Başlangıç

5 1 0
                                    

Özgür'ün arkadaşının evine gelmemizle ağzımın şekilden şekile girmesi bir olmuştu. Hayatım boyunca bu kadar büyük ve güzel bir ev görmemiştim. Ön bahçeye geldiğimizde bir havuzunun olduğunu görmüştüm. Yüzmeyi bilmiyordum ama suyun içinde olmak insanı rahatlatıyordu. Umarım arkadaşı tarafından hoş karşılanırdık. 

Karşı taraftan bir kız ile oğlan bize doğru yürümeye başladı. Kız hemen hemen benim boylarımdaydı. Özgür'ü gördükleri zaman kız koşarak geldi ve Özgür'e sarıldı. 'Özlemişim abimi' dedi. Abi mi? Öz olanından mı yoksa sadece ondan büyük olduğu için mi öyle demişti? Kısa çaplı bir bilinmezlik yaşadıktan sonra Özgür beni tanıştırmaya başladı. 'Alesia, arkadasım sayılır. Umarım ikimiz için bu güzel evde yeriniz vardır' Açık konuşayım mı? Daha beterini bekliyordum. Sonuçta yabancı birisini neden evine alasın ki? Hem de hiç tanımadan? Ama bu insanlar öyle değillerdi. Öz ablam beni evine almazken tanımadığım bu insanlar beni evine alıyorlardı. Kız gülümseyerek yanıma geldi valizimin ucundan tutarak 'Haydi odana çıkarayım seni. Tanışırız bu şekilde' dedi. Cana yakın ve sevecen bir kızdı. Tam da benim aksimdi. Çünkü ben daha çok yabani ve ruhsuzdum. Ama artık o hallerimi bırakacaktım. Eski günler geride kalmıştı. Gülerek 'Alesia adım. Senin?' dedim. Elini uzatarak 'Derin. İyi anlaşacağımıza eminim' dedi ve el sıkıştık. Sanırsam bu ailede el sıkışmak adettendi. Önce Özgür sonra da Derin. Yanlış anlamamasını umarak 'Özgür senin öz abin mi?' dedim. Yanıma geldi. 'Evet.' Camdan aşağıyı işaret ederek 'O çocukta sevgilim. Abimle yakın arkadaşlar. Onun adı da Toprak. Bir ara tanışırsınız.' dedi. Demek kardeşi ile en yakın arkadaşı çıkıyorlardı. 'Özelinize bulaşmak istemem ama abiler genellikle kız kardeşleri ve yakın arkadaşları ile olan ilişkilerini desteklemezler' dedim. Kız beni birazdan evden kovabilirdi. Yanlış anladığını düşünerek 'Kusura bakma. Çok patavatsızım. Bulaşmamam gereken konulara bulaşıyorum. Özür..' 'Ne kadar da özür dilemeyi çok seviyorsun sen?Hayır, yanlış anlamadım. Evet, başta ufak çaplı tepkiler gösterdi fakat zamanla aştık. Bu konulara bir daha girmemeyi düşünüyoruz' dedi ve son noktayı koydu. Başımı sallayarak sustum. İçimdeki geveze kız susmuyordu. Fakat bu söylemem gereken bir şeydi. Boğazımı temizledim. 'Kalacak bir yerim olmadığı için gelmek zorunda kaldım. Çok uzun süre kalmayacağım. Rahatsız etmek istemem' dedim. Kız kapıya yöneldi 'Benim için sorun değil' dedi ve dışarı çıktı. Güzeldi. En azından kızın içinden cadı çıkmamıştı. Görünüş her zaman aldatıcıdır derler. Birkaç giysiyi çıkararak askıya astım. Aslında bunları giyip giymeyeceğimden emin değildim. Kısa şeylerdi. Normal kızların bundan daha kısa şeyler giydiklerini biliyordum ama ben böyle değildim. Alışmam uzun süre alabilirdi. Kot pantolonumun üstüne yeni bir tişört geçirdim. Odamı incelemeye başladım. Ön taraftaydı. Aşağıda havuzu görebiliyordum. Oturup gülüşüyorlardı. Özgür ayağa kalkarak içeri girdi.

 Dolap, makyaj masası ve kendine ait banyo ile tuvaleti olan odam içime huzur vermişti. Kısa süre burada olacaktım ama olduğum zaman sürecinde keyfini çıkarmak niyetindeydim. Kapımı tıklatılmasıyla Özgür'ün 'Gİrebilir miyim?' sesini duydum. O tarafa doğru yürüdüm ve kapıyı açtım. Kapının pervazına yaslanmış beni izliyordu. Kollarımı önümde birleştirerek 'Müsaitim' dedim. 'Güzel' diyerek odanın içine girdi. Sinirimi belli etmemek adına elimden geleni yapıyordum ama bu kadarıda fazlaydı. Tamam onun sayesinde kalacak bir yerim vardı ona bu yüzden minnettardım. Beni ne sanıyordu ki? Diğer kızlara benzeyen hiçbir yanım yoktu. En azından onlar gibi olsaydım bana sarkan bir sapık sıfatını koyabilirdim. Ama bu durumda bunları sesli düşünmek veya söylemek bile büyük bir aptallıktı. İç sesimi susturarak Özgür'e odaklandım. Konuşuyordu. Bu kadar geveze olması iyi bir şey miydi emin değildim. 'Hazır buraları bilmezken bizi gezdirebileceklerini söyledim. Yarın saat 7 de havuzun başında ol. Rahat bir şeyler giyinmen daha iyi olur. Sabah sporu yapacağız' dedi ve kapıdan çıktı. Sabah sporu mu? 7 de kalkmak zor değildi ama sabah sporundan kastı neydi? 

Hemen yarın için giyilecek kıyafet ayarlamaya başladım. Dolabın başında yarım saat 'bu kısa, bu kötü, bu çok rüküş, bu hiç olmaz, hayır giyecek hiçbir şeyim yok' diye yakınmak istemiyordum. Gri eşofman altı ve onun üstüne uygun beyaz tişörtümü seçtikten sonra Derin'in seslerini işittim. 'Alesia, gel de bir şeyler atıştır' Çekingen bir tavırla aşağıya indim. Televizyonun başında yerlerini alan Özgür ve Toprak, Derin'in hazırladığı tabaklardaki yiyecekleri tıkanırken yan taraftaki mutfağa geçtim. 'Geldin. Kendine de bir tabak hazırla ve içeceğini alıp içeri geç. Hoşgeldin partisi yapamadık ama bir film partisi yapabiliriz' dedi.Gülümseyerek tabak aldım. Kurabiyeden patates salatasına kadar birçok şey vardı. Normaldede çok yiyen bir insan olmadığım için hepsinden azar azar aldım. Portakal suyunu da doldurduktan sonra Derin ile mutfaktan çıktık. İkili koltuklar vardı. Derin Toprak'ın yanına giderken ben de Özgür'ün yanına gitmek zorunda kaldım. İri cüssesi yoktu ama bacakları koltuğa sığmamıştı. Film boyunca hareket etmesi rahat edemediğini açıklıyordu. 'Rahatsız mı oldun?' dedim televizyon ışığının yettiği kadar aydınlanan suratına bakarak. 'Uzun boylu olmanın dezevantajı diyelim. Hayır, olmadım.Yanımda güzel bir kız var ve film izliyoruz. Bunda rahatsız olunacak bir şey bulamadım ben.' diyerek patlamış mısırı ağzına attı. Kafasını çevirerek filmi izlemeye devam etti. Filmi sıkıcı bulmamıştım ama Özgür'ün dediklerinden sonra filme olan ilgim de toz olup uçmuştu. Tımarhanenden çıkıcaksın ve bir erkek sana 'güzel olduğunu' söyleyecek deseler inanmazdım. Hatta o erkekten şüphe ederdim. Sarhoş ya da sapık olabilirdi. Yan profilinden Özgür'e baktığımda karşımda ne bir sapık ne de bir sarhos görüyordum. Habire tıkanan ve filmi izleyen birisini görüyordum. Gözleri televizyona dikmiş heyecanlı bir şekilde izliyordu. Hafif kıvrımlı burnu, kemikli yüzü ve asi siyah saçları ile yanı başımdaydı .En azından şunu dileyebilirdim. Klasik olabilir ama 'keşke başka şartlarda tanışma fırsatımız' olabilseydi. Belki her şey daha farklı olabilirdi. Ona karşı bir şeyler hissedebilirdim. Güzel bir ikili olabilirdik. Beynim kalbimle dalga geçerek 'Yükseklerden uçma, fena çakılırsın' havalarına girmişti. 

Özgür kafasını çevirerek 'Filmden daha güzel olduğumu bilseydim keşke. Beni izlemek hoş bir duygu değil mi?' diye sordu. Afallayan kalbim beynimin değdiği gibi yere çakılmış ve asfalt ile bir olmuştu. Utançtan kızaran yanaklarıma aldırmadan kafamı çektim 'Oyle değil' demeyi başardım. Özgür göz teması kurmaya çalışarak 'Utanma. İzle bol bol.' diyerek filmi kaldığı yerden izlemeye devam etti. Ayıp olacağını biliyordum ama bu utancı kaldıracak gücü kendimde bulamayarak yarısı yenmiş tabağımı kahve masasının üstüne bırakarak ayağa kalktım. Tişörtümdeki hayali kırışıklıkları düzenleyerek 'Odama çekilsem sorun olmaz değil mi? Biraz yorgunum.' dedim.Derin'in 'Tabikide dinlen. İyi uykular' sesi ile rahat bir nefes verdim ve 'İyi geceler' dedim.Toprak ve Özgür filme dalmış hala izliyorlardı. Sanırsam duymadılar beni. Gerçi Özgür'ün duymaması daha iyiydi. Merdivenlerden çıktım ve odama girdim. Kıyafetlerimi değiştirdikten ve yatağımı hazırladıktan sonra yatağa girdim. Tımarhanemden çıkmıştım. İlk uykumu yumuşacık bir yatakta, güzel bir evde ve tanımadığım insanlar arasında gerçekleştiriyordum. Uykuya teslim oldum ve güneşin ışıklarını tenimde hissetmeyi özlediğimi kendime hatırlattım. Yarın daha güzel olacaktı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 17, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ÖZGÜRLÜĞÜN ARDINDAKİ AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin