Bölüm 1

579 15 16
                                    

Annemin mutfaktan "Canaan! Kalk kız okula geç kalacaksın! Gel kahvaltı yap!" diye bağırmasıyla yataktan sıçradım. "Geliyorum!" diye bağırıp banyoya doğru ilerlemeye başladım. Bugün pazartesi. Haftanın en nefret ettiğim günü. İnsan iki günlük tatile alışınca sabah erken kalkmak çok zor oluyor. Özellikle de benim gibi uykuya aşık birine göre işkenceden farksız. Yüzümü yıkadıktan sonra söylene söylene mutfağa indim. Hayır yani benim anlamadığım neden okula sabahın köründe gitmek zorundaydık ki? Dersler neden 10'da değilde 8 de başlıyordu? Annemin sesiyle transtan çıkıp ona baktım. " Hı? " dedim. Bana dik dik bakarken " Biraz acele etsen diyorum. Okula geç kalacaksın" dedi. Evimiz ile okul arası yarım saatlik yürüme mesafesindeydi. Onun için kahvaltı yapıp hazırlanmak için sadece yarım saatim vardı. Annemi yanağından öpüp " Tamam bitanem " diyerek masaya oturdum. Hızlıca kahvaltımı yapıp odama çıktım. Okul formalarımı giyerken telefonuma gelen mesaj sesiyle ona döndüm. Ceyda "Okula giderken beni al " yazmıştı. Telefonumun şifresini girip cevap yazdım " Tamam bekle geliyorum" . Saçlarımı tarayıp topuz yaptım ve koşarak banyoya gitmeye başladım. Dişlerimi fırçalarken ikinci mesaj sesiyle oflayarak telefonumu aldım. Yine Ceyda atmıştı " Çabuk ol , geç mi kalmak istiyorsun?" yazıyordu. Cevap yazmadan banyoya gittim ve diş fırçalama işini bitirdim. Anneme " Ben çıkıyorum !" diye bağırdıktan sona çantamı kaptığım gibi evden dışarı attım kendimi. Eteğimin cebinden telefon ve kulaklığımı çıkarıp şarkı açtım. Dinleye dinleye Ceyda'ların evine kadar gittim. Tam kapıyı çalacakken omzuma atılan elle çığlık atıp geri döndüm. Ceyda anında kahkahayı bastı. " Niye gizli gizli arkamdan yaklaşıyorsun be! Ödüm koptu kızım! " dedim. O da hala gülmeye devam ederken " Seni yolun karşı tarafında bekliyordum. Defalarca bağırdım ama duymadın" dedi. Müzik dinliyordum sonuçta, duyamamam normaldi. " Hadi oyalanma okula geç mi kalmak istiyorsun" diyip onun mesajını taklit ederek koluna girdim. Beraber havadan sudan sohbet ederek okula kadar gittik. Henüz zil çalmamıştı. Ceyda ile sınıfa doğru çıkmaya başlamıştık ki yanımızdan süper yakışıklı bir çocuk geçti. Onu daha önce okulda hiç görmemiştim. Yeni gelmiş olmalı diye düşünürken Ceyda kolumu dürttü " Oha o da neydi öyle!" dedi. " Bilmiyorum ama yeni olmalı" diye saçma bir cümle kurdum. Bana tek kaşını kaldırarak baktı "Bravo bilmiyordum(!) " dedi alaycı ses tonuyla. Kafamı ona çevirip dik dik baktım "Çok konuşma da yürü."dedim. Sınıfa girip sıralarımıza oturduk. Biraz sonra da bizim Arzu, Ayşe, Öznur, Melike, Merve, Zehra ve Sema 'dan oluşan tayfamız geldi. Arzu her zamanki gibi " Günaaydııııın" diyerek yerine oturdu. Ben de gülümseyerek " Günaydın " dedim. Ayşe de hemen arkasından çıkıp " Günaydın Aşkeeeem" dedi. Ben de gülerek "Günaydın Caneeeem" dedim. Henüz sınıftakiler yerlerine yerleşemeden sınıfa kimyacı girdi. Bu adam neden her seferinde bu kadar erken geliyordu? Her zamanki gibi elinde xolan tam 10 tahta kalemini masaya bırakıp sınıf defterini doldurmaya başladı. Herkes birbiri ile fısıldaşırken hoca tahtaya birşeyler karalamaya başladı. Anlamadığım şey akıllı tahta dururken neden beyaz tahta? " Sessiz olun" diyip derse başladı. Kafamı kaldırıp sınıftakilere baktığımda sınıfın %75'inin elinde telefon olduğunu gördüm. Çoğu hocayı dinlemiyordu demek ki. Ben orta sırada en arkada olduğum için hoca beni buradan göremezdi. Telefonumu açıp whatsappa girdim. Sınıftaki kızlarla whatsap grubu açtığımız için doğrudan 58 mesaj gelmişti. Arzu "Canan bi baksana" dedi. Ona bakmamla telefonun fotoğraf çekme sesinin gelmesi bir oldu. "Hain Muhittin!" diyerek elindeki telefonu almaya çalıştım ama o ben alamadan gruba fotoğrafı attı. Görenler geri dönüp sessizce gülmeye başladılar. Resmen trollenmiştim. Ama kötü ödeyeceksin Arzu hanım. O ara hoca "Herkes dersi dinlesin! " dedi. Herkes telefonu sıranın altına atıp hocaya döndü. Hoca sınıfa birkaç saniye baktıktan sonra tekrar tahtaya dönüp anlatmaya başladı. Herkes yine birşey yokmuş gibi telefonunu eline aldı. Yanıma döndüğümde Sema sesini çıkarmadan tahtayı yazıyordu. Oh my god! Kıyamet kopacak! " Sema hayırdır? Gelirken başına birşey mi düştü? Sen ne zamandır kimya derslerini dinler oldun?" dedim. Bana bakıp somurttu. "Sema birşey mi oldu?" diye sordum. "Telefonumu evde unutmuşum" dedi. "Hay ben senin!" diyip kolunu sıktım. Sırıttı. Tekrar hocaya döndüm ve tahtayı deftere geçirmeye karar verdim. Kalemliğimin fermuarını açtığımda gözüme çarpan ilk şeyle sırıttım. Fosforlu kalemdi. Aklıma Arzu için muhteşem planlar geldi. O teneffüste görürdü. Ben bunları düşünürken suratıma çarpan suyla yerimden sıçradım. Yüzümü suyun geldiği tarafa dönderirken Ayşe "Aşkeeeem " diyerek gülüyordu. Tam o sırada Ayşe'nin telefonuna mesaj gelince titreşim sesi geldi. Ayşe gülerken birden yüz ifadesi değişip korkuyla hocaya baktı. Neyse ki hoca duymamıştı. Bu sefer de sessizce kahkaha atan ben oldum. Telefonunu açıp Turkcell'e sövmeye başladı. Ben gülmeye devam ederken zil çaldı. İçimdeki şeytan uyanma vakti. Tabi öğrenci zili çaldıktan sonra. Teneffüsümü boşuna ziyan edemezdim.  Ceyda'yı alıp koridora çıktım. Tam merdivenleri inecekken o çocuk yine ortaya çıktı ve doğrudan 10/B 'ye girdi. Demek ki B'lerin yeni öğrencisiydi. Ceyda kolumdan tutup beni çekiştirince kendime geldim. " Lan az sulan be " dedi. " Ne sulanması be! Sen kendine bak. Resmen ağzından su aktı." dedim. Gözlerini devirerek " Hadi aşağı inelim " dedi. Merdivenlerin yarısına gelmiştik ki zil çalmaya başladı. Muhteşem! Harika! Çok çok harika! Teneffüsüm de boşa gitmişti. Söylene söylene sınıfa girerken birinin çelme takmasıyla sendeledim. Arkama döndüğümde Nisa, ve Sema gülüyordu. Ulan bugün milletin benden alıp veremediği neydi?! Geri dönüp onlara doğru adımlarken nöbetçi öğretmen geldi. " Hadi sınıfa girin. Zili duymadınız mı" dedi. Onlara ölümcül bakışlarımı atıp sınıfa gitmeye başladım. Elbet onun da intikamını alacaktım. Ama öncelik Arzu'ya aitti.

Lise HayatımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin