşüş. Kamera gözlerini üzerimize dikmiş o hafif yaşlı adamın ayaklarında... O yerde... Ve ben onun üzerinde!

Hadi Birlikte Yalnız OlalımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin